Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Muhafazakar gazetecilerin Tophane’de başlayan gariban işi fasılları AKP yükseldikçe5 yıldızlı otellere taşınmış.

        Sonuncusu Eresin Otel'de, Fatih Belediye Başkanı’nın sponsorluğunda yapılmış.

        Sponsorluk belediye kaynaklarından mı, başkanın cebinden mi bilmiyorum.

        Bunun sorgusuna da girme niyetim yok.

        Aydın Doğan ilk kez bu fasıla katılmış.

        Ev sahibi Cumhurbuşkanı’nın yakın dostu, AKP döneminin parlayan yıldızı Fehmi Koru, onur konuğu Aydın Doğan.

        İlginçtir. Aydın Doğan’ın yanında onu gölgesi gibi takip eden Ertuğrul Özkök yok, muhafazakar dünyanın kodlarını iyi bilen Ahmet Hakan var.

        Herkes Aydın Doğan’ın bu yemeğe katılmasını konuşuyor ama Aydın Doğan’ın geçen hafta katıldığı daha önemli bir yemek var.

        Biliyorsunuz, Doğan’a bir kez daha vergi cezası geldi.

        Bu kez uzlaşma yolu kapalı olduğu için POAŞ’ta olduğu gibi 830 milyon TL’lik cezanın kuşa çevrilmesi olasılığı yok.

        Olay mahkemeye intikal edecek.

        Bana gelen bilgilere göre Aydın Doğan’ın yediği yemek işte bu mahkeme safahatı ile ilgili.

        Aydın Doğan’ın vergi konusunu nasıl halledeceğiz konulu yemeğinde çok önemli isimler var.

        Bu isimlerden en dikkat çekici olanı Ahmet Kurutluoğlu.

        Kurutluoğlu, yargıda etkin bir isim.

        Pek çok önemli davada ciddi sonuçlar elde eden Kurutluoğlu Aydın Doğan’a bu davanın kazanılabileceğini, UYAP’ta davanın düşeceği mahkemenin önemli olduğunu söylemiş.

        Kurutluoğlu’na göre dava hükümet etkisinde kalibelecek bir mahkemeye düşmezse, bu davanın kazanılma olasılığı oldukça üksek.

        Aydın Doğan’ın akşam katıldığı fasılda çok rahat olduğu söyleniyor.

        Herhalde Kurutluoğlu’nun sözleri rahatlatmış olsa gerek.

        NOT: Aydın Doğan’a kesilen vergi cazasının gerekçeleri ile ilgili kesin bir şey söylememe durumum devam ediyor. Elimdeki veriler yeterli değil, ancak yine de miktarın yüksekliğinde siyasi bir neden olabileceğini düşünüyorum. Yine de bu davanın ne hükümet, ne de Doğan Grubu etkisi altında kalmayacak, bırakılmayacak bir mahkemede görülmesi gerek.

        Satışın haberi internette bile var

        Maliye’den bir tanıdık aradı.

        Doğan’a kesilen ceza ile ilgili olarak.

        Doğan’la ilgili incelemeyi yapanlardan değil.

        Ancak verdiği bilgiler önemli.

        Bazı konulara dikkat çekti.

        Aynen aktarıyorum:

        “Aydın Doğan’ın Doğan TV hisselerinin bir bölümünü Axel Springer’e satışıyla ilgili dikkatlerden kaçan veya kaçırılan bir nokta var. Kimse hatırlamıyor ama Doğan TV daha önce de satıldı. 2005 yılının ikinci yarısında yapılan ve açıklanan bir satış vardı. Sonra RTÜK izni nedeniyle satış iptal oldu ama Maliye açısından bu iptalin önemi yoktur. Bunu unutmamak lazım.

        Son satış olayında da Doğan Grubu satışın 2 Ocak’ta yapıldığını söylüyor ama doğru değil.

        Çok incelemeye gerek yok. Axel Springer’in internet sitesine girerseniz 16 Kasım 2006 günü satışın Alman yatırımcılara yönelik olarak yapılmış duyurusu var.

        Keza Doğan Holding de aynı tarihte benzer bir açıklama yaptığı gibi 22 Aralık 2006 tarihinde de bu satışın tamamlandığı şeklinde anlaşılabilecek bir duyuru yer alıyor. Yani özel bir bilgi ve belgeye gerek olmadan bile durum ortada. Satışın 2 Ocak 2007’de tamamlanmış gibi gösterilmesi vergi kanununa karşı hile olarak görülüyor. Vergide böyle bir şeye izin verilmez.”

        “Yani sizce ceza haklı”

        “Bence haklı”

        “Ama Doğan’ın açıklamasından anladığım kadarıyla ödenmisi gereken vergi zaten ödenmiş. Bir kaç aylık bir gecikme bu kadar ağır fatura çıkarır mı?”

        “Tam hesabın ne olduğunu bilmiyorum. Siz de bilmiyorsunuz. Ancak hangi istisnalardan yararlanıldığı, hangi vergilerin ödenmediğini de bilmiyorsunuz. Dediğiniz gibi basit olsa neden 2 Ocak’a sarkıtmışlar.”

        Anlayacağınız konu biraz çetrefilli ve işin içinde çapanoğlu var.

        Doğru söyleyene niye kızıyorsunuz

        Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e herkes kızıyor.

        “İktidarla iyi geçinmeyen belediyelerin işi yürümez” dedi diye.

        Bence kızmaya hakkımız yok.

        Çünkü dürüstlüğe kızılmaz.

        Bunun böyle olduğunu herkes biliyor ama kimse söylemiyordu.

        Bakan Şahin çıkıp açıkça söyledi.

        Doğruyu söylemek ne zamandan beri suç.

        Bu itirafı tartışmak lazım.

        Bu rezil durumu düzeltmek lazım.

        Böyle bir şey olmaması lazım.

        Ama bu durumu ilk kez açıklayan birine kızmamak lazım.

        Adnanlar böyle istedi

        Spor yazmaya hiç niyetim yoktu ama galiba bugün farz oldu.

        Trabzon yenilmiş, Fenerbahçe yenilmiş.

        Kocaeli gibi ligin dibinde bir takımla oynuyorsunuz.

        Bulunmaz nimet durum.

        Saha’dan 5 yiyip ayrılıyorsunuz.

        Rezalet.

        Ve eminim ki, Arda gibi bir ikisi dışında takımda bu 5 gole üzülen bile yoktur.

        Galatasaray futbol takımı öyle bir halde ki 5 atsa da umurunda değil, 5 yese de.

        Size şunu net söyleyeyim, Galatasaray'daki sıkıntının temel kaynağı yönetimdir.

        Ne yaptığını bilmeyen, aciz yönetim.

        Birinci sorun Adnan Sezgin isimli vatandaş.

        İstanbulsor’un başındayken şike yaptığı, üstelik de Galatasaray’a karşı şike yaptığı iddiaları ayyuka çıkmış bir adam Galatasaray futbol takımının başında.

        Rezaletin büyüğü.

        Getiren kim?

        Adnan Polat.

        Lige kötü başlayan takım tam toparlanmışken, havaya girmişken durduk yerde Feldkamp’ı getiren kim?

        Adnan Polat’ın adamı Adnan Sezgin.

        Kalli’nin geldiği günden bu yana takımın ve takımın en önemli ismi Lincoln’ün düşen grafiğine bir gözatın yeter.

        Bunlar bugünün habercisi.

        Ben bunları bugün yazmıyorum.

        O günlerde de yazmışım hepsini.

        Böyle bir durumda haklı çıkmak üzüntü verici ama aynı zamanda basiretsizliğin de kanıtı.

        Şimdi Skibbe’yi kovuyorlar.

        Gelmesi de hataydı, kovulması da hata.

        İlle birini kovacaksanız Feldkamp’ı kovun önce.

        Ama şaşkın ördek yönetim kimi kovması gerektiğinin bile farkında değil.

        Suya kıçından dalmaya çalışıyor.

        Ben size söyleyeyim, Adnan Polat’ın Adnan Sezgin aşkı sürdükçe Galatasaray’dan bir halt olmaz.

        Diyeceksiniz ki, geçen yıl şampiyon olmuştuk.

        Doğru.

        Ama geçen yıl Hakan Şükür ve Hasan Şaş faktörü vardı.

        Bu sene onlar day ok.

        Kimbilir belki de iki Adnan onların yerini alır.

        Sezgin ortalar, Polat golü atar.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Yanlışı açıklayana değil yanlışa kızdığımız zaman

        fatihaltayli@haberturk.com

        Diğer Yazılar