Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti içerisinde olanlar gündemi belirliyor her zaman olduğu gibi, diğer partiler gürültüden seslerini duyurmakta zorlanıyorlar; her şeye rağmen dikkatimi CHP’den ayırmama gayretindeyim...

        Nitekim, Arınç-Gökçek kavgasının zirve yaptığı önceki gün, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısını gözledim.

        Emeklilere yönelik 4 maddeden oluşan noter tasdikli taahhütnameyi açıkladığı grup toplantısını...

        Dikkatimi CHP üzerinde yoğunlaştırmamın basit bir sebebi var: Anamuhalefet partisinin seçim kampanyasının içeriğini, geçmişte Bill Clinton’a da danışmanlık yapmış, 2008 seçiminden beri Barack Obama’nın seçim kampanyalarını yürüten New York ve Washington merkezli Benenson Strategy Group (BSG) belirliyor.

        Clinton ve Obama’ya seçimler kazandırmış Amerikalı stratejistler, oyu yüzde 25’lerde seyreden CHP’nin seçim şansını kıpırdatabilecekler mi?” merakımı herhalde mazur görürsünüz.

        Emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye taahhüdü, hiç kuşkunuz olmasın, Amerikalı stratejistlerin dosyasından çıkmıştır...

        Bu denli iddialı bir tahminde bulunmamın sebebi, BSG’nin Amerika’da yürüttüğü kampanyalardan birini Washington’da, diğer ikisini uzaktan izlemiş olmam.

        Clinton’un baba Bush karşısında kazandığı seçimde (1992) henüz BSG şirketi kurulmamıştı, ama kurucusu Joel Benenson kampanya boyunca adayın hemen yanı başında sıklıkla yer alıyordu. İnanılmaz seçim zaferini, Clinton’a, sıkça yaptığı anketler ve o anketlere dayalı kampanya tavsiyeleriyle Joel Benenson’un kazandırdığı dilden dile konuşuluyordu.

        Joel Benenson seçimlerde (2008 ve 2012) Obama’ya da kazandırmayı başardı.

        Aslında basit bir stratejisi var BSG’nin; sandığa düşen oyu belirleyenin ekonomik tercihler olduğu kabulüne dayalı bir strateji: Seçmenin sandığa giderken ekonomide kendisine dönük hangi olumlu beklentiler içerisinde bulunduğunu tespit edip o konularda vaatlerde bulunmak...

        Son seçimde (2012) BSG, herkesin “İşi zor” gözüyle baktığı Obama’nın Beyaz Saray’da bir dönem daha kalmasını sağlayabildi. “Orta direği canlandırma”, “herkese sağlık sigortası”, “çocuklarımıza iyi bir eğitim ve güvenli gelecek”, “emeklilere daha fazla imkân” gibi sloganlarla...

        Kılıçdaroğlu’nun kampanyasını “emekliler” ile başlatması bu bakımdan sürpriz değil...

        Benenson yalnızca seçmen önünde başarılı olmasını istediği partiyi olumlu bir yere konuşlandırmakla yetinmiyor; seçmenin gözünden düşürecek olumsuz bir yere rakibini konuşlandırmaya da çalışıyor. Rakip partiyi zenginler türetmekle, onların lehine çalışan yasal düzenlemeler yapmakla, orta direği ihmal etmekle, sıradan insanların dertlerine sırt çevirmekle itham etmek de stratejisi içerisinde yer alıyor...

        Herhalde bizde de sıra bu yönde bir konuşlandırmaya gelecektir.

        Yaşı ileri olanlar, dışarıdan uzmanların yürüttükleri seçim kampanyalarının bir dönem bizde moda olduğunu hatırlayacaklardır. Bir parti (Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı) Fransa’dan ünlü bir reklamcıyla çalışırken, rakip parti (Tansu Çiller’in DYP’si) de Amerikalı strateji uzmanlarına kampanyasını emanet etmişti.

        “İki anahtar” (ev ve araba) sloganıyla yürütülen DYP kampanyasını bizim yaştakiler unutmamıştır.

        Tabii CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun bir önceki seçimde her yoksul aileye 600 TL aylık bağlama sözünü de... “Kaynağı nereden bulacaksın?” sorusuna, “Benim adım Kemal, ben bulurum” cevabını vermişti CHP Lideri...

        Gülümsemiştik... Emeklilere yılda iki maaş vaadini noter tasdikine bağlama fikri Amerikalılara ait ise hiç şaşırmam...

        BSG’nin stratejisini belirlediği CHP kampanyası, bakalım seçime heyecan getirecek mi?

        Diğer Yazılar