Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "Cüneyt Çakır, Şampiyonlar Ligi'ndeki Barcelona-Juventus finalinde kusursuz bir yönetim gösterdi. Özelikle F.Bahçeliler, Melo’ya takıklar. Her maç atılmalı diyorlar! İşte gördük; Melo’dan on kat daha agresif oynamasına rağmen Arturo Vidal atıldı mı?”

        - Şampiyonlar Ligi finalini yöneten Cüneyt Çakır için neler söyleyeceksiniz? UEFA ve Collina geçerli not verdi. Collina ‘Maç çok zordu, elbette hatalar olacak ama çok iyi idare etti” dedi. Siz ne diyorsunuz?

        Bence kusursuz bir maç yönetti. Pek önemli bir hatasını göremedim. Kritik hiçbir pozisyonda yanlış karar vermedi. Futbolcular çok üzerine geldi ama dikleşmeden dik durmak nedir gösterdi. İyiydi yani. Kartlarında cimri diyorlar. Doğru cimriydi ama UEFA böyle büyük maçlarda takımların çok kolay eksik bırakılmasını istemiyor, oyunun bozulmasını istemiyor. Kart az gösterdi diyenlerin bilmediği bu. Temaşa zevki sürsün, oyun renkli olsun istiyor UEFA. Bunu Dünya Kupası’nda da gördük zaten.

        Ben başka bir şey söyleyeceğim. Özellikle Fenerbahçeliler, Melo’ya takıklar, her maç atılmalı diyorlar! İşte gördük. Vidal atıldı mı? Melo’dan 10 kat daha agresif oynadı. Atıldı mı?

        BU SEVİYE ANCAK KOLTUĞA DEĞER KATAN YÖNETİCİLERLE OLUR

        - Acayip bir maç izledik. Barça ile Juventus’un oynadıkları futbol tuhaf ötesi. Normal değil. Bu standardı yakalamak sadece parayla mı ölçülür?Bir Türk takımı bu standartlara kaç yıl sonra ulaşabilir?

        Her şey parayla ölçülmez. Bu futbol da bu takımların harcadığı büyük paralardan kaynaklanmıyor. Bu mentalite. Alın o oyuncuları getirin bizim takımlara bakalım aynı futbolu oynayacaklar mı? Ama bunu sadece futbolla sınırlamayın. Bu toptan bir kalitedir. Ya da az gelişmişlik bir bütündür. İtalya ne kadar Türkiye’ye benziyorsa, futbolu da o kadar benzer. Ya da İspanya.

        SÜREN VE KOÇ GİBİ İSİMLER LAZIM

        Tabii bunu aşmak mümkün. Nasıl mı? O kalitede yönetimler, o kalitede teknik adamlarla. Başta yönetim tabii. Sonuçta teknik adamı da yönetim belirliyor ve hedefi yönetim koyuyor. Galatasaray, Avrupa Şampiyonu nasıl oldu zannediyorsunuz. O kalitede bir yönetimi vardı da ondan. Faruk Süren, bugün dünyada her kulübe başkanlık yapar ve hepsine de yakışır. Geçen haftalarda söylediğim Ali Koç örneği de bu yüzden verildi zaten. ‘Ali Koç başkan olursa Fenerbahçe, Avrupa’da başarılı olur’ demem de bu yüzdendi. Oturduğu koltuktan değer kazanmaya çalışan değil, oturduğu koltuğa değer katan yöneticilerle olur bu işler.

        AL BLATTER'İ VUR PLATİNİ'YE!

        - FIFA şu anda darmadağın durumda. Blatter gitti. UEFA ve FIFA ‘sıfır tolerans’ diye bağırıp duruyordu. En büyük rezillik buralarda çıkıyor. Ne yapılmalı? Platini iyi bir tercih olabilir mi?

        Açık fikrimi söylemem gerekirse, Platini’nin Sepp Blatter’dan daha farklı biri olduğunu düşünmüyorum. Al birini vur öbürüne bence. FIFA kirli de UEFA çok mu temiz. Platini çok mu dürüsttü seçimlerinde!..

        DAHA ADİL BİR YARIŞ OLUR

        - Gündem tabii ki seçim. Biz biraz sportif yandan bakmak istiyoruz. Bu sonuçlar, TFF seçimlerine, 3 Temmuz süreciyle ilgili davaya nasıl etki eder?

        Zannederim seçimden çıkan bu sonuç Türkiye’yi baştan aşağı olumlu etkileyecektir. Bana sorarsanız ortada ciddi bir demokrasi başarısı var. Seçmen iyi bir mesaj verdi. Bu tablodan birkaç farklı koalisyon alternatifi çıkabilir ve çıkmalıdır da... Kimse kimseye kapıyı baştan kapatmamalı. Benim önemsediğim uzun zamandır ilk kez seçmenin yüzde 96’ya yakın bölümünün TBMM’de temsil ediliyor olması. Bu demokrasi açısından önemli bir değer. Neyse konumuz bu değil. Siz şike davasını sormak istiyorsunuz aslında.

        Seçimin bu sonucu, davanın hukuki olmasına katkı sağlayabilir. Daha özgür ve bağımsız bir yargı bundan böyle daha mümkün. En azından şimdilik öyle görünüyor. Bu da kararın daha adil olmasına etki edecektir.

        TFF seçimlerine gelirsek. Türkiye tüm kurumlarını yaklaşık 12 yıldır her konuda tek yetkili ve tek seçicinin tercihleri doğrultusunda oluşturuyordu. Buna en basit kurumdan, en üst düzey kuruma kadar her yerde tanık oluyorduk. O’nun seçmediği veya istemediği birinin şansı olmuyordu. Artık bu etkinin azalacağını düşünüyorum. Yani “Beyefendi şunu işaret etti” ya da “Beyefendi böyle istiyor” dönemi bitmiş gibi duruyor. O yüzden de TFF seçimlerinde de daha adil, adayların kendi güçlerine dayanarak yapacağı bir yarış söz konusu olacaktır.

        Elbette ki AK Parti’nin belediyeler ve bürokraside geçmişte oluşturduğu güç yapılanması nedeniyle bir etkisi olur ama eskisi kadar değil.

        ‘TÜRK TİPİ’ SİSTEM BENİ GÜLDÜRÜYOR

        - Kulüpler, TFF ile Sportif AŞ’nin ilk anlaşmasını yaptı. Bu anlaşma devam eder mi?

        Bilemem. Fikir doğru. Kurulacak yapı nasıl olacak tam anlayamadım. Baştan beri söylüyorum; karma yapı olmaz. “Türk tipi olsun” sözü beni güldürüyor. Başımıza gelen hep bu anlayıştan. Türk tipi futbol yapılanması, Türk tipi başkanlık sistemi... Yüz yıllık tecrübelere, deneyimle kazanılmış birikimlere saygı duymak lazım. Al birini uygula. İngiliz, Fransız veya Alman modeli. Aksarsa aksayan tarafına çözüm bulursun.

        ALBAYRAK G.SARAY İÇİN NEYSE, ULUSOY TFF İÇİN ODUR

        - Ulusoy’un adaylığını nasıl karşılıyorsunuz?

        Haluk Ulusoy gördüğüm en iyi TFF başkanıdır. G.Saraylı olduğum için bunu söylüyorum zannedenler olabilir. Hak veririm ama o nedenle söylemiyorum. Ulusoy, fedarasyonu çok iyi yönetiyordu. Kulüplere çok destek oluyordu. Kulüplerin sorunlarına anında çözüm üretiyordu. Pratikti. Mali olarak da kulüpleri çok rahatlatan bir adamdı. Abdurrahim Albayrak Galatasaray için ne ise Haluk Ulusoy da Futbol Federasyonu için odur. Başarıyı getirir.

        F.BAHÇE, İTALYAN GETİRMESE İYİ EDER

        - F.Bahçe ve Beşiktaş teknik direktör arıyor. İki kulüp de bu sene hoca konusunda çok çekti. Kriterleri ne olmalı?

        Şenol Güneş de Mustafa Denizli de Beşiktaş için çok iyi alternatifler. F.Bahçe iyi yabancılarla görüşüyor. Keşke bunu geçen yıl akıl etselerdi. Kriter şu olmalı. Tecrübeli. Ama bıkkın veya çok doymuş değil. İtalyan getirmeseler daha iyi ederler.

        MELO SÜREKLİ ARTİSTLİK PEŞİNDE

        - Melo yine sözleşme sıkıntısı çekiyor. Sizce Melo gitmeli mi kalmalı mı?

        Gitse de olur, kalsa da olur. Sürekli bir artistlik peşinde. Takımda da çok sevildiğini zannetmiyorum.

        Diğer Yazılar