Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        LONDRA

        ‘’DAHA ilk karşılaşmanızda hemen fark ettiğiniz, herkesi sarıp sarmalayan geniş tebessüm... Ahlaki pusula... Samimiyeti her halinden belli dindarlık...’’

        Bunlar, İngiltere’nin en kıdemli diplomatı, uzun yıllar dışişleri bakanlığı yapmış, halen milletvekili olarak siyasi hayatı devam eden Jack Straw’un 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü tanımlamak üzere kullandığı sıfatlar...

        Önceden hazırlanmamış, o anda aklına gelenleri birbiri ardına sıralayan konuşmasını yaparken Jack Straw, etrafıma baktım, salonu dolduran hemen herkes başını sallayarak onu onaylıyordu.

        Yalnız burada yaşayan Türkler değil, çeşitli Arap ve Orta Asya ülkelerinin Londra’daki temsilcileri de... İngiltere’nin Ankara’da görev yapmış eski büyükelçileri de... Türkiye’yle iş yapan şirketlerin üst düzey yetkilileri de...

        Jack Straw’un usta fırçasından yansıyan Abdullah Gül portresi, 11. Cumhurbaşkanı’nı yakından tanıyanların hislerini yansıtıyor...

        Londra’da ve Türkiye’nin İngiliz başkentindeki büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in verdiği davetteyiz. Davetin vesilesi, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onur konuğu olarak katılıp başkonuşmacı olarak görüşlerini açıkladığı Halifax’ta (Kanada) yapılan “Dünya Güvenlik Zirvesi”nden dönerken Londra’ya uğraması...

        Büyükelçi Bilgiç, Türkiye’nin siyasi tarihini Abdullah Gül ve içinden çıktığı hareket üzerinden anlatan tarihçi Prof. Gerald MacLean’in yeni çıkan “Abdullah Gul & the Making of the New Turkey” kitabını İngiltere’nin kalburüstü çevresine tanıtmak üzere düzenlemiş bu toplantıyı...

        Henüz iki ay önce çıkmış olmasına rağmen, kitap, belli başlı kitapçıların vitrinlerinde başköşeyi işgale devam ediyor...

        Kitabın yazarı Prof. MacLean de, 2007’de, henüz çiçeği burnunda bir cumhurbaşkanı olarak Londra’ya geldiğinde, toplantının yapıldığı salonda ilk kez karşılaştığı Abdullah Gül’den nasıl etkilendiğini ve o sırada tanıştığı Mehmet Ali Birand’ın teşvikiyle kitabı yazmaya karar verdiğini anlattı.

        Hakkında öğrendiği her yeni bilgi, dostları ve tanıdıklarıyla yüz yüze görüşmelerden edindiği izlenimler, konusuna biraz daha yakınlaştırmış yazarı... Kitap yalnızca bir Abdullah Gül biyografisi değil, Türkiye’nin tek ve çok partili siyasi hayatının da bir kanavası...

        ‘’Görevlendirildiğim iddia edildi, ama bu asla onaylı bir biyografi değil’’ dedi Prof. MacLean...

        İkili dostluk ilişkileri dış politikada işe yarar. 2003 yılı kasım ayında İstanbul’daki İngiliz Başkonsolosluğu binasına yönelik, başkonsolosun hayatını kaybettiği terörist saldırı sonrasında dışişleri bakanı olarak İstanbul’a geldiğinde Abdullah Gül’le tanışmış Jack Straw...

        ‘’Orada tanış olduk, ama dostluğumuz başsağlığı dilemek üzere Londra’ya geldiğinde oldu. Onun insancıl tarafı o kadar belliydi ki...’’ dedi İngiliz politikacı...

        Dostlukları, iki yıl sonra, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği hakkında karar verileceği dönemde ilk meyvesini vermiş... Jack Straw, Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan ülkeleri ziyaret ederek kanaatlerini değiştirme gayretine girdiğinde...

        Zirveden Türkiye’nin tam üyeliğinin önünü açan karar böyle çıkmış...

        ‘’Avusturya sözgelimi, Türkiye’nin üyeliğine şiddetle karşıydı; ikna edilmesi hiç kolay olmadı’’ dedi Straw...

        Halifax’taki Güvenlik Zirvesi’nin, onur konuğu ve onca katılımcı içerisinden başkonuşmacısı olarak ağırladığı 11. Cumhurbaşkanı Gül, İngiltere’deki ilk gününde, bu ülkede yaşayan Türkler ile Türkiye’yi iyi tanıyan İngilizler tarafından olağanüstü ilgi gördü.

        Merak edenlere küçük bir not: Kimse ‘’Yeniden günlük siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?’’ diye sormadı.

        Diğer Yazılar