Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Bana göre ilk yarının en iyi hocası Hamza... Galatasaray için şampiyonluk umudunu fazlasıyla verdi. İkinci yarı için ben olsam Galatasaray’a tek transfer yapmam. Eboue-Engin gibi oyuncuları kazanırım.”

        Hamza Hamzaoğlu’nun 5 maçlık performansı size şampiyonluk için umut verdi mi?

        Fazlasıyla.

        Peki, Galatasaray’ın ikinci yarıda neye ihtiyacı var? Hangi bölgeye transfer gerekir?

        Galatasaray’ın transfere ihtiyacı yok. Galatasaray’ın kadrosunu değerlendirmeye ihtiyacı var. Eboue’nin parası tıkır tıkır ödenirken niye yok mesela? Ya da Engin Baytar? Bu isimler kazanılmalı. Ben olsam tek bir transfer yapmam, Hamza’nın da yapacağını zannetmiyorum.

        Size göre ilk yarının ‘en’leri neler? En iyi futbolcu, en iyi takım, en iyi hoca, en iyi hakem ve en büyük hayal kırıklığı?

        En iyi futbolcuyu tek bir kişi ile sınırlayamam. En iyi takım kesin Beşiktaş. En iyi hoca Hamza Hamzaoğlu. En iyi hakem galiba Fırat Aydınus. Hayal kırıklığı ise Kasımpaşa derim. Bana göre en kötü 4. sırada olmaları lazımdı.

        İstanbul’da oynanan üç derbinin toplam seyirci sayısı bir stadı doldurmaz. Geçen sene aynı Beşiktaş-G.Saray derbisi 76 bin kişiye oynandı. Her hafta soruyoruz, yine soruyoruz? Neden? Ne olacak bu işin sonu?

        Elbirliği ile futbolu öldürdük. Televizyonlardaki yorumculara bakın statların niye boş kaldığını anlayın. Üzerine bir de passolig. Haydi cenaze namazına.

        TÜRK FUTBOLUNA ‘DENETiM’ ŞART

        Yabancı transferinde artık kulüplerin mali durumu ön plana alınacak. Üç büyükler bu konuda biraz sıkıntı yaşayacak. TFF’nin bu düşüncesine siz ne diyorsunuz?

        Yüzde yüz katılıyorum. Ben Federasyon Başkanı olsam daha ötesini yapardım. Geçen gün yaptığınız toplantıda anlattım ne yapılması gerektiğini. Sorarsanız yine anlatırım.

        Soralım o zaman. Yarın Fatih Terim’in de toplantısı var. Habertürk’te konuştuk. Bu toplantı öncesi neler söyleyeceksiniz? Türk futbolu için neşter ilk önce nereye vurulmalı?

        Türk futbolunun sorunu malidir. Gelirlerle orantısız bir gider söz konusu. Futbol piyasasına bakın. Futbolcular, Avrupa standardının da üstünde para alıyor, gelirler ise Avrupa standardının altında. Nasıl olacak bu iş? Üstüne bir de kulüpler diğer branşlarını da futbol gelirleriyle finanse etmeye çalışıyorlar. Mümkün değil. Bana sorarsanız Futbol Federasyonu çatısı altında ama bağımsız bir “Profesyonel Futbol Mali Denetleme Kurulu” oluşturulmalı. Takımların bütçeleri ile harcamalarını denetlemeli. Gerekirse transfer yasağı koymalı. Ya da transfer üst limitleri belirlemeli. SPK veya BDDK benzeri bir kurum.

        AZİZ YILDIRIM SİYASETÇİ GİBİ!

        Aziz Yıldırım, sezon başında ‘Bu takımı hocalar mı şampiyon yapıyor’ deyip İsmail Kartal’ı getirdi. İlk yarının lider bitirilmesi, Yıldırım’ın tezini güçlendirir mi?

        Aziz Yıldırım’ı ben bir siyasetçiye benzetiyorum. İsmini söylemeyeyim de sıkıntı olmasın. ‘Her şey benden sorulur’ diyor ve bunu kanıtlamak için gereken neyse yapıyor. Daha önce de Mustafa Denizli için ‘O mu şampiyon yaptı!” demişti. Aziz Yıldırım’ın kulübü şampiyon olabilir. Ama kazanan her zaman haklı değildir.

        GALATASARAY ATATÜRKÇÜ’DÜR

        Abdurrahim Albayrak’a kızan Galatasaraylılar, geçen hafta Anıtkabir ziyaretine gittiler. Camiada Albayrak’a yönelik çok eleştiri var ve Albayrak da bunlara çok sıkılmış gibi görünüyor. Ne diyeceksiniz!

        Abartılı hareketlere abartılı tepkiler olur. Abdurrahim ne kadar abarttıysa tepkiler de o kadar abartılı oldu. Bakın şunu söyleyeyim. Abdurrahim Cumhurbaşkanı’nı çok sevebilir, uğruna ölecek kadar sevebilir. Ama bunu Galatasaray şapkası ile dile getirmesi yakışık almaz. Çünkü Galatasaray, siyaseten Abdurrahim Albayrak gibi düşünmek zorunda değil. Ayrıca da siyaset ile sporu bu kadar iç içe sokmak bir spor adamının yapacağı iş değil.

        Peki Anıtkabir ziyareti?

