Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne kadar iyi mücadele ederse etsin kağıt üzerinde “kötü oynama lüksü” olmayan bir takım 12 Dev Adam...

        Ay-Yıldızlı ekibin, son yılların “en sınırlı” kadrosuyla geldiği Manila’da ancak ve ancak “sınırlarını zorlayarak” bir noktaya gelebileceğini herkes biliyordu. Ama bu gerçekleşmediği gibi, Senegal maçının son 4 dakikasındaki Dixon performansı hariç, özellikle kısalardan verim alamadığı için beklenen çizginin dahi altında kaldı.

        Dünkü Fransa maçındaki tablo da önceki günlerden pek farklı değildi. Kanada maçıyla başlayıp, Senegal’le devam eden “kısır” tabloda devre bittiğinde 3 sayı çizgisinin gerisinden potaya attığımız 8 topun hiçbirinde isabet bulamamıştık. Maç sonunda da bu 3/20’de sınırlı kaldı. Fransa’yı böylesi bir istatistik veri ile bırakın yenmeyi, oyuna ortak olmanız bile “mucize” ile ölçülebilir. O mucizeyi de iki uzun Semih-Ömer’le, biraz da Dixon’la zorladık, durduk. Oyuna iyi başlasanız da, 10 sayı öne geçseniz de karşınızdaki rakip Fransa... Onları sadece tutarak yenme gibi bir şansınız yok. İyi savunma ile maçı belli bir çizgiye getirseniz de böylesi bir isabet yüzdesiyle ya da 63 sayı atarak neredeyse tamamı üst düzey yıldızlardan oluşan bir rakibi devre dışı bırakmak mümkün olamazdı.

        Filipinler’deki maçlara baktığımızda ortaya çıkan tablo, yakın geleceğin Türk basketbolu açısından Milli Takım seviyesinde pek de parlak geçmeyeceğini işaret ediyor. İstediğiniz kadar iyi uzunlara sahip olun, sadece onların performansıyla bir noktaya gelebilmek olası değil... Örnekleyecek olursak, dünün özelinde Heurtel, De Colo, Diot üçlüsü Fransa’nın ürettiği 75 sayının 40’ının altına imzasını attılar. 12 Dev Adam’ın cephesinde ise 4 guarddan çıkan toplam sayı, 11’i devşirme Dixon’dan olmak üzere 16... Şutörlerin isabeti 10’da 1!.. Bunun için kimseyi suçlayacak değiliz. Bu oyuncuların çoğunluğu takımlarında doğru dürüst süre dahi almıyor. Onlardan bir anda çıkıp sahada mucizeler yaratmalarını beklemek de haksızlık... Kısacası eldeki malzeme bu... Kısa vadede arkadan bu boşluğu dolduracak kapasitede “yıldız” oyuncu da gelmiyor. Şapkayı önümüze koyup, kapıyı çalan bu krize yakın gelecekte en akılcı çözümü getirmemiz şart...

        Rio treni kaçtı fakat 2017 Türkiye, 2019 Çin Dünya Kupası ve 2020 Japonya Olimpiyatları çok uzak değil; bizden söylemesi...

        Diğer Yazılar