Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ESKİLER boşuna “Erken kalkan yol alır” dememişler...

        Yemin töreni üzerinden henüz tam bir gün bile geçmeden, anayasal sürenin bitmesine günler kala, muhalefet partileri birbiri ardına Meclis başkanlığı için adaylarını açıkladılar.

        AK Parti de herhalde fazla bekletmeyecektir.

        Her parti “001” kırmızı plakalı aracın sahipliği için içlerinden en parlak ismi aday gösterdi. HDP Dengir Mir Mehmet Fırat’ı... CHP Deniz Baykal’ı... MHP Ekmeleddin İhsanoğlu’nu...

        İçlerinden hangisi seçilse parlamenter sistemin en itibarlı koltuğunu layıkıyla dolduracaktır.

        Ekmeleddin İhsanoğlu profesör unvanı da bulunan ciddi bir akademisyen... İslam İşbirliği Teşkilatı başkanlığında geçirdiği uzun yıllar içerisinde “diplomasi” alanında da deneyim sahibi oldu. Yurtdışında en fazla tanınan bizden isimler arasında...

        Deniz Baykal’ın da akademik unvanı var, ama o unvanı sollayan bir siyasi geçmişe sahip... Çeşitli hükümetlerde önemli bakanlıklar üstlenmişti; CHP’ye uzun yıllar genel başkanlık yaptı. “En yaşlı üye” sıfatıyla açılışını yaptığı Meclis’in başkanlığına da yakışacaktır.

        HDP’nin aday gösterdiği Dengir Fırat’ın, esas AK Parti’de şöhret kazanmış olsa da siyasi geçmişi çok eskilere dayanıyor. AK Parti içindeyken ve sonrasında söylediklerine hep kulak verilmiştir. HDP’ye geçmesi hiç yadırganmadı.

        Muhalefetin Meclis başkanlığı koltuğu için tercih ettiği her isim, yalnız kendi partisinden değil bir başka partiden de oy alabilme potansiyeline sahip... Dengir Fırat da, Ekmeleddin İhsanoğlu da, hatta Deniz Baykal da AK Parti’den oy alabilir...

        AK Parti koalisyon arayışında kilit parti olduğu için, muhalefet partileri, aday belirlerken “anahtar” işlevi yapabilecek isimleri tercih etmiş görünüyor...

        Koalisyonda ilk görevlendirmeyi üstlenecek AK Parti hangi partiyle hükümeti oluşturacaksa, o partinin gösterdiği adayın Meclis başkanı seçilme şansı var.

        Tabii pazarlıkta AK Parti, Meclis başkanlığını ortağına bırakırsa...

        Acaba bırakacak mıdır?

        Soruyu garipseyenler çıkabilir; ancak koalisyon pazarlıklarında AK Parti’nin Meclis başkanlığını da uhdesinde tutmak isteyeceğini düşünüyorum. Bunun birçok sebebi var, ama ikisi önemli...

        İlki şu: Hükümet oluştuktan sonra -bir rivayete göre hükümetin güvenoyu almasını bile beklemeden- muhalefette kalan partilerin geçmiş dönemin hesaplaşması için Meclis’i kullanması bekleniyor. Komisyonlar kurulması... Oylamalar...

        Meclis başkanlığı, AK Parti için bu yüzden önemli...

        Yalnız o kadarla kalsa yine bir çözüm bulunabilirdi; AK Parti’nin yenileşmiş Meclis kadrosu, geçmiş dönemden miras bu yükü partinin sırtından atmakta geçen Meclis kadroları kadar tereddüt etmeyebilir. Başbakanlığı üstlenecek Ahmet Davutoğlu da o yönde tavır belirleyebilir.

        Bir dikenli konu daha var: “Beştepe...” Muhalefet partileri “Saray” konusu üzerinde yoğunlaşarak seçim kampanyalarını yürüttü ve şimdi de o konuda geri adım atmayacakları hissini veriyorlar. Hangisi koalisyon ortağı olursa dışarıda kalanlar, onu, en fazla bu alandaki geri adımı yüzünden suçlayacaktır.

        Sanki “Beştepe” konusu AK Parti için hayati önemde gibi görünüyor ve bu sebeple de, oraya çıkmakta hiç zorlanmayacak kendi içinden birinin Meclis’e başkan olmasını isteyebilir AKP.

        Bu düğümü çözebilen parti, AK Parti’nin koalisyon ortağı olmaya da en yakın partidir.

        “Deniz Baykal’la daha kolay çözülür” mü dediniz?..

        Diğer Yazılar