        Dur, oraya geliyorum zaten. Galatasaraylılar, Anıtkabir’e gitmek için Abdurrahim’e tepki göstermeyi beklememeliler ve beklemezler de. Bakın Galatasaray kurum olarak nasıl anılır; “Batıya açılan pencere”

        Peki bu pencereyi en fazla açan kim? Atatürk.

        Türkiye’yi ‘Batılılaştırmak’ için ömrünü adamış bir lidere, bir devlet adamına, kurucu babamıza Galatasaraylılar’dan daha fazla kim sevgi duyabilir?

        Galatasaray, Atatürkçü’dür. Hem de en hakiki anlamda. Ben Galatasaray’da sınıfa her gün Atatürk büstünün önünden geçtim; üzerinde “En hakiki mürşit ilimdir” yazan.

        Her gün spor yaptığımız Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nun duvarında Atatürk’ün sözü vardı, “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” diyen.

        Herkes Atatürk’ün hangi takımı tuttuğunu tartışır. Ben Atatürk’ün hangi takımın taraftarı olduğunu bilemem. Ama bildiğim bir şey var. Okuduğumuz sınıflarda her gün karşımızda Atatürk fotoğrafına baktık, üzerinde “Galatasaray’a” diye imzası olan fotoğrafına. Ben Atatürk’ün başka bir kuruma böyle bir fotoğraf imzaladığını görmedim. O fotoğrafın bir kopyası şu anda odamda asılı. Bir tane size vereyim de sayfada kullanın.

        Galatasaray, Atatürk’ün izindedir. Elbette herkes Atatürk’ü sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda. Atatürk’e saygı duymayana biz de saygı duymayız. Sevmeyeni de sevmemek benim özgürlüğüm.

        PAŞA’DA BEK SORUNU VAR

        Kasımpaşa’nın bu sezonki durumunu değerlendirir misiniz?

        Siz benim başımı belaya mı sokmak istiyorsunuz! Daha önce de söyledim, takım ruhu ve hırs gerekiyor. İyi bir takım. Kalede İsveç Milli Takımı kalecisi Isaksson, Babel, İsviçre gol kralı Scarione, Malki, Donk, Viudez gibi üç büyükler dahil her takımda yıldız olacak oyuncular. Dünyada gördüğüm en iyi tesisler. Altyapı organizasyonu. Parasal sorun yok. Bütçe denk. Sıfır sorunlu tek takım. Kasımpaşalı oyunculara rahat batıyor sanki. Tabii bir de yerli oyuncu kalitesini biraz arttırması lazım. Bekler konusunda hala sorun var.

        Bursaspor’da Şenol Güneş çok başarılı bir performans çizdi. Şenol hoca için yorumunuz nedir?

        Dünya üçüncüsü olmuş bir hoca için ne diyebilirim ki! Başka örneği var mı Türkiye’de.

        BiLiC KORKTU

        ‘Dünya Kupası’na oynamış, Hırvatistan’ı çalıştırmış biri için ‘küçük maçların adamı’ ifadesi biraz fazla olur. Ama Bilic’in G.Saray’a karşı takımı kötü organize ettiği ve korktuğu gerçek

        Beşiktaş için derbi kaybetmek kader mi? Ali Gültiken’in Bilic için yaptığı ‘küçük maçların adamı’ tanımlamasına katılıyor musunuz?

        Dünya Kupası oynamış, Hırvatistan gibi bir takımın başında bulunmuş biri için bu tanım biraz fazla olur bence. Tabii Ali futbolu benden iyi bilir. Beşiktaşlı olduğu için daha iyi teşhis de koyabilir ama Bilic’in Galatasaray karşısında takımını çok kötü organize ettiği ve korktuğu bir gerçek.

        Veli Kavlak’ın derbide gördüğü kırmızı kartı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce karar doğru mu? 1 hafta önce Fair Play ödülüne aday gösterilen oyuncu nasıl değişir?

        Olcay’ın kurbanı oldu. Olcay gerdi, Veli de olaya daldı. Tabii mesele gol pozisyonunda başladı. Veli o pozisyonda Melo’yu kaçırınca sinirlendi. Orada da Melo’nun içinde olduğu bir olaya daldı ve kırmızıyı gördü. Kırmızı kart yerinde bir karar. Zaten “Haksız” diyen de yok. Beşiktaş genç bir takım olduğu için sinirlerine hakim olmakta güçlük çekiyor ama kulübeye bakarsanız Bilic de çok stres yapıyor. Maçta Bilic de tribüne yollanabilirdi.

        KARTAL İÇİN SORUN GEÇEN YIL

        Fenerbahçe, 3 derbiyi de deplasmanda oynamasına rağmen ilk yarıyı lider bitirdi. Ama hala en çok eleştirilen hoca İsmail Kartal, takım da F.Bahçe. Sebep ne sizce?

        Eleştirilerin nedeni ‘karşılaştırma’... Geçen yılın Fenerbahçe’si ile bu yılın Fenerbahçe’si karşılaştırılıyor. Evet F.Bahçe lider. Ama ‘Öldü, bitti’ denilen G.Saray’ın ve sahası bile olmayan, gencecik Beşiktaş’ın sadece 1 puan önünde. Oysa, Türkiye’nin en iyi yerli kadrosuna sahip. Yabancıları iyi. Geçen yılın uzak ara şampiyonu. “Çok daha iyi olması gerek” diye eleştiriliyor.

        Diğer Yazılar