Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son seçimin üzerinden dolu dolu 10 gün geçti. 10 gün, sandıktan çıkan sonuca “zafer” gözüyle bakanların sevinçlerini gönüllerince yaşamaları için olduğu kadar, onu “yenilgi” sayanların yastan çıkmaları için de yeterli bir zaman dilimi...

        Nitekim “zafer” cephesi, makul çizgiye konuşlanmış görünüyor. Alınan her oy, Meclis’e seçilmesi sağlanan her milletvekili, sandıktan “tek başına iktidar” olarak çıkan partiye sorumluluk da yüklüyor.

        Ülkenin karşı karşıya bulunduğu sorunların üstesinden gelebilme, seçmenlerin beklentilerine zamanında cevap verebilme sorumluluğu...

        AK Parti’nin yetkili ağızları -bazısı ilk günden başlayarak- sorumluluğun idrakinde bir görüntü veriyor.

        Ya muhalefet partileri?

        Muhalefet partileri cephesinde gelişmeler beklendiği gibi: HDP doğal olarak diğerlerinden farklı bir parti; ancak CHP ve MHP’de seçmenin verdiği mesajlar tam değerlendirilmeden koltuk kavgaları başladı. Yönetimde bulunanlar tehditlere aldırmıyor; onların yerinde gözü olanlar ise seçimli kurultay arayışına girdiler bile...

        Koltukların sahipleri değiştiğinde seçmenin kendilerine döneceği garantiymiş gibi...

        Oysa, seçmenin oyunu çantada keklik görmenin cezasıydı muhalefet için 1 Kasım seçiminin sonucu; son seçimde ağır yenilgiyi 7 Haziran’ı doğru değerlendiremedikleri için tattılar. Böyle giderse, kendisine en fazla güvenen parti bile, bir sonraki seçimde “baraj” engeline toslayabilir.

        İktidardaki AK Parti’nin her seçimde oyunu artırarak siyasi merkezi parsellemesi, 7 Haziran mesajını doğru okuması sayesinde almakta olduğu tedbirler ve kuruluş felsefesiyle yeniden buluşması yoluyla, pekâlâ tescilli hale gelebilir.

        Unutmayalım: AK Parti toplumun yüzde 70’inin üzerinde birleşebildiği değerlere sahip çıkma iddiasıyla kurulmuş ve o değerlere bağlılığı oranında oylarını artırabilmişti.

        Oy potansiyeli yüzde 70’i bulabilecek bir partidir AK Parti...

        Henüz o değerlerin neler olduğunu bilir gözükmüyor muhalefet; bilse bile, çeşitli bagajları yüzünden, hepsini birden benimsemekte zorlanıyor. Kendi değerlerini AK Parti’nin de sahiplendiği oranda oyları azalıyor muhalefet partilerinin...

        Tam bir açmaz hali bu, muhalefet için...

        O sebeple, son seçimdeki yenilginin yasını üzerinden atmakta zorlanıyor muhalefet... Sadece kendileri zorlansa yine iyi, yastaki tabanlarını ve oy verenlerini de umutsuzluğa sevk ediyorlar.

        “Bu ülkede yaşanmaz abi” ile başlayıp sosyal medyadan tarafgir gazetelerin köşelerine kadar etkisini hissettiren mızıldanmaların sebebi budur.

        Varlığına karşı oldukları bir parti, kendilerinin destekledikleri partiler iktidar yüzü göremeyeceği için, sürekli ülkeyi yönetecekse, o insanların umutsuzluğa kapılmaları elbette kaçınılmaz bir şey.

        Ya bir de, şimdilerde varlığına karşı çıkanları bile kazanabileceği hamleler yaparsa AK Parti?

        Muhalefeti geceleri uyutmaması gereken bir ihtimaldir bu...

        AK Parti’yi sadece varlığına karşı olduğu için değil, kendi varlıklarına tehdit gördükleri için de hiçbir zaman benimsemeyecek pek çok kalemi bünyesinde barındıran medyanın bu garip tabloda önemli bir yeri var.

        Tablo garip, çünkü demokrasilerde hiçbir parti ilelebet iktidarda kalamazken, Türkiye’de AK Parti 4 dönemdir ülkeyi yönetiyor ve iktidarı kaybeder gibi olduğunda bile akılcı manevralarla geri kazanabiliyor...

        Sadece rakip partilere rağmen değil, kendisine ölümüne husumet kusan medyadaki kalemlere rağmen de...

        Normalleşemeyecek miyiz?

        Seçmenin son 2 seçimde verdiği mesajları medya da almadan normalleşemeyiz.

        Diğer Yazılar