Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye ekonomisi yıllardır oldukça hızlı büyüyor. Hele 2010’dan başlayan TÜİK revizyonlarıyla son 7 yılda % 6’ları rahatlıkla aştık. Bu büyümenin sorunlu alanlarından biri yatırımlardı. Yatırımların milli gelirden aldığı pay uzun çeyreklerdir geriliyordu. Böylece ekonomi sırtını sadece tüketime dayamıştı. Turizmde bombalama olayları, AB gerilimi ve Rusya ile bozuk ilişkilerden ötürü gerileme vardı. Şimdi bu resim değişti. 3 çeyrektir yatırımların ekonomik aktiviteden aldıkları pay artmaya başladı. Elbette bunun büyük kısmının makine ve teçhizat yatırımı olması yeğdir, ancak tüketimden buraya dümenin kırılmasının önemini azaltmaz. Sürdürülebilir bir büyüme için yatırım olmazsa olmaz.

        Bu girişle birlikte açıklanan Proje Bazlı Teşvik Sistemi’nin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Birkaç sebepten ötürü. Öncelikle, kalıcı büyümenin yolu yurtdışından borçlanıp bunu tüketmekten değil, aksine bununla yatırım yapmaktan geçebilir. 135 milyar TL’lik yatırımı bu kapsamda değerlendirmek gerekir. 2017’de yatırımların 187 milyar TL olduğunu düşününce 135 milyar TL’nin önemini anlamak mümkün. Ekonomi yönetiminin açıkladığı orana göre bunun % 75’i orta ve yüksek katma değerli yatırımlar olacaktır. Bunun, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin verimliliğine de doğrudan katkısı olacaktır. Yine açıklamalara göre cari açığa 19 milyar dolarlık yıllık pozitif katkı beklenmekte. Bu tahminin % 100 realize olacağını varsayarsak 50 milyar doların üzerindeki cari açığın 30’lu seviyelere ineceğini hesaplayabiliriz.

        Böylece, yatırım paketinin meyvelerini tamamen görmeyi umduğumuz önümüzdeki yıllarda hem katma değerli üretim hem de ticaret açığımıza olumlu katkı yapmasını bekleriz. Böylesi önemli bir programı gayet olumlu karşılamak ve destek vermek gerekir.

        Burada teknik olarak 2 soru sanırım cevap bulmayı bekliyor. Bu yatırımların vadeleri ne olacak ve hayata geçmeleri ne kadar sürecek. Böylece hem milli gelire etkileri hem de sektörel hesaplar üzerinden nokta atışı hesaplar yapılabilir. İkinci soru ise finansman kaynakları olacak. Ortalama bir yatırımın % 30’u sermaye, % 70’i borç olduğuna göre kabaca 90 milyar TL finansman gerekecek. TL imkânlarının kısmen sıkışık olduğu bir ortamda özellikle dış kaynakların bu projeleri fonlama iştahı kritik olacak.

        ***********

        HAZİNE, MİLLİ GELİRE İLİKLİ BONO İMKÂNININ FARKINDA!

        Geçen gün bu şekilde bir fonlama imkânının gelecek günlerde bir opsiyon olabileceğini tartışmıştık, ancak Hazine’mizin bu konuda yayımlanmış bir çalışması olduğunu Hazine’den gelen bir mesajla öğrendim. Fırsatların farkında olmamız açısından gayet mutlu oldum. Siz de bilin istedim...

        ***********

        RUSYA İŞİ BU KEZ CİDDİ

        ABD daha önce zengin Rusların listesini yayımlar ve geçer giderdi. Rus piyasaları bayram ederdi, keza kişilere gelen yaptırımlar şirketleri pek bağlamazdı. Ancak son kararlar farklı. Özellikle Oleg Deripaska ve şirketi Rusal’e gelen yaptırım oldukça kritik. Satışlarının % 10’u ABD’ye ancak kararlara göre 12 milyar dolarlık borcunu çevirmek için sermaye piyasalarını kullanan şirketin borçlanmasına ABD’liler eşlik edemeyecek. Halka açık şirketin ortakları arasında JP Morgan varlık yönetim şirketi, Vanguard gibi şirketler var. Bu iş kamulaştırmaya kadar gidebilir. Çok ciddi...

        Diğer Yazılar