Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray Odeabank’ı bir kez daha farklı yenerken, iki takım için de serinin devamı ne getirirse getirsin, finale giden yolun Ülker Arena’dan geçeceği de tescilledi.

        Kanarya’nın, Euroleague’de geçirdiği görkemli sezondan esintiler sunduğu derbide ilk maça kıyasla tek fark, serinin ilk maçında 2. çeyreğin sonuna sıkıştırdıkları 5 dakikalık baskını bu kez 2. yarıda 15 dakikaya yaymaları oldu. İki takım arasındaki kalite farkının bu sezon ilk kez bu kadar “net” biçimde açığa çıktığına şahit olduk dün...

        Serinin ilk ayağını tribünden izleyen Kalinic’i bu kez sahaya indirip, Antic’i tribüne yollayan Fenerbahçe Coachu Obradovic, bu hamlesiyle, rakibin ilk gün etkili ismi olan Davis başta olmak üzere tüm hareketli uzunlarını “sınırlamayı” başardı. Datome ve Kalinic’le bazen Davis bazen de Micov ve Schilb’in etkinliğini azaltan Sırp çalıştırıcı, bunun yanında değişmeli adam adama savunma kurgusunda da “mecbur kalmadıkça” değişimden kaçınıp, rakibin ters eşleşmeden özellikle ikili oyunlarda sağladığı avantajı ortadan kaldırdı.

        Ve Sarı- Lacivertliler, 3. çeyrekte ne zaman “Euroleague moduna” geçtiler, işte maç da orada koptu... Skor 41-41 olduktan sonra çeyreğin son 9 dakikasını rakibe adeta “kabusa” çevirdiler. Bogdanovic, 3 sayı çizgisinin gerisinden Dixon’a eşlik edip, Datome, Vesely ve Udoh da kıpırdanınca 7,5 dakikada gelen 17-2’lik seriyle Galatasaray için geri dönüşü olmayan yola girdi. Seri üçüncü çeyrekte de devam edip 37-9’a bağlanınca ortaya derbilerde pek de görmeye alışık olmadığımız düzeyde bir fark çıktı. İşin ilginç yanı, Kanarya açık ara kazanırken, Udoh, hücumda çok da sorumluluk almadı, daha çok arkadaşlarına servis yapmaya çalıştı. İlk günün parlayan ismi Melih bu kez geri planda kalsa da bu kez Bogdanovic sazı eline aldı. Dün Sarı-Lacivertli takım adına sahadaki en önemli “fark” ise Sloukas’tı. Yunan guard, sahaya adım attığı andan itibaren tüm olumlu işlerin altına imzasını attı. Hem pas trafiğini müthiş bir harmoniyle sağlarken hem de skora üst düzey katkı sağladı. Fenerbahçe, rotasyonunu da yine yıpratmadan olabildiğince geniş tutup, hemen her oyuncusundan verim alıp hem dünkü maç özelinde hem de serinin genelinde “diri” kalmayı başardı.

        G.Saray ise seride saha avantajını lehine çevirebilmek adına dün ikinci ve son şansı da iyi kullanamadı. İlk çeyrekte sert savunma ile Fenerbahçe’nin skor üretimini sınırlasalar da süreklilik sağlayamadılar ve bunu hücumda artıya dönüştüremediler. İkinci yarıda ise potaya dahi bakamadılar. Birebir zorlamalar dışında neredeyse skor dahi bulamadılar. Zaten koca 2. yarıda 18 sayı üretebildiler. Lasme’nin sahada olmadığı süreçte savunma da düşünce, zaten Fenerbahçe ile kıyaslandığında sınırlı rotasyonla fazla da yapabilecekleri bir şey yoktu.

        Diğer Yazılar