Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖYLE bir kayıp ki gel de yanma!.. Hakemler, hem de Madrid’de (!) kusursuz denecek düzeyde adil! Ev sahibi oyuncuların yakınmalarına, coach Pablo Laso’nun “kıyak” taleplerine kayıtsız, gördüğünü çalıyor. Ribaundlarda rakibi eziyorsunuz. Heurtel-Krstic ikilisi, iki gün öncesine göre ikili oyunlarda yapamadığını yapıp, rakibin tüm savunma dengesini alt üst ediyor. Cedi, Heurtel, Saric dışarıdan tüm ceza atışlarında isabet buluyor. Ve o “korkulan” üçüncü çeyreğin ortasında tam 17 sayı gibi, belki de daha önce Barclaycard Center’da hiçbir takımın göremediği müthiş bir avantaj yakalıyorsunuz. Buraya kadar her şey güzel. Ama ya sonrası?.. Real Madrid, çaresizlikten daha önce hiç denemediği 2-1-2, değişmeli alan savunması gibi düzenlerle son kozunu oynuyor. Belki bu evreyi ufak tefek 1-2 hata ile kapasanız, son çeyreğe 10 sayı ve üzerinde farkla önde girmeniz işten bile değil. Ama o da ne; hem de çift guardla (Draper-Heurtel) sahada olduğunuz süreçte, baskıda “ilkokul” düzeyinde yığınla hata kendi emeğine ihanet değil de ne?. Uyuyan devi uyandırıyorsunuz!.. Sanki o 26 dakikayı “boşuna” oynamış gibi!..

        Boru değil karşınızdaki; Real Madrid. Çeyrek bitmeden, ensenize yapışıveriyor. Sonrası mı; ayıkla pirincin taşını! Her şeye rağmen maç yine avuçlarınızın içine geliyor. Efes’in maça hükmettiği süreçteki gizli kahraman Cedi kenarda, çemberi döven Perperoglu sahada! Son atımlık barutla bitime 2.17 saniye kala 7 sayı öndesiniz. Ama o 2.17 saniyede de zoru başarıp, akıl almaz hatalarla, 3 sayıya karşı 15 sayıyı potanızda görüyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu kadar daveti değil R.Madrid, sıradan bir rakip bile geri çevirmezdi; yazık!..

        Diğer Yazılar