Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Erdoğan’dan tartışma yaratan açıklama: Bazı köşe yazarları kurultayda sandalye üzerine çıkıp alkış tuttu!

        CHP kurultayının ardından ilk kez yeni Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na yanıt veren Başbakan Erdoğan’ın hedefinde medya da vardı. “Bize yakıştırdıkları bir medya var. Yandaş medya. Hafta sonu gördük ki, iki tür medya türemiş: ‘Candaş medya’, ‘Yoldaş medya...’ Bunu bilmenizi istiyorum. Medya egemenliği millet egemenliğini yenemeyecektir. Hafta sonu gördük, bazı köşe yazarlarının sandalye üzerlerinde çıplak ayaklarıyla nasıl alkış tuttuğunu. Bu yazarların köşelerinde bize nasıl saldırdıklarını zaten biliyoruz” diyen Erdoğan yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi. Aynı konuyu dünkü

        köşesinde gündeme alan Erdoğan’ın eski danışmanı Radikal Gazetesi yazarı Akif Beki’nin de söyledikleri hemen hemen Erdoğan’la aynı. Erdoğan bazı köşe yazarları demekle yetindi ama Beki köşesinde isim de verdi: Oktay Ekşi ve Tufan Türenç. Gazeteci siyasetçiyi alkışlar mı? Adı geçen gazeteciler gerçekten Kılıçdaroğlu’nu alkışladılar mı? Oktay Ekşi’nin yanıtı ve gazetecilerin farklı görüşleri bugünün polemiğinde....

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@hotmail.com

        ‘Gazeteciler Genelkurmay Başkanı’nı da siyasetçileri de ayağa kalkıp alkışlamaz’

        Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni FATİH ALTAYLI:

        Prensip olarak gazeteciler bu gibi olaylarda olayın parçası haline gelmezler. Ama keşke aynı tepkiyi kendimizi alkışlayanlara da gösterebilsek...

        BEN Oktay Ekşi’nin ve Tufan Türenç’in Kılıçdaroğlu’nu alkışladığını gözümle görmedim. Bunu Akif Beki’nin yazısından okudum. Başbakan’ın sözlerinden duydum. Bu nedenle kimseyi suçlamak istemem. Ancak Türk medyasında son dönemde acayip şeyler olmasına alıştık. Prensip olarak gazeteciler bu gibi olaylarda olayın parçası haline gelmezler. Başbakan geldiğinde gazeteciler ayağa kalkıp alkışlamazlar. Genelkurmay Başkanı salona girdiğinde de ayağa kalkıp alkışlamazlar. Ya da bir parti liderine de böyle bir saygı gösterisi yapmazlar. Bunun tek istisnası Cumhurbaşkanı’dır. Ama ne yazık ki, Türkiye’de artık böyle olmuyor. Genelkurmay Başkanı’nın Harp Akademileri’nde bir daveti vardı geçen yıl. Gittik. İlker Bey salona girince gazetecilerin büyük bölümü ayağa kalkıp alkışladı. Biz birkaç gazeteci orada öylece oturduk. Keza aynı durum Başbakan için de geçerli. Tayyip Bey bir yere girdiği zaman da herkes ayağa kalkıp alkışlıyor. Bazı gazeteciler de. Oktay Bey, Kılıçdaroğlu’nu alkışlamış mı, alkışlamamış mı bilmiyorum. Görmedim. Ama alkışladıysa yanlıştır. Üstelik de Oktay Bey, kerameti kendinden menkul olsa da, bir basın kuruluşunun başkanıdır. Ne yazık ki, Türkiye’de artık her şey şirazesinden çıktığı için bu durumları sıkça görür olduk. Ama keşke aynı tepkiyi karşı tarafı alkışlayanlara değil, kendimizi alkışlayanlara da gösterebilsek.

        Radikal Gazetesi Yazarı AKİF BEKİ:

        ‘CHP kurultayında zafer sarhoşu oldular, koltuğa çıkıp alkışladılar!’

        CHP kurultayında zafer sarhoşu olunca, takkeler düşüp kelleri görünmesin mi! Meğer azılı birer yandaş, gözü dönmüş partizanmış bu arkadaşlar. ‘AK Parti’ye yandaş’ olduğu söylenenler, böyle usta goygoycuların eline su dökemez. “Yandaşfobi, bastırılmış yandaşlığın dışa vurumudur” demiştim. Canlı kanıtı, CHP kurultayında tıynetleri açığa çıkan partizan kalemlerdir. Kurultay yazıları, sevinç çığlıklarından farksız. Partizan gazeteciler, kendilerinden olmayanlara ‘Yandaş’ demiş... Hiç iz’an yok mu sizde? Kılıçdaroğlu salona girerken, gazeteci tribününü kim dalgalandırdı? Basın Konseyi’nin muhterem başkanı Oktay Ekşi, koltuğa çıkarak kendinden geçmiş bir şekilde alkışladı mı, alkışlamadı mı? Hürriyet’ten Tufan Türenç çılgınlar gibi el çırptı mı, çırpmadı mı? Laga lugaya gerek yok... Kim yandaş, kim partizan? Siyasi mevta Baykal’ın dili olsa da konuşsa!

        Milliyet Gazetesi Ombudsmanı DERYA SAZAK:

        ‘Gazetecinin görevi olayı izlemektir alkışlamak olmaz’

        Siyasi ortamlarda gazetecilerin görevi olayı izlemektir. Bu, ister kurultay salonu olsun, ister parlamento, ister Başbakanlık olsun ya da siyasi bir partinin mitingi olsun. Dolayısıyla o ortamlarda, o coşkuya kapılıp birilerini alkışlamak ya da tepki göstermek diye duygusal çıkışlar olamaz. Alkışlamak gazetecilik değildir. Gazeteci takip edilecek ortamlarda, siyasi ortamlarda mesafesini korur ve olaya odaklanır. Kimseyi alkışlamak, onun görevi değildir. Kimseyi alkışlamaz. İster Kemal Kılıçdaroğlu olsun ister başkası, alkışlamak ya da yermek gazetecinin görevi değildir.

        Basın Konseyi Başkanı ve Hürriyet Gazetesi Yazarı OKTAY EKŞİ:

        ‘Kimseyi alkışlamadım’

        Akif Beki’nin Tufan Türenç ve bana yönelik yazdığı eleştirileri okumadım. Akif Beki’yi okuyacak kadar vaktim olmuyor ama ona da bakarız. Gazeteciler siyasetçiyi alkışlamaz. Akif Beki, