Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birikmiş zamanlarınızın sonrasında yorgun bir bedeni ve ruhu sahiplenmiş olabilirsiniz… Kendinizi alıp gitmek istersiniz ve her şeyi geride bırakmış duygusunu en şiddetlisinden yaşamak ilaç gibi gelir. Tamda bu zamanlarda, öyle çok uzaklarda değildir kaçmak için aranan mekânlar… Yaşadığın, sıkça nefes alıp verdiğin alanları terk etmek bile yeter.

        Sanırım bu ruh haline sokan hayata dair kurgularımızın bizi yorması ya da daha iyisini kendimize yakıştırmaktan doğan tatminsizliğimiz. Günü bitiriyoruz ve kendimizi iyi hissettiren şeyler ile mutsuz kılanları değerlendirmeye kalktığımızda, aç kalmış görünen tarafımızı arsızca doyurmaya çalışıyoruz.

        Neden çare uzaklaşmaktır her zaman?

        Kendini yenilemek adına kaybolduktan sonra döndüğün yer, gerçek yaşam alanın ve orada seni tekrar yormak, mutsuz kılmak için beklemekte… Hani deriz ya “ çalışmayı bile özledim “ özlenir… Kısa bir süreliğine ve sonrası yine selam verir bıkkınlıkların, yorgunlukların.

        Peki, ne yaparsak kendimiz için uzaklaştığımız yerlerden, yaşam alanlarımıza döndüğümüzde daha iyi hissederiz?

        Arkadaş, dost, sevgili, eşin, hatta ve hatta evladına dönüp “sizi burada bırakıp kendim için uzaklaşıyorum” diyebilme gücümüz ve lükslerimizde olsa keşke…

        Tamam, her şeyi bir kenara bırakarak ve hiçbir şey düşünmeden dinlenelim. Bu kendini yenileme sürecinde, bir sonraki kaçışa kadar ki yaşam alanlarımızın bizleri yoran, mutsuz kılan kısımlarının da farkındalığını göz ardı etmeyelim.

        “Benim de hayatım bu “ kabullenişi ve teslimiyeti biliyorum ki şimdiye kadar hiç çözüm olmadı. Koşullarını zorlamaktan da bahsetmiyorum. Bazı şeyleri düzenlemek adına, tadını tuzunu ve dengelerini değiştirmekten bahsediyorum.

        Çok sevdiğim bir söz vardır “ Az, çoktur.”

        İşte o uzaklaşmalarımızda dinlenmelerimizde biraz da içe dönüp az olanları keşfetmeli ve bizi çok kılacak hamleleri bulmalıyız.

        Bence bunun için çok uzaklara ötelere de ihtiyaç yok belki buna imkânın da yok.

        Bu yüzden, zamanıdır şimdi deniz kenarında balık tutanları, vapurda adaya gidenleri seyretmenin, şehrin içine gömülmüş yeşil bir parkta evde demlediğin çayını yudumlamanın. Hiç olmadı balkonda ayaklarını uzatıp sokaktaki kediyi izlemenin.

        Yani zamanıdır şimdi başka bir farkındalıkla dinlenmenin…

        ******

        Bana sizde biriken her ne ise yazın…

        Ben de kalbimin, ruhumun ve hatta bedenimin biriktirdikleri ile sizlere cümleler kurayım. fkazanci@haberturk.com

        Diğer Yazılar