Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SIRRI Süreyya Önder’in HDP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olup olmayacağı konusu, sanki İstanbul seçimlerinin “kilit” unsuruymuş gibi herkes bu konuda fikir üretiyor.

        AK Parti’nin İstanbul’u bir kez daha almasının tek yolu Sırrı Süreyya Önder’in HDP’den aday olmasıymış gibi bir görüntü yaratanlar, AK Parti’yi “zaaf içinde” göstermekten başka bir işe de yaramıyorlar.

        “Sırrı Süreyya Önder aday olmalı” diyenler, farkında olmadan “AK Parti İstanbul’u CHP’ye kaybedecek ama Sırrı Süreyya Önder aday olup CHP’nin oylarını bölerse o zaman AK Parti kazanır” mesajı veriyorlar aslında.

        Bu da zihinlerde “CHP’nin önde olduğu” algısı yaratıyor.

        Dün de Reha Muhtar, “Baronları dinleme, İstanbul adayı ol” diye seslenmiş Sırrı Süreyya’ya.

        Bu çağrı Muhtar’ın kendi bileceği iş elbet ama yazısının bir bölümünde, “Her nedense hiç kimse Sırrı Süreyya Önder’e ‘İstanbul’dan aday olacak mısınız?’ sorusunu yöneltmiyor” diyor ve bu soruyu sormamanın arkasında sanki bir “baronlara boyun eğme durumu varmış” gibi bir algı yaratmaya çalışıyor.

        Oysa Reha Muhtar duymamış, işitmemiş, farkına varmamış olabilir ama bu soru Sırrı Süreyya Önder’e soruldu.

        “HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacağınız söyleniyor, doğru mu?” diye soruldu.

        Sırrı Süreyya Önder ise net bir yanıt vermedi.

        “Henüz böyle bir kararlılık yok. Benim çıkıp ‘Adayım’ demem de mümkün değil. Elbette HDP’nin bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak. Ama bunun kim olacağı henüz belli değil. Önümüzdeki günlerde partimiz, farklı gruplarla bir araya gelecek, değişik inisiyatiflerle ortak bir toplantı yapacağız ve adayımız bu toplantılardan sonra belli olacak” dedi.

        Yani Reha Muhtar’ın “Kimse sormuyor” dediği soru, hiç kimse sormadıysa bile 3 hafta önce Sırrı Süreyya Önder’e soruldu.

        O da yukarıda yazdığım yanıtı verdi.

        Kim mi sordu?

        Habertürk TV’de Sırrı Süreyya Önder’i konuk ettiğim programda ben sordum elbet.

        CHP'nin adayı Erbakan soyadlı olur mu?

        HAZIR yerel seçimler mevzuuna girmişken, CHP ve Sarıgül’ü es geçmek olmaz.

        CHP şimdiye kadar hiç beceremediği bir şeyi becerdi ve Sarıgül’ün CHP’ye dönüş sürecini çok iyi yönetti.

        Önce gerilimi tırmandırdı, beklentiyi yükseltti, meseleyi tartıştırdı ve kabak tadı vermeye başlayacağı anda Sarıgül’ü partiye aldı.

        Sürecin ikinci bölümü ise Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olup olmayacağı.

        Sarıgül, İstanbul Büyükşehir adayı olmak üzere partiye döndüğü halde, CHP’nin önemli isimlerinden biri, Gürsel Tekin, Sarıgül’ün partiye dönüşünden önce açıkladığı aday adaylığından vazgeçmiş değil.

        Önceki gün de “Kılıçdaroğlu’nun gönlündeki aday benim” diyerek tansiyonu yüksek tutmaya devam ediyor.

        Şimdi de “Sarıgül aday gösterilecek mi, gösterilmeyecek mi?” gerilimi yaratılıyor.

        Bu da meseleyi gündemde tutmanın bir başka yolu olarak işliyor.

        Sonunda olacak olan belli.

        Sarıgül aday gösterilecek.

        Bu arada CHP kanadından çok ilginç “dedikodular” da geliyor.

        Sarıgül’ün kendi adaylığı kadar önem verdiği bir başka husus da ilçe belediye başkanlıklarına kimlerin aday olacağı.

        Sarıgül, CHP’nin hegemonyasındaki ilçelere güçlü adaylar arayışının yanı sıra, bundan daha büyük önemi CHP’nin neredeyse “hiç olmadığı” ilçelere veriyor.

        İstanbul’da CHP’nin şimdiye dek neredeyse yüzde 10’lar civarında kaldığı ve AK Parti’den fark yediği ilçeler var.

        Bunların başında Esenler, Bağcılar, Sultanbeyli geliyor.

        Sarıgül buralarda “muhafazakâr” seçmenin aklını çelebilecek, AK Parti’den bir-iki puan da olsa çalabilecek adaylar konusunda parti yönetiminden destek bekliyor.

        Bu isimlerin ilki Sabri Erbakan.

        Mustafa Sarıgül’le beraber partiye katılan Sabri Erbakan’ın Bağcılar veya Esenler’den CHP’nin ilçe belediye başkanı adaylığına CHP içinde kesin gözüyle bakılıyor.

        CHP Genel Başkanı’nın yerel seçim adayları fotoğrafında Erbakan soyadlı biriyle el ele poz vermesi, Barzani’yle Başbakan’ın Diyarbakır’da bugün vereceği fotoğrafı gölgede bırakır gibi geliyor.

        Bir cenaze daha

        DÜN Doğan Ağabey’i toprağa verdik, Doğan Koloğlu’nu.

        Üzerimde 40 yıllık ağabeylik hakkı vardır.

        Cenaze için Zincirlikuyu Camii bahçesinde toplandığımız sırada hatıramda rahmetli Gündüz Ağabey’in cenaze töreni vardı.

        Yanlış hatırlamıyorsam Nuruosmaniye Camii’nde, Gündüz Ağabey’in tabutu başında gözyaşlarımı tutamadığım sırada Doğan Abi gelip boynuma sarılmış, “Fatih bu kadar da üzülme. Bir gün hepimiz gideceğiz. Kalan yok buralarda” demişti.

        O günün üzerinden 33 sene geçmiş. Son 1 yıla kadar sık sık konuştuğumuz, her fırsatta arayıp futbolla ilgili, Galatasaray’la ilgili ve ender olarak siyasetle ilgili fikirlerini paylaşan Doğan Ağabey artık yok.

        Türkiye’nin belki de tek gerçek “futbol düşünürü”ydü Doğan Koloğlu.

        Akşam Gazetesi’nin yazı işleri müdürüyken, hapse girince siyasete kızıp zaten en iyi bildiği ve en sevdiği şey olan spora dönmüş, 1971’den, daha doğrusu hapisten çıktıktan sonra sadece spor yazmıştı.

        Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi spor müdürlerinden biriyken, “Galatasaraylı olduğu için” müdürlükten alınmış, ama spor filozofluğunu elinden asla ve asla kimse alamamıştı.

        Sporun ve hobilerin Türk gençliği ve Türkiye için en büyük koruyucu olduğuna inanırdı hep ve bunun için çok uğraştı.

        “Hücum futbolu” kavramının mucidiydi.

        Ama benim için hep “iyi insan”, “iyi ağabey”di.

        Gündüz Ağabey’in tabutu başında beni teselli ederken benim şimdi olduğum yaştaydı.

        Artık ben de gayet iyi biliyorum “kimsenin kalıcı olmadığını”.

        Ama gidenlerin değerini de biliyorum.

        Çünkü o değerlerin yerine yenisini koyamıyoruz.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Ne kadar yaşadığımızın değil, o yıllara neler sığdırdığımızın önemli olduğunu anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar