Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye için bir dilekte bulunacak olsam, günümüzün şartlarında ne dilerim?

        ‘Günümüzün şartları’ ile kastım şu: Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 100. yıldönümüne yaklaşırken, ilk günden bu yana hayli mesafe aldı; ancak önümüzde hâlâ üstesinden gelinmesi gereken sorunlar var. Sorunların çoğu siyasetle ilgili ve çözümlerini de siyasilerden beklememiz gerekiyor.

        Son on yılda her alanda olduğu gibi ekonomide de az zamanda büyük işler başarıldı; birikmiş sosyal ve siyasi sorunlara cesaretle el atıldı: İhracatta 150 bin dolar hayaldi gerçek oldu; fert başına milli gelirin 10 bin doların üzerine çıkması da öyle... ‘Kürt sorunu’ can alıyor ve sonunda ülkeyi böleceğe benziyordu; çoktandır şehit haberi gelmediği gibi çözüme de hayli yaklaşıldı...

        Ancak ihracatı ve milli geliri en az bir misline çıkaramazsak ‘orta gelir tuzağı’ denilen hastalığın pençesine düşebiliriz; bundan kurtulmanın yolu ise, yatırımları artırarak reel sektörü canlandırmaktan geçiyor. Bu sebeple siyasi istikrar sürmeli.

        Kolay mı bu? Değil. Etrafımızda bir ‘dost ülkeler çemberi’ oluşturma çabamız beklenmeyen gelişmelerle kesintiye uğradı; pekâlâ birlikte düzen kurucu olabileceğimiz ülkelerle rekabetçi duruma geldiğimiz gibi, künhüne tam vâkıf olamadığımız IŞİD türü oldu-bittilerle istemediğimiz yönlere sürüklenmemiz de mümkün...

        Daha kötüsü şu: At izinin it izine karıştığı günümüz ortamında, dost sandıklarımız iyiliğimizi arzu etmiyor da olabilir...

        Böyle bir durumda siz olsanız Türkiye için nasıl bir dilekte bulunurdunuz?

        Cevabınızı beklemeden kendi dileğimi yazayım: Şu andaki sakin siyasi ortamın devam etmesini diliyorum...

        Ülkemiz bayağı çetin geçen iki seçim kampanyasından çıktı ve üçüncüsüne doğru hızla yol alıyor. Beklenen, genel seçim yüzünden siyasi ortamın karışması... Oysa, onun da yakın geçmişte yaşanan iki seçimden çok farklı bir sonuç vermeyeceği şimdiden belli. Ortalık siyasi açıdan karışırsa, bunun, karıştırana hiçbir yararı olmayacağı anlaşılıyor.

        Önümüzdeki dört yıl boyunca başka bir seçim yok; yerel seçim de, genel seçim de, cumhurbaşkanı seçimi de...

        Türkiye’nin özlenen hamlesini yapması için altın kıymetinde dört-beş yıl var önümüzde...

        Yeni cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan ‘musafaha’ için her kesime elini uzatacağı sözünü vermişti; bugüne kadar ağzından kırıcı tek bir söz çıkmadığına göre sözünde duruyor... Esasen bir diplomat inceliğine sahip olduğu bilinen Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerle ilk buluşmasında, ‘beyaz sayfa’ açmaktan söz etti ve siyasi rakiplerini nezakete davet etti.

        Hiç kuşkusuz, iktidar cenahından gelmesi bakımından çok olumlu gelişmeler bunlar...

        CHP’de de olağanüstü kurultayla taşlar yerinden oynadı ve yeni oluşan Parti Meclisi’nde göreve getirilenler çağdaş bir muhalefet partisinde görmek istenecek seçkinlikte, ülke insanını tanıyan ve farklı görüşte olanlarla bile zorlanmadan seviyeli ilişki kurabilecek görünümde insanlar...

        MHP aynı MHP, ama Başbakan Davutoğlu’nun da belirttiğini öğrendiğimiz üzere, tabiat olarak sâkin ve nâzik, en kritik anlarda kendisini tutabilen bir lidere sahip...

        Görüntü gerçekten hep özlenen demokratik mükemmelliğe çok yakın.

        Bundan sonra yapılacak iş, iktidar-muhalefet ilişkilerini sağlıklı bir zeminde yürüterek şimdiki görüntüyü bugüne mahsus olmaktan çıkarıp ona devamlılık kazandırmakta...

        Muhalefet, ama seviyeli bir dille muhalefet; iktidardan cevap, ama seviyeli bir dille cevap...

        İşte benim Türkiye için dileğim bu...

        Diğer Yazılar