Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Son Osmanlı maçının ardından Galatasaray’ın şampiyonluk şansının tamamen ortadan kalktığı düşüncesi artık herkeste hakim. Takımda genel bir isteksizlik ve kötü bir hava var. Sizce Mustafa Hoca bu işin altından kalkamadı mı?

        "Şampiyonluk şansı tabii ki bitti. Bana göre zaten yoktu. Ben belki bir ikincilik olabilir diyordum artık o da zor. Ama zaten

        Galatasaray’ın sorunları içinde en küçük olanı şampiyonluk şansının yitirilmiş olması. Osmanlıspor maçı ise çok açık

        biçimde bu sezonun en kötü oynanmış maçlarından biri. Belki birincisi. Ucuz kurtuldu Galatasaray. Fark olabilirdi. Takımda sorun var. Bazı oyuncular nedense pek oynamıyor. Başta Selçuk. Bana göre Selçuk oynarmış gibi yapıyor. Keza bu

        maçta Bilal. Çok kötüydü. Bir de üzerine sakatlıklar. Semih gitti, Denayer gitti. Carole gibi bek her takımda beş tane var. Yeni oyuncu geldi, Sabri hala ilk on birde. Falan falan falan.

        ‘LANGIRT GİBİ OYNUYORLAR HERKES YERİNDE ÇAKILI’

        Takımda isteksizlik değil de bazı oyuncularda isteksizlik var. Selçuk hücuma dönmüyor, hücumda çok etkisiz. Niye bilmiyorum. Osmanlı maçında Sneijder ve Olcan dışında arzulu bir kişi bile görmedim. Bir de Hakan Balta bir miktar. Gerisi ruhsuz bir haldeydi ama bana göre en önemli sorun Selçuk. Nerede Selçuk’un o derin pasları, nerede takımı hızla hücuma kaldırışı. Bu kadar yavaş futbolun hiçbir şansı yok. Langırt gibi oynuyorlar. Herkes yerinde çakılı. Al gülüm ver gülüm."

        BEN OLSAM BURAK'I HEMEN SATARIM

        - Burak Yılmaz konusunu Galatasaray nasıl çözmeli?

        "Galatasaray, Burak’ı dün satmalıydı. Burak’ta bir sorun olduğu için değil, para ettiği için. Tabii gerçekten bir talibi var ise. Ben olsam hemen satarım. Benim 2. başkan olduğum dönemde Ümit Davala’yı sattık. Jardel’i sattık, Hasan Şaş’ı satmak

        istedik ama Hasan istemedi. Nantes talipti ama Hasan “Gitmem” dedi. Gitse O’nu da satardık. Yerine toplam maliyeti 100 bin dolar olan Victoria, 200 bin dolara oynayan Perez ve 250 bin dolara oynayan Fleurquin’le şampiyon olduk. Maliyetleri

        düşürmek zorundaydık. Bugün de yapılması gereken o ama dünyadan bihaber acemi başkan “Satmayız da satmayız” diyor."

        ŞARTLARI YERİNE GETİRMEZSEN AVRUPA’YA ASLA KATILAMAZSIN

        - UEFA’dan beklenen cezanın biri garanti gibi duruyor. Artı bir belki kalkabilir. Galatasaray bundan sonra nasıl bir politika sergilemeli?

        "Hepinizin bilgisi yanlış. Artı bir eksi bir diye bir şey yok. Ceza değil bu. Şartları yerine getiremediğin için katılımdan men. Cezası ayrıca para cezası olabilir. Şartları yerine getirmezsen, kulübün zararını azaltamazsan, mali disiplini sağlayamazsan asla Avrupa kupalarına katılamazsın. Yani şimdi 2 yıl gitmeyecek de, bilançolar hala aynı durumdaysa sonra gidecek mi Galatasaray? Yok öyle bir şey. Ve bir şey söyleyeyim, tüm kulüpleri benzer bir durum bekliyor."

        DÜRÜST, ‘BİZ ORDAYKEN AYSAL KONTROL ALTINDAYDI’ DEDİ

        - “Bu borç kimin?” tartışması hala devam ediyor. Herkes topu birbirine atıyor. Ünal Aysal’dan hiç ses çıkmıyor. Ama belli ki liseliler tarafından bir koruma altında. Şu anda ‘geçmişi bırakalım önümüze bakalım’ görüşleri var. Ama geçmişe bakmadan gelecek nasıl çözülebilir o muamma. Siz ne diyorsunuz?

        "Ben çok açık söyledim geçen hafta. Bu rezaletin başlangıcı Özhan Canaydın’dır. Adnan Polat biraz toparlamaya çalıştı. Ünal Aysal tüy dikti. Geçen hafta Ali Dürüst’le bu konuyu tartıştık. Dürüst diyor ki; “Ünal’ın ilk iki senesinde durum böyle değildi. İlk yıl 13, ikinci yıl 38 açık vardı. Son yıl 70’e çıktı.” Yani Ali Dürüst “Biz ordayken Ünal kontrol altındaydı” demek istiyor. Ama Ali’nin hesaba katmadığı bir şey var. Şirketin sermaye artışından gelen para vardı o dönemde. Bu olduğu için açık az göründü. Yoksa Ünal hep rezalet. Tabii Galatasaraylılar’ın görmesi gereken bir şey daha var. Galatasaray üç kez ciddi borç sıkıntısı yaşadı. İlki Süren dönemi. Ama o arada 4 şampiyonluk, bir Süper Kupa, bir UEFA Kupası geldi. İkincisi Canaydın dönemi. Üçüncüsü Aysal dönemi. Üçünün tek bir ortak özelliği var. Üçünde de teknik direktör Fatih Terim. Terim Galatasaray’ı 8,5 yıl çalıştırmış. 6 şampiyonluk almış. Müthiş bir oran ama maliyeti de ortada. Tabii bir de Terim gidince Aysal’ın zıvanadan çıkıp yaptığı transferler var ki, asıl büyük rezalet orada."

        KARDA TOP OYNAMAMAK TAKIMLARIN İŞİNE GELİYOR

        - Beşiktaş sürekli kar engeline takılıyor. Oysaki meteoroloji, günler öncesinden o saatte kar yağacağını bildiriyor. Sizce buna önlem alınabilir mi? TFF, bu konuda ne yapmalı? Ayrıca Avrupa’da görüyoruz; özellikle Almanya’da karda birçok maç oynanıyor.

        "Kar yağar. Doğayı durduracak halimiz yok. Ama karda maç oynanır. Dünyanın her yerinde oynanır. Avrupa’nın pek çok ülkesinde oynanıyor. İşin garibi eskiden bizde de oynanırdı. Kırmızı topla, çizgileri kömür tozuyla çizilmiş sahada, futbolcuların da göz altlarını siyaha boyayıp oynadığı maçları az mı gördük! Sahayı biraz temizlersin, zeminde kar olsa

        da oynanır. Bizde yeni moda oldu bu ekabirlik. İki damla kar var hooop maç ertelensin. Okullar da öyle olmadı mı? Yahu biz çocukken kar kış demez okula giderdik, şimdi iki tane kar düşüyor okullar da tatil. Niye oynanmıyor ben size söyleyeyim. Takımların da işine geliyor. Ev sahibi takımın sahası bozulmuyor, saha bozulmasın, masraf çıkmasın

        diye kara hiç dokunmuyorlar. Yahu çok değil üç sene önce Galatasaray-Juventus maçını UEFA karda oynatmadı mı? Bizdeki bu durum kabul edilebilir gibi değil."

        BEŞİKTAŞ STRES YAŞAYABİLİR

        - Ertelenen iki maç Beşiktaş için avantaj mı, değil mi?

        "Bilemem. Ona da bakmam ben. Kime avantajsa avantaj. Futbolun unsurlarından biri de hava şartları. Oynanacak kardeşim. Eğer afet boyutunda bir kar yoksa oynanacak. Beşiktaş için bir yandan avantaj olabilir. İyi top yapan bir takım karlı, bozuk, donmuş sahada istediği topu oynayamaz. Bu açıdan avantaj gibi olabilir. Diğer yandan da rakiple puan farkı açılıyor. Bu da takımda stres yaratabilir. Ayrıca diyelim ki, Beşiktaş için avantaj. O zaman da Fenerbahçe için dezavantaj demektir ki, bu da haksızlık değil mi?"

        FENERBAHÇE ÇOK AVANTAJI HEBA ETTİ

        - F.Bahçe’nin psikolojik avantajı eline geçirdiği şeklinde söylemler var. Siz buna katılıyor musunuz?

        "Katılırım ama çok da önemsemem. Fenerbahçe daha önce de defalarca psikolojik avantajı ele geçirip, bu avantajı heba etti. Son maçta kaybettiği şampiyonluk sayısı hiç az değil Fenerbahçe’nin. Ama tabii o kayıplar Galatasaray’a karşıydı.

