Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sen, onu öperken yaşadığın o özel ana kendini bırakamaz, onun sana olan hislerinin derdine düşersin…

        Karşımızda ki kişinin duygularından çok korkularını görerek, henüz ilişkinin başında ve aidiyet duygusunu oluşturmaya çalışırken, sevgisini değil de endişelerini içimizde beslersek, kimin samimiyetine nasıl inanacağız?

        Kendimizi, sevmek istediğimiz kişiden mi koruyacağız?

        Ben öpmek için hazırladığım insanı, kendi içimde tüm bu korkulara sırtımı dönerek, yaşayabileceğim tüm acıların sorumluluğunu üstüme alarak, onunla yaşamak istemişimdir.

        Belki de azalıyoruz…

        Bu hiç umurumda değil!

        Ben, sevmek istiyorum…

        Onu seçtiğim için pişman olacaksam da o an gelene kadar, onu kendimde kirletmek istemiyorum.

        Kendimi de üzmemek adına tetikte tutarsam, ben olamam ki.

        O, tedirginliğimi fark ederek çekinir ve kendini ifade etmek için çabalamaya başlarsa, o olamaz ki.

        İlişkilerde her şeyi doğal akışına bırakmanın ne olduğunu neredeyse unutmuşuz.

        Her hareketin, her tavrın, her dokunuşun ille de bir anlamı olmalı.

        Nasıl karşılar? Ne düşünür? Beni, kolay biri mi sanır?

        Tamam, henüz çok iyi tanımadığın halde, birlikte olmak istediğin kişinin kendi içinde sana dair neler besleyip büyüttüğünü tam olarak bilemezsin.

        Ama onun yaşattıklarınıı anlamlandırmaya çalışırken… Kendimizi unutuyoruz.

        İstediğimiz her ne ise onu yaşamanın derdine düşmek yerine, yaşadıklarımızın ne anlam teşkil edeceğine takılı kalmışız.

        Delirmişsiniz!

        Bunu kendinize yapmaya hakkınız yok!

        Bırakın o neye hazır ise size kendi dilinde anlatsın.

        Onun dili, hisleri hatta dokunuşu asla size ait değil.

        Sadece bir süre emanet…

        Sen, hissettiğin ve istediğin kadarını, sadece kendin için yaşamaya özenli ol.

        Hissettiğin her ne ise, bırak anlam bulsun her zerrende…

        Görünür olsun beden dilinle ve kendini o ilişkide kimliksiz bırakma.

        “Gittiği yere kadar gider” in rahatlığı ile sevmesini tekrar öğrenmemiz gerek.

        Ve bunu bize kimse öğretemez.

        Zaman zaman kendimiz için, kendimizin eğitmeni olmamız gerektiğini unutmayın!

        *******

        Bana sizde biriken her ne ise yazın…

        Ben de kalbimin, ruhumun ve hatta bedenimin biriktirdikleri ile sizlere cümleler kurayım.fkazanci@haberturk.com

        Diğer Yazılar