Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aynen Saddam gibi. Ölüsü bile çirkinleştirilerek.

        Saddam çukurda saklanmıştı, Kaddafi de pis su borusunda saklanmış.

        İnanırsan.

        Yersen.

        Ölüsünü bile itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, besbelli.

        Saddam'a zerre üzülmemiştim. Daha doğrusu umursamamıştım.

        Kendi halkını da öldüren, eziyet eden bir zalimdi.

        Halkının ona olan öfkesinin de temeli vardı, haklı tarafı çoktu.

        Kaddafi ise hiç ama hiç öyle değil.

        Benim, sizin, pek çok kişinin Kaddafi'den nefret etmek nedenleri olabilir, ama onu tekmeleyerek, linç ederek öldüren Libyalıların yok.

        Kaddafi hiçbir zaman halkına ettiği eziyetlerle anılmadı.

        Bir kabile ülkesi olan Libya'yı geliştirmek, kalkındırmak için çok uğraştı.

        Onca müteahhit Libya'da yıllarca ne yaptı zannediyorsunuz!

        Deliydi, manyaktı, psikopattı ama halkına düşman değildi.

        Batı'ya düşman gibi davranıyordu ama halkına değil.

        Zaten bu yönde bir iddia da yoktu hakkında.

        Bugün onu öldürtenler, dün çadırını saraylarının bahçesine kurduruyorlardı.

        Sarkozy çadırına gidip önünde eğiliyordu.

        İngiliz başbakanları da öyle.

        Berlusconi'ye "bunga bunga"yı öğreten, beraber bunga bunga yapan da oydu.

        Sonra birden düşman ilan ettiler adamı.

        Ve Libya içinde buldukları bir grup muhalifi kullanarak, aralarına kendi lejyonerlerini sokarak ülkede olmayan bir isyan çıkardılar.

        Hiç yanılmayın. Libya'daki bir halk ayaklanması falan değildi. Arap Baharı falan da değildi.

        Dışarıdan bir parmakla Kaddafi'nin altı oyuldu.

        Dün Kaddafi'nin çadırında eğilenler, Kaddafi'yi devirmek için Libya'daki birkaç aşireti örgütlediler.

        Sonunda adamı sokaklarda paralattılar.

        Bu Libya için büyük bir utançtır.

        Batılı sömürgecilerin çıkarları doğrultusunda hareket edip kendi vatandaşlarını bir sokak köpeği gibi öldürdüler.

        Bu tip ölümler, cinayetler, linçler Ortadoğu, daha doğrusu Arap kültürünün bir parçası.

        Irak'tan Mısır'a, Libya'ya her tarafta ne ilk bu ne de son.

        Belki de bu ölümlerin lanetinden.

        Hiçbir zaman adam olamıyorlar.

        Onca petrole, onca paraya rağmen.

        ***

        Fener'e özgürlük

        DENİZ Feneri'nin 6 tutuklusu, başta Zahid Akman olmak üzere serbest bırakıldı dün.

        Şunu peşin peşin söyleyeyim.

        İşledikleri iddia edilen suçu işlemiş olsalar bile, bence tutuklu yargılanmaları gerekmiyordu.

        O ayrı fasıl ama "dün" salıverilmiş olmaları hiç ama hiç hoş olmadı.

        Zaten Deniz Feneri davasının seyir defteri hiç ama hiç hoş değil.

        Çooook uzun bir bekleyişten sonra bir soruşturma başlıyor.

        Soruşturma sırasında Zahid Akman ve arkadaşları tutuklanıyor.

        Ardından bu tutuklamaları yapan savcılar görevden alınıyor.

        Yerlerine yenileri atanıyor.

        Ardından tutuklular serbest bırakılıyor.

        Buna "kör parmağım gözüne" denir bizim dilde.

        Hele hele ülkenin terörü konuştuğu bir döneme sıkıştırılması bu salıvermenin iyice bir acayip.

        Ha bir de arada olayın sosu mahiyetinde bir bakanın bu konuyla ilgili olarak "köstebeklikle" suçlanması var ki o da ayrı bir fasıl zaten.

        Akman ve arkadaşlarının salıverilmesi, ne zamanlama olarak, ne de öncesindeki gelişmelere bakarak hiç hoş olmadı.

        İşledikleri varsayılan suçtan tutuklu olmaları ne kadar saçmaysa, salıverilme biçimleri de o kadar yakışıksız.

        ****

        'Niye zengin çocukları şehit düşmüyor' diye kendinize sorun

        ÇOKTANDIR konuşulan bir konu bu.

        "Neden hep fakir fukara çocukları şehit oluyor da zeNgin çocukları şehit olmuyor" sorusu.

        Önemli bir sorudur bu elbette.

        Vicdanlardan çıkan bir sual.

        Aslında zengin çocukları da şehit oluyor.

        Ama her şeyi unuttuğumuz gibi onu da unutuyoruz. Hatırlarsınız belki, ABD'de eğitim görmüş, önemli bir finans kurumunda çalışırken gelip askere giden bir zengin aile çocuğu vardı şehit olan. Günlerce haber olmuştu gazetelere.

        Zengin çocukları da şehit oluyor elbet ama daha az oluyor.

        Nedenini söyleyeyim.

        Zengin çocuğu sayısı daha az da ondan. Bu ülkenin yüzde 90'ının fakir, yüzde 40'ının çok çok fakir olduğunu bilmiyor musunuz?

        Sadece azlığından değil.

        Ailelerinin maddi durumu daha iyi olan çocukların büyük bölümü üniversiteye gidiyor.

        Üniversiteye gittikleri için de ya askerliklerini kısa dönem olarak yapıyorlar ya da yedek subay oluyorlar.

        Yedek subay sayısı daha az olduğu için bölgeye giden yedek subay sayısı da daha az oluyor. Ama onlar da ölüyor. Onların ölümü, arkasında "elektriği kesik ev, er maaşını ailesine yollayan asker evlat" dramı bırakmadığı için haberiniz bile olmuyor.

        Doğru. Terörle mücadelede daha çok fakir çocukları ölüyor.

        İş kazalarında da daha çok fakir çocuklarının öldüğü gibi.

        Çünkü fakirlik çok. Çünkü zenginlik az.

        Not: Sakın yanlış anlamayın. Torpil iddialarını yok saymıyorum, ama şunu biliyorum. Torpilin en az işlediği yerlerden biridir TSK. Geçen gün bu konuyu açıp sızlanan birine verdiğim yanıtı da yazayım. Karşıma geçip "Hep fakir çocukları ölüyor" deyince birkaç yıl öncesini hatırlattım. Yeğeni askere gidecekti. Arayıp sordu: "Genelkurmay'da tanıdığın var mı? Annesi bütün gün ağlıyor Güneydoğu'ya gidecek diye." "Yok" deyip kapatmıştım telefonu, onu hatırlattı. Kendi evladı, kendi damadı söz konusu olunca "torpil" arayanlar şimdi soruyor, "Niye zengin çocukları şehit düşmüyor" diye. Bence kendilerine sorsalar daha iyi ederler.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Başkasına sorduğumuz soruları kendimize de sorabildiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar