Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fenerbahçe’nin dünkü şampiyonluğu, yaşanan bu tarihi sezon göz önüne alındığında pastanın üzerindeki krema gibiydi...

        Kolay değil, 3 cephede savaştı Sarı-Lacivertliler... Ve 3’ünde de final oynayıp, 2’sinde kupayı kaldırıp, birinde ise Avrupa’nın 1 numarası olmaya çok yaklaşıp, şampiyonluğu kılpayı kaçırdılar...

        Sezon başlarken ‘sil baştan’ yapıp, birkaç oyuncu dışında neredeyse tüm kadroyu yenilerken, hemen hemen tümünde ‘nokta atışla’ tam isabet sağladılar. Melih, Berk, Bogdanovic, Hickman ve Vesely’yi tutup, Dixon, Datome, Antic, Udoh, Kalinic, Sloukas, Barış’la takviye ettikleri kadroya 2-3 de genç oyuncu dahil edip, tüm sezon yükselerek zirveye çıkmayı başardılar.

        Ve dün sahasında bu sezon üst üste 33. maçında da kaybetmedi Fenerbahçe... Anadolu Efes’e karşı basketbol sahalarında uzun zamandır görmediğimiz ve bir o kadar da görmeyi özlediğimiz bir şovla şampiyonluğu 3 çeyrekte söküp aldı rakibinin elinden... Henüz devre bittiğinde, tıpkı serinin 4. maçında olduğu gibi oyunun iki yönünde de devleşen bir Fenerbahçe vardı sahada... Hücumu Datome ve Bodanovic liderliğinde nakış gibi işleyen Sarı-Lacivertliler, savunmada da “kusursuz fırtınayı” bir kez daha estirip, rakiplerine nefes aldırmadılar adeta... İlk yarı sona erdiğinde fark 20 sayıyı bulmuştu ama durmaya niyeti yoktu Kanarya’nın... Üçüncü çeyrekte, belki de sezonun en flaş 10 dakikasına imza attı Fenerbahçe... Dixon arka arkaya kaptığı toplarla hem tribünleri hem de takımını ateşledi. Vesely ve Udoh arka arkaya smaçlarıyla Ülker Arena’daki 14 bin seyirciyi ayağa kaldırdılar. Ortaya gerçekten de izlemesi büyük keyif veren bir şov çıkarken, 9 dakika içinde 26-6’lık müthiş seriyle de fark 40 sayıya yükseldi; maç da orada bitti.

        Bir final serisi için oluşan bu “sıra dışı” farkı eritmek için “gurur mücadelesi” verdi Anadolu Efesli oyuncular. 5 dakika içinde 20-0’lık seriyle karşılık verdiler. Ancak onlar için artık çok geçti, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti. Yine de Fenerbahçe gibi, Obradovic gibi bir efsanenin elinde yoğurulan ve taraftarıyla büyüyen dev bir rakibe karşı ellerinden geldiğince mücadele ettiler. En azından, bir Türk coach olarak Ahmet Çakı’nın, Ivkovic’in bıraktığı enkazı kaldırmak için son derece yerinde hamleler yaptığını görmek, sezon boyunca moral olarak dibe vuran takımı ayağa kaldırışını izlemek de güzeldi. Keşke Efes yönetimi onun arkasında dursa ve yeni bir maceranın peşine atılmak yerine dizginleri onun eline verse?..

        Evet; Fenerbahçe 74 maça sığdırdığı bir başarı öyküsünü taçlandırdı dün gece... Obradovic’iyle, Gherardini’siyle, Ömer Onan’ıyla, Ozan Balaban’ıyla, birbiriyle müthiş bir birliktelik gösterip, paylaşım ve özveri yarışına girişen oyuncularıyla ve örnek taraftarıyla hak ettikleri bir zafere daha ulaştılar. Şimdi yapılması gereken, bu mükemmel oluşumun sürekliliğini sağlamak, bunu yine üç cephede istikrara dönüştürecek adımları atmak...

        Diğer Yazılar