Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Post Modern Varlık Vergisi diye yazınca kıyamet koptu.

        Meğer bu bayağı can yakmış.

        Arayan arayana, mailler, mesajlar cabası.

        Tabii ben yine gülüyorum.

        Çünkü bu konuyu daha vergi tasarısı komisyonda iken yazdım.

        “Dikkat edin, her türlü insaftan ve izandan uzak felaket bir vergi geliyor” diye.

        Kimse tınmadı.

        Muhalefet de gıkını çıkaramadı ve yasa TBMM’den geçti, Saray onadı.

        Tapu Kadastro’dan hızlı bir biçimde tebligatlar başladı, millet uyandı.

        “Yandım Allah” diye arıyor herkes.

        Niye insaf ve izandan uzak diyorum anlatayım.

        Bu vergide maksat rantiyeden vergi almak değil, milletin canını yakmak.

        Çünkü sadece konuttan.

        Ve dahası sadece değerli konuttan.

        Yani her birinin değeri 4.999.999 TL olan bin tane evin olsa, toplamda 4 milyar 999 milyon 999 bin TL’lik evlere tek kuruş vergi yok.

        Ama bir tane 5.000.000 TL değerinde evin var ise “haşırt”.

        İzansızlık burada.

        Adaletsizlik burada.

        Dün yaşlı bir çift arıyor.

        Yaşlı diyorsam bayağı yaşlı.

        Boğaz’da bir evleri varmış. 50 yıl kadar önce almışlar.

        Yaşlanınca o daireyi kiraya verip, aldıkları kira ile çocuklarının da oturduğu bir sitede daireye geçmişler. Hem torunlara yakın olmak hem de başlarına bir hal gelirse çocuklarından yardım alabilmek için.

        “Fatih bey evladım, Boğaz’da kiraya verdiğimiz evin kirası ile başka evde kiraya geçtik. Aldığımız kira ile verdiğimiz kira ve aidat hemen hemen denk geliyordu. Şimdi Boğaz’daki eve yılda 120 bin TL vergi geldi. Aldığımız kira o kadar değil” diyor yaşlı teyze.

        Bir başkası daha da saçma bir durum.

        Arayan yaşlı bir teyze.

        Anladığım kadarı ile Kuzguncuk sırtlarında genişçe bir arsası var. Ölen eşinin babasından kalma.

        Teyze ise yine oralarda bir yerde 100 metrekare bir apartman dairesinde yaşıyor.

        Tepedeki arsayı mafya kapmasın diye çevresine bir duvar yapmışlar.

        İçine de bir bekçi koymuşlar. Bekçi için de müştemilat benzeri bir minik yapı.

        Koca arsada 40 metrekarelik falan bir yer.

        Arsa büyük ve boğaz manzaralı olduğu için içindeki gecekondu benzeri yapıya bir değer biçmişler Allahlık.

        Teyzenin söylediğinden anladığım biçilen değer 60 milyon TL gibi bir şey.

        Yani bekçinin oturduğu müştemilat için istenen vergi yıllık 600 bin TL.

        Teyze diyor ki, “O değeri bulan kim ise gelsin yarısını versin o paranın yarın tapu devrini yapayım”.

        Şimdi yüzbinlerce kişi itiraz edecek.

        İtirazlar kabul görmez ise yüzbinlerce dava açılacak.

        Devlet bunlarla uğraşacak.

        Ve sonunda zaten Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal edecek.

        Bu yasanın kazananı avukatlar.

        Kaybedeni ise millet ve AK Parti olacak.

        Çok açık!

        *

        Suçlu Galatasaray’dır

        Tuzla maçında meydana gelen olaylardan ötürü Galatasaray suçludur.

        Niye mi?

        Anlatayım:

        - İlk maçta Adem Büyük rakip kalecinin ayağına basarak ve sonra da sanki haklıymış gibi rakibinin üzerine yürüyerek en hafif tabiriyle centilmenlik dışı bir hareket yaptı. Bu hareket hakemin gözünden kaçmış olabilir. Hakem karaktersiz olduğu için bunu görmezden gelmiş olabilir. Fark etmez. Galatasaray Spor Kulübü futbolcunun yaptığı bu ayıp için özür dilemeliydi!

        - Rakip takımdan seviyesiz bir futbolcu ilk maç sonrası sosyal medya üzerinden bir takım terbiyesizlikler yapmış olabilir. Rakip oyuncunun seviyesizliği sizi ilgilendirmez. Maç sonunda gidip ona herhangi bir şey söyleyemezsin. Aldığın sonuç zaten verilmiş en iyi cevaptır terbiyesize.

        - Rakip takımın terbiyesiz futbolcusu Galatasaray altyapısından yetişmiş. Galatasaray taraftarı olmadığını da açıklıyor. Bu da Galatasaray’ın ayıbıdır. Öncelikle böylesine bir terbiyesizi altyapında adam edemediğin ve barındırdığın için. İkincisi altyapındaki gencecik çocuklara bile kendi kulübüne aidiyet sağlayamadığın için.

        *

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Öngörüsüz toplumların duvardan kazındığını unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar