Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Öyle biriktirmişim ki geçmişimde bıraktığım senden bana kalan kırgınlıkları, sanki bir daha hiç başka biri olamazmış gibi yokluğa alıştırıyordum kendimi.

        Yorulduğumun farkına varmak, pes etmek ile eşdeğerdi…

        Artık bende değildin, ben özgürdüm ama yenilginin bende yarattığı hasar toparlanacak cinsten değildi.

        “Aman yaaa… Sevgili de neymiş!”, “Sevgili zor işmiş!”, “Bundan sonra mı, tövbe!” cümlelerim, dilimde köşe kapmaca oynar gibiydi.

        Çok doğru bir dönemdi, o hayal kırklığı ile bende koruma içgüdüsünü hayata geçirmek için.

        Dinlenmeliydim, hatta o süreçte istersem içimde ki sevgiliye güvensizliği de atabilirdim.

        Sessizdim ve bir süre kimseyi hayatımda istemedim.

        Dillendim…

        Sonra o kendimi koruma içgüdüsünün yerini tabii ki de derin yalnızlık almaya başladı.

        Ve aynı zamanda eksikliği bende ciddi sıkıntı yaratan keyif aldığım şeylerim vardı.

        Birine sımsıkı sarılıp, uyumak gibi…

        Sonra önceki ilişkilerimde yetişkin biri olmak adına, bana ait olan hatalarımla yüzleşmeye başladım.

        Öncelikli sorunum; birini hayatımda isterken ondan gelebileceklere dair 'beklentilerime' kapılmaktı…

        Kimseyi kendi istediğim gibi bir kılıfa sokup adına 'sevgili' deme hakkım olmadığımı kabullenmem gerekirdi.

        Aradığım aşk mıydı, sevgi miydi? Bunun da cevabıyla kendime farklı bir 'ben' lazımdı.

        Aşk istiyorsam tutkuyu, sevgi istiyorsam güveni beslemem gerekirdi.

        İşte da kendime eğitmen olduğum vakitte 'sen' bana selam verdin. Böyle şeylere öyle ara vermişim ki, selamın bana çok da güzel ve tam zamanında geldi.

        Ve şimdi de sana dillendim.

        Baştan tutku mu, güven mi yerini belirleyebileceğime inandığım netlikte hazırdım sana…

        Hiçbir beklentiye girmeden seni başka biri yapmadan sana alışmaya başladım.

        İyi vakit geçirmek, kendimi iyi hissetmek ve sana da hissettirmek derdinde bir ben, yokluk saydığım yalnızlığıma nispet edercesineydim.

        Bir süre sonra…

        Aslında “eski benden” birine sahip olduğumu fark etmeye başladım. Geçmişindeki ilişkilerini kendi içinden demlendirmeden, kendini dinlendirmeden bana selam vermiş bir sen.

        Meğer ciddi ciddi yorgunmuşsun.

        Ve ben bir eğitmen edasında sana yol gösterebilecek kadar tecrübe edindiğim bir gelişim içinde değildim. Daha ' kendime' çok yeniydim.

        Bu yüzden yorgunluğunu, seni kucağımda taşıyarak giderebilecek kadar özel bir güce sahip olamadığım için, tekrar geriye sarmamak adına büyük bir bencillik ile seni terk etmeliydim.

        Çünkü ben bunu yapmazsam, yıpranmış 'BİZ' bunu bize yapardık.

        Umarım, bir süre sonra kırgınlığının yerini başka biri için, dinlenmiş bir sen alır

        *******

        Bana sizde biriken her ne ise yazın…

        Ben de kalbimin, ruhumun ve hatta bedenimin biriktirdikleri ile sizlere cümleler kurayım.

        fkazanci@haberturk.com

        Diğer Yazılar