Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “İhraçların genel kuruldan dönmesi yönetimin suçu. Başkan kürsüye çıkıp ikna etse, genel kurul atardı. Üstelik de ihracı onaylamayanlar genel kurulda sonuna kadar bekleyen birkaç kişi. Ben yönetimde olsam bu ihraçları genel kurula bile getirmezdim. ‘İsteyen gitsin dava açsın’ derdim”

        - Galatasaray’daki Hakan Şükür, Arif Erdem ve İsmail Demiriz olayı gündeme damga vurdu. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

        - Başından sonuna kadar aptallık, basiretsizlik ve işbilmezlik olarak nitelendiriyorum. Basit bir ihraç olayının bu hale gelmesi ve kulübe zarar verecek, kulübü töhmet altında bırakacak bir noktaya taşınmasının temel nedeni yönetimin zaafları, beceriksizliğidir.

        - Neden yönetimi suçluyorsunuz. Yönetim kararı alıp genel kurula getirmedi mi?

        - Zafiyet dediğim de tam bu noktada başlıyor zaten. Bunu genel kurula niye getiriyorsunuz kardeşim. Kendisine güvenen bir yönetim bu kişileri üyelikten atar ve genel kurula falan da getirmez. İtirazı olan varsa, hak kaybına uğradığını düşünen varsa, onlar getirir genel kurula. Ya da mahkemeye gider. G.Saray açısından bu kadar kritik sonuçları olabilecek bir meselede kendine güvenen bir yönetim kararını alır ve uygular. Bu durumdan rahatsız olan varsa o getirsin genel kurula, biz de kim kimdir anlamış oluruz. Bunu genel kurula getirip oylatmak birinci hata...

        BAŞKAN ÖZBEK ACEMİ

        - Birden fazla mı hata var?

        - Tabii ki birden fazla hata var. De ki, bunun sonuçlarını hesaplayamadın, kafan çalışmıyor, işi bilmiyorsun; o zaman da bu kişilerin neden G.Saray’dan ihraç edilmesi gerektiğini çıkar genel kurula anlatırsın. İnşaat projelerini şunu bunu “Ben yaptım” diye anlatıp genel kurulun desteğini istediğin gibi, bu konuyu da anlatır, bu ihraçların arkasında durur ve genel kuruldan yönetimin bu konudaki kritik kararının arkasında durulmasını istersin. Bu ihraçlara onay istersin. Genel kurulu yönlendirirsin. Ama başkan bunu yapmadı. Çünkü acemi, işi bilmiyor. Tam aksine bu ihraçlar oylanırken genel kurulda değil. Bu oylamadan önce çıkıp anlatması lazım. Divan başkanı da ayrı hatalı. O da durumu kontrol etmeli, gerekirse başkana veya yönetime söz hakkı verip yeniden oylama yaptırmalıydı. Tam bir basiretsizlik örneği. Tamamen yönetimin G.Saray’ı yönetemediği gibi, bu durumu da yönetememesi durumu.

        - Fakat yönetim bir gün sonra ihraç etti. ‘Madem böyle bir yetkisi vardı neden daha önce kullanmadı?’ en çok sorulan soru... Siz ne düşünüyorsunuz?

        - Dediğim de tam bu. Bu yetkiyi kullanmaya bile gerek yok. Çünkü bu da başka komplikasyonlar doğuruyor. Aynı durumdaki başka üyelerin atılması da gündeme gelecek şimdi. Halbuki “Yönetim kararıyla attım ve G.Saray’ın ali menfaatleri nedeniyle genel kurula da getirmiyorum” deseler iş bitecek. Gitsin onlar dava açsın veya genel kurula getirsin. Tamamen yönetimin suçu.

        SİYASET YAPACAKSAN KULÜBÜ ALET ETME

        - ‘G.Saray’da böyle bir FETÖ gücü mü var?’ diye soruyor herkes. Ne diyorsunuz?

        - Ne FETÖ gücü olacak Galatasaray’da. Dün yurt dışında bu olayı öğrendiğimden beri genel kurula katılan arkadaşlarımı arayıp ne olduğunu soruyorum. Ne yazık ki, bizim arkadaşların hemen hemen tamamı oylama sırasında salonda değil. Yönetim ibra edilince pasaja muhabbete gitmiş bizimkiler. Edinebildiğim bilgi şu: Konunun FETÖ ile ilgisi yok. Daha çok “Hükümet istedi diye biz bir şey yapmayız” demek istemişler. Böyle davranmalarının nedeni FETÖ’cülükleri değil, siyaseten muhalif olmaları. Bu sapla samanı karıştırmaktır. Siyaseten muhalif olabilirsin. Ama birilerinin FETÖ’cü damgasını yapıştırmaya çalıştığı kulübe böyle bir zarar vermek ne demek ya! Bu kulüp her türlü siyasi hareketten de, devleti ele geçirmeye çalışan herkesten de eskidir, köklüdür ve kalıcıdır. Siyaset yapacaksan git başka yerde yap, niye kulübü buna alet ediyorsun. Ama dediğim gibi kabahat yönetimde.

        İŞİ BİLENLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ İBRA ETMEDİ

        - Mali kongrede Özbek yönetimi her iki yönden ibra oldular. İbra yorumunuz nedir? Sizi tatmin etti mi? Geleceğini nasıl görüyorsunuz?

        - G.Saray’da fikren bana yakın olan tüm dostlarım ibra etmeme yönünde oy kullandı. İbra eden dostlarım da var ama işi bilenlerin büyük bölümü ibra etmedi. Kongreden benim edindiğim izlenim, başkanın sürekli doğru olmayan ifadeler kullanıp, genel kurulu kandırması oldu. Araziyi satmış, parası için bir evrak almış, bunu teminat gösterip yeniden kredi kullanmış ve kalkmış “Emlak Konut temliği” diyor. Ya bilmiyor ya genel kurulu kandırmaya çalışıyor. Genel kurul da kanıyor. İşin acısı G.Saray için böylesi bir yanlışa “Evet” diyorlar, sonra bir başka yanlışa imza atıp ihraçlara “Hayır” diyorlar. İkisi de aynı genel kurul. Anlıyorsunuz değil mi, yıllardır genel kurulun içindeki bazı tipleri niye eleştirdiğimi. Ve genel kurulda kimse çıkıp da “Yahu şu sözleşme devlet sırrı değil, açıklayın sözleşmeyi” demiyor.

        İRFAN AKTAR’A ‘ABİ ŞUNU YENİDEN OYLAT’ DERDİM

        - Yönetim ‘Böyle bir durumu hiç beklemiyorduk, bizim için de sürpriz oldu’ diyor. Sizin yorumunuz nedir?

        - İş oylamaya gelince neyin ne olacağını bilemezsin. Hele hele bunun için genel kurulda çalışmamışsan, lobi yapmamışsan... Anlaşılıyor ki, bu mesele de ibra kadar önemliymiş. O zaman bunun için de genel kurulu ikna edeceksin. Bak ben orada olsam, gider İrfan Aktar’a “Abi şunu yeniden oylat” derdim ve arada başkandan kürsüye çıkıp bu ihraçların önemini anlatmasını rica ederdim. Bu iş orada çözülürdü. Biraz bilgi, biraz deneyim, biraz basiretle bu iş orada bile çözülürdü. Atla deve değil.

        Diğer Yazılar