Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Enflasyonda rejim değişikliği riskiyle karşı karşıyayız. Yıl başından bu yana açıklanan veriler, enflasyonda beklendiği gibi düşüşe işaret etti. Az buz da değil, 3 puanlık düşüş yakaladık enflasyonda.

        Fiyatlar genel düzeyinde düşüşün sürmesi için bazı şartların yerli yerine oturması gerekiyor. Toplam talep koşullarının bir parça soğuması, gıda fiyatlarında yenilenmiş bir dalganın gelmemesi, kurda şok yaşanmaması gibi önemli “ama”lar var. Bu varsayımlar ve değişkenlerle “yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) yıllık kaç olur” sorusuna ortak yanıt “% 9 küsur olur” şeklindeydi. Son turda para birimimize gelen satışa kadar.

        Türk Lirası yarım Euro ve yarım dolardan oluşan sepete karşı yıl başından bu yana % 7 değer yitirdi. Kurdaki her % 10’luk oynama fiyatlara 1.5 puan olarak yansıyor. Buna geçişkenlik etkisi diyoruz. Kabaca, her yüzde 10’luk sepet hareketi 1.5 puan fazladan enflasyon demek bizim için. Bu son dalgayla birlikte piyasa ekonomistlerinin yıl sonu enflasyon beklentileri çift haneye doğru yola çıktı.

        REHBERLİK VE YOL GÖSTERME

        Orta Vadeli Programda 2018- 20 arasını % 7-6-5 enflasyon olacak şekilde planladık. Plandan anladığımız yıl sonu kapanış kurları ise 2018 için 3.73, 2019 için 3.92 ve 2020 için 4.02.

        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu yıl sonu için TÜFE’yi % 7.9 tahmin ediyor. Bankanın hedefi olan % 5 ve +,- 2 puanlık oynama bandını ise çoktan aştık. Son yıllarda ve hatta çeyreklerde yapılan enflasyon tahminlerine bakın. Bunların her biri yukarıdan ıskalandı. Şimdi bu da başka bir problem. Enflasyonun hem seviyesinde hem rehberliğinde sıkıntı yaşıyoruz. Oysa devir rehberlik, yönlendirme devri. “Sizi idam sehpasına doğru ince yeşil bir yoldan götüreceğim, yol boyunca şu kadar metre kare halıya basacaksınız ve şu kadar taş zemin olacak; sonu da malum” deseler piyasalar artık buna razı. Yeter ki yolu gösterin.

        KAZANIMLARIMIZA SIMSIKI SARILMALIYIZ

        80’lerden milenyum başına kadar Türkiye’de enflasyonun seyri malum. 2002’de % 73 olan enflasyon 2004’te 7’ye düşünce her şey bir anda değişti. Bu, Türkiye’nin kazanımıdır. Ne değişti? Türkiye’nin enflasyon rejimi değişti.

        Sadece 10 yıl önce Türkiye’de tahvil faizlerinin % 25’lerde olduğunu hatırlıyor musunuz? Sonra ne oldu? Mevsim değişti, Akdeniz oldu. Türkiye’nin faiz düzeni değişti. 5 sene içinde bu faizler 20 puan düştü!

        Merkez Bankası her faiz artırdığında reel efektif döviz kuru (REDK) minimum % 10-15 tepki verirdi. Türk Lirası güçlenirdi. Her seferinde enflasyon geri dönerdi. Son yılların en yüksek faiz artışını, en uzun süre uygulayarak yaptık, ancak REDK aşağı gitmeye devam ediyor. Bu, başlı başına dikkat etmemiz gereken bir gelişmedir.

        Enflasyonla mücadelenin peşini bırakmamalı. Çabalar var elbet ancak bilançomuzu yukarıda döktük. Tutarlı, yol gösterici ve başarılı olmalıyız. Başka bir seçenek yok. Enflasyon rejimi değişmesin diye.

        Diğer Yazılar