        Beşiktaş, son maça kadar o direnci gösterebilir mi bilmiyorum. Çünkü artık Galatasaray yok ve Fenerbahçe, Beşiktaş ile baş başa kaldı."

        - Bu ülkede sürekli bir komplo teorisi var. Örneğin birçok Beşiktaş taraftarı kar engelinin TFF tarafından kasıtlı yapıldığını ve kasıtlı olarak o saatlerde oynatıldığını ve buna karşın Fenerbahçe’nin hakem hataları ile ittirildiğini ve bir oyun sergilendiğini iddia ediyorlar. Ben bu tür iddialardan çok sıkılanlardanım. Siz ne diyorsunuz?

        "Ben de sıkıldım bu teorilerden. Yani Trabzonspor sahasını temizlemeyerek Fenerbahçe için mi çalıştı. Zırvalık."

        PEREiRA PASTA YEMEKTEN GÖBEK YAPACAK

        “Pereira penaltı verilince pasta yiyeceğini söylemişti. Böyle giderse Pereira pasta yemekten göbek yapacak! Pereira takımına çok kötü futbol oynatıyor. Bir yerde bunun bedelini öder.”

        - Ligin ilk yarısında Fenerbahçe’ye hiç penaltı verilmedi. Ama ikinci yarı başlayınca Eskişehir ve Rize maçında verilen iki penaltı gündeme oturdu. Siz bu konuda ne diyeceksiniz? Ligin ilk yarısında da Galatasaray ve Beşiktaş’a lehlerinde hakem hataları yapılmıştı. Örneğin Beşiktaş’ın Kasımpaşa maçı, Galatasaray’ın Trabzon maçı akla gelen ilk maçlar. Kasımpaşa ve Trabzon tabii ki liste başı. Ben bu penaltıları hakemlerin genel kötülüğüne bağlıyorum. Siz ne diyorsunuz?

        "Fenerbahçe’ye şimdi de çok penaltı veriliyor. Demek ki; daha önce olmuyormuş ki verilmiyormuş. Gerçekten de Fenerbahçe’ye verilmeyen tartışmalı penaltı pozisyonu pek yoktu. Demek ki; bu Fenerbahçe’nin oyun stilinden kaynaklanıyordu. Şimdi veriliyor. Pereira penaltı verilince pasta yiyeceğini söylemişti. Böyle giderse Pereira pasta yemekten göbek yapacak. Hakem hatalarına gelince Kasımpaşa ve Trabzon dediğiniz gibi hatalardan en fazla muzdarip takımlar. 'Ben bu kadar hatada kasıt ararım' demiştim geçen haftalarda."

        SADECE YILDIZLARLA ZOR İLERLER

        - Galatasaray diyor ki; Fenerbahçe ile biz başa çıkabiliriz. Biz yarışta yoksak Beşiktaş’a geçmiş olsun. Sizce de öyle mi?

        "Geçmişte Beşiktaş’ın da Fenerbahçe ile başa çıkabildiği dönemler gördük. Ama Galatasaray kadar direnç göstermeleri

        mümkün mü göreceğiz. Ben Beşiktaş’ın son haftaya kadar şansını sürdüreceğini zannediyorum. Fenerbahçe bu kadar kötü oynayarak ve sadece yıldızlara dayanarak zor ilerler. Rize’den bile kendi sahalarında zor üç puan aldılar. Pereira takımına çok kötü futbol oynatıyor. Bir yerde bunun bedelini öder."

        KUPAYI ÖNEMSİZLEŞTİREN TFF’DİR

        - Genel fikir olarak kupa maçları çok sıktı. Kimse sıcak bakmıyor. TFF ne yapsa bu kupayı sıcak hale getiremiyor. Siz ne diyorsunuz? Şimdi bu hafta lig maçı yok, yine kupa maçı var.

        "Ne demek sıktı. İngiltere Ligi bizden daha mı aşağıda? Sıkılmadan, çekinmeden kupa maçları oynuyorlar. Ya da İspanya Ligi. Orda da kupa maçları var. Her yerde var sonuçta. Dünyanın en üst düzey iki liginde de var. Ama kupanın havasını kaçırdıysan, kupanın PR’ını yapamıyorsan, kupayı önemsizleştiriyorsan bu senin federasyonunun sorunudur. Kupanın değil. Bu kupalar önemlidir. Olması da lazım. Kulüpler buradan gelir elde etmeyi beceremiyorsa; federasyon bu maçları gelire çevirip kulüpleri tatmin edemiyorsa sorun kupada değildir. Organize edenlerdedir."

        Diğer Yazılar