Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son günlerin gözde yatırım aracı İstanbul Borsası.

        Belli ki, iktidarın da gazlaması ile Borsa’da işler iyi.

        Hisseler uçuyor, hisseler kaçıyor.

        İşler süper gidiyor.

        Şahsen borsa ile işim olmadığı için bunları okuduklarımdan, duyduklarımdan, konu ile ilgilenenlerin açıklamalarından biliyorum.

        Şahsen borsa ile tek ilişkim halka arzı sırasında satın aldığım sembolik Galatasaray hisseleri ile oldu. Onları da yılar önce sattım.

        Yine de “Neymiş bu uçan İstanbul Borsası” diye bakayım dedim.

        Biraz inceleyince başladım gülmeye.

        Çünkü borsanın uçtuğu falan yok bana göre, tam aksine borsa dolayısıyla Türk sanayii ve finans sektörü büyük değer kaybetmiş son 10 yıl içinde.

        Haklı olup olmadığıma aşağıdaki satırları okuyunca siz karar verin.

        Birkaç çarpıcı örnek vereyim.

        Mesela Anadolu Efes.

        2013 yılında zirveyi gördüğünde piyasa değeri 9.5 milyar dolarmış. Bugün 1.9 milyar dolar dolar. Kayıp yüzde 80.

        Arçelik’in 2013’te hisselerinin toplam değeri 5.3 milyar doları görmüş. Bugün 4.6 milyar dolar. Kayıp yüzde 12.

        Bagfaş var. Gübre üreticisi. 2013’te değeri 260 milyon dolar. Bugün 198 milyon dolar. Yüzde 23 oranında değer kaybetmiş.

        Keza Coca Cola İçecek. 2013’te 7.8 milyar dolarlık piyasa değerine ulaşmış. Bugün 2.7 milyar dolar. Kaybı yüzde 65.

        REKLAM

        Koç Holding hissesinin toplam piyasa değeri 2013’te 15.6 milyar dolar. Bugün 11.5 milyar dolar. Değer kaybı yüzde 27.

        Sabancı da farklı değil. Sabancı Holding’in 2013 değeri 11.2 milyar dolar. Bugün ise 4.8 milyar dolar. Sabancı’nın kaybı yüzde 57.

        Ülker Bisküvi 2013’te değeri 2.8 milyar dolara ulaşmış. Bugün 611 milyon dolar. Kayıp yüzde 78.

        Finansta durum farklı mı sanki!

        Garanti Bankası 2013’te 25.7 milyar dolar. Sıkı durun bugün 6.3 milyar dolar. Kayıp yüzde 76.

        İş Bankacı C grubu hisselerinin toplam değeri 2013 yılında 18.7 milyar dolara yükselmiş. Şimdi 7.6 milyar dolar. Kayıp son günlerdeki artışa rağmen yüzde 59.

        Yapı Kredi Bankası 2013’te 14.5 milyar dolar iken, bugün 5.2 milyar dolar. Değer kaybı yüzde 64.

        Hizmetlerde de durum aynı.

        Turkcell 2013’te 13.9 milyar dolar. Bugün geldiği nokta 4 milyar dolar. Kaybı yüzde 71.

        Türk Telekom 2013’te 16.3 milyar dolar iken bugün 3.5 milyar dolar. Değer kaybı yüzde 78.

        Hadi bir de toplam değerlere bakalım…

        2013’te 411 borsa şirketinin toplam piyasa değeri 350 milyar dolar bugün 483 borsa şirketinin toplam piyasa değeri 300 milyar dolar….

        Buna bir de doların 10 yıllık enflasyonunu da eklerseniz, uçan kaçan borsamızın röntgenini daha iyi çekersiniz.

        Buradan çıkan sonuç nettir.

        Türkiye’ye son 10 yılda büyük değer kaybettirilmiştir.

        Büyümede büyüyemeyenler ne yapacak!

        Büyümede büyüyemeyenler ne yapacak!
        0:00 / 0:00

        Büyümeyi yüksek tutarsak seçim kaybetmeyiz.

        Kimilerine göre Harvard, bana göre ise Mahfi Eğilmez Endeksidir bu.

        Büyüme sürüyorsa, iktidar kazanır.

        Sevgili Mahfi Hoca bunu çok iyi anlatır, AK Parti iktidarı da bu anlatılanı iyi dinlemiş, iyi öğrenmiştir.

        Bu yüzden de bugün hala büyümeye dayanarak iktidarını koruma peşinde ve büyüme rakamları da iyi görünüyor.

        Ancak bu kez büyümenin geçen dönemlere göre önemli bir farkı var.

        Geçtiğimiz 20 yıl boyunca Türkiye büyürken, düşük gelir grupları bu büyümeden iyi bir pay almışlar.

        Toplumun alt kesimi de, Türkiye’nin büyümesine paralel olarak büyümüş.

        Türkiye zenginleşirken düşük gelir grupları da kendi ölçülerinde zenginleşmiş.

        Ev almış ya da alabilme hayalini güçlü olmuş, otomobil almış ya da alabilme imkanı büyümüş.

        Bugün ise tam tersi bir durum söz konusu.

        Türkiye kağıt üzerinde, biraz da baskılanan doların da etkisiyle büyümüş görünüyor ama bu büyümede sermayenin payı yüzde 115 oranında artarken, emeğin payı tarihi bir dip yaparak yüzde 26.5 oluyor. Bu oranın 2016 yılında yüzde 45 olduğunu söylersek, ücretli kesimin nasıl bir kayıp içinde olduğunu anlamak mümkün.

        Hal böyle olunca düşük gelirliyi bırakın, orta gelirlinin bile ev ya da otomobil hayali kalmadığı gibi, giderek daha fakirleşiyor. Oy veren geniş kesimler, büyümeyi hissetmiyor.

        Mayıs’ın 14’ünde sandıkta Mahfi Eğilmez’in tezi bir kez daha oylanacak.

        Bakalım kendine yaramayan büyümeye, seçmen nasıl tepki verecek.

        Kan meselesi

        Kan meselesi
        0:00 / 0:00

        Başkanı yetmezmiş gibi bir de genel sekreter yardımcısı çıktı başımıza.

        Adı Murat Ellialtı imiş.

        Kardeşi de arpalığa çevirdikleri Kızılay'ın bir şirketinden genel müdür sıfatı ile ziftleniyormuş.

        Başkanı yellenince, genel sekreterin orta yere yapması normal.

        Bu Ellialtı efendi, Kızılay'ı eleştiren Temel Karamollaoğlu için "Epeyce yaşlı. Bir gün kan ihtiyacı olursa olgun davranır, kendisini çevirmeyiz" buyurmuş.

        Bak bak bak.

        Bak sen şu laf ebesi Ellialtı'ya.

        Ulan o kan senin babanın kanı mı!

        Yıllardır milyonlarca vatandaşın verdiği kan o.

        Sen kim oluyorsunda kimin kanını kime bahşediyorsun.

        Bak Ellialtı, Kızılay'ın bir çiftliğe döndüğünü, Kızılay'a asla güvenmemek gerektiğini, Kızılay'a değil bağış yapmak kan bile vermemek gerektiğini ilk kim söyledi biliyor musun?

        Murat Bardakçı.

        Cumhurbaşkanlığı Kültür Politikaları Kurulu üyesi ve şimdi de Cumhurbaşkanlığı tarafından oluşturulan "Deprem Çalışma Grubu"nun da katılımcısıydı.

        Hadi paçan sıkıyorsa ona da aynı şeyi söyle bakalım.

        Yiyor mu!

        Kan meselesine gelirsek.

        O kanlar bizim kanımız.

        Senin değil.

        Eğer o iş sana kalsa idi, Kızılay'da tek bir damla kan olmazdı.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Bozulan aracı, bozan tamirciye götürmediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar