Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON birkaç gün içerisinde, Amerikan, İngiliz ve Arap basınında yöneticileri hakkında en fazla karikatür yayımlanan ülke hangisi dersiniz?

        Ben söyleyeyim: Türkiye...

        Sağanak halinde denilebilecek bir yoğunlukta karikatürler... Hepsinde de ana konu, Türkiye’nin IŞİD’le ve Kobani’yle ilgili politikası. Yazarların kalemleriyle yaptığını, tabii çok daha acımasız biçimde, birkaç fırça darbesiyle karikatüristler yapıyor...

        Üzülmemek elde değil. Çizenlerin, yazanların, onları gazetelerinde yayımlayanların ve sosyal medyada dolaşıma sokanların istediği de üzülmemiz zaten... Böylesine acımasız, böylesine yoğun bir medya saldırısı yaşandığına dair geçmişten tek bir kayıt yok belleğimde...

        Devletler dış politika alanında bazen oyun oynarlar; bu yola en sık başvuranların başında ABD geliyor. Bunu zaman zaman bir sanat haline getirdiği de olur Washington’un... Konuyu ilgi alanı yapmış “oyun teorisi” (“game theory”) uzmanı bilim insanlarından yardım da alınır.

        Hiç kuşku yok: IŞİD zaten kuşatmayı gevşetmişken başlayan silah indirme faaliyeti, Kobani’deki dengeleri de, IŞİD’in bundan sonraki niyetlerini de derinden etkileyecektir.

        Gözümüzün önünde bir süredir yaşananlara bir oyun olarak baktığımızda oynananı gecikmeden fark edebiliriz: Kobani’ye IŞİD saldırısı başlamasının üzerinden kaç gün geçti; neden ABD en sıkışık oldukları dönemde Kobani’de savaşan YPG güçlerinin yardımına koşmadı da, önce IŞİD’in onlar tarafından zorlanmasını bekledi? Neden müttefik uçaklarıyla bombalamayı başlattığında eşzamanlı olarak havadan ağır silahlar da indirmedi?

        Sorulara herkes kendi bilgisine ve eğilimine göre farklı cevaplar verebilir de, benim için, bu ve benzeri soruların tek bir cevabı var: ABD oyun oynuyor da onun için...

        Oyunu da Türkiye ile oynuyor.

        Türkiye bir süredir Washington’un oyunsever dış politika bürokrasisinin hedefi. Sürenin başlangıcı olarak İsrail’le ilişkilerin limonileşmesine kadar gidilebilir. Darbeden sonra Mısır’daki askeri yönetime Ankara’nın verdiği tepkinin ise tam bir dönüm noktası olduğu belli. Mısır’daki askeri rejimi destekleyen Washington, orada Müslüman Kardeşler örgütüne reva görülen muameleye de göz yummakta...

        Bunda yalnız da değil; Katar hariç Körfez ülkeleri de bölgeye dönük politikalarında Washington’un yanında...

        Washington’dakiler Moskova ve Tahran -hatta belki Şamile yakınlaşma arzusunda... Bölgedeki Kürtleri doğal müttefiki kabul ediyor ve öyle de davranıyorlar...

        Oyunun bir tarafında Washington var, ama onun kullanacağı malzeme hayli fazla; buna karşılık, masanın karşı tarafında yer alan Ankara’nın oyunda kendisine yâr olacak tek bir müttefiki bulunmuyor. Türkiye’nin açılışta kullanmak istediği “Önce Beşar Esad’ı devirmek şartıyla sınır dışıma ait planlarınızda yer alırım” kartı bu sebeple ciddiye alınmayabildi.

        Müttefiklerin saldırısıyla havadan ağır silahların indirilmesinin geciktirilmesi Kobani’nin ha düştü ha düşecek bir görüntü vermesine sebep oldu ya... O süre her dakikasıyla havayı Türkiye’nin aleyhine zehirledi.

        Gazetelerde sağanak gibi ortalığa salınan karikatürler bile oyunun bir parçasıdır...

        Devletlerin birbirleriyle oyununda en tehlikeli durum, taraflardan birinin oyuna taraf olduğunu fark etmemesidir.

        Ankara’daki karar vericiler, oyuna taraf olduklarını fark ettilerse bile fark etmez gibi davrandılar.

        Herhalde bundan sonra daha dikkatli olunur; aksi halde, oyunun sonunda Türkiye’nin karşısına çıkabilecek oldu bittilerden korkarım.

        Diğer Yazılar