Bir körlüktür gidiyor…
Öyle düz yaşar ve sadece kendimizi tanıdığımızı sanar bir hal aldık ki, neredeyse sıradan insanlar oluverdik.
Sadece yaşıyor göründüğümüz donuk vakit öldürmelerimiz çoğaldı.
Bizi ne yorar oldu böyle de, biz bu hallere düştük?
Mesela farkındalıklarımız azaldı. Bu yüzden de gereksiz insanlarımız çoğaldı.
Artık herkes “aman belki buna bir gün işim düşer” hesapları ile kendisine yanlışı olduğu halde sineye çeker yüze güler oldu.
Bunu nasıl beceriyorsunuz bilmiyorum…
Sadece bunu yapabilenlerin, yanlışı olan insanlardan çok daha kusurlu bulduğum gerçeğimdir.
Hiç kendinizle başbaşa kaldığınızda tepkisizliğinizden yorulduğunuzu sorgular bulmuyor musunuz?
Bir dönem tahammül etmek zorunda hissettiğim insanlara katlanmak zorunda kaldım. Ama inanın bana çok zorlandım.
Zaten onlar da ayak uyduramamamı uyumsuzluğum olarak kabul ettiler.
Hatta çok sevemediler…
Düpedüz toplu samimiyetsizlik katliamının içine düşmüştüm.
Tabi ki de size, çevrenizde ki insanlara set kurun demiyorum…
Ama bu kadar hesaplı kitaplı tahammüllüklere kendinizi de yakıştırmayın. Çok kuru kalabalıktansa öz insanlıkları tercih etmek, inanın bana size daha iyi gelecektir.
Ben dostlarımı, arkadaşlarımı, iyi vakit geçirdiğim insanları ve sevmediklerimi kendime zaman ayırarak, daha iyi hissetmek için pay ettim.
Sevmediklerimi sahte bir benden uzak tutan, farklı bir kimlikle yaklaşmaya başladım.
İyi vakit geçirdiğim insanları da bir araya toplamaya…
Arkadaşlarımla daha sık görüşmeye…
Dostlarımla ise her şeyi konuşmaya başladım.
Bu bana iyi geldi.
Kendime karşı körlükten kurtuldum.
Artık bu payeler sayesinde daha az yorgun hissediyorum kendimi.
Donuk vakitlerimin de azaldığını hissediyorum.
Özetle dengelerimi kurdum çünkü bunu kendim için yapmak istedim.
Böylelikle etrafımdaki insan dağınıklığını toparlamanın bana faydası oldu.
Bu farkındalıktan sonra o gerçekten “işim düşer” kafasını yaşayan hesap kitapçı insanların kimliksiz, hatta kişiliksiz olduğuna şimdilerde çok daha fazla inanıyorum.
Çıkarlarınız doğrultusunda insancık tavırlarınızla elinize her ne geçiyor ise; ben almayayım.
Şu aralar, size ayak uyduramamanın keyfini çıkarmaktayım.
*******
Bana sizde biriken her ne ise yazın…
Ben de kalbimin, ruhumun ve hatta bedenimin biriktirdikleri ile sizlere cümleler kurayım.fkazanci@haberturk.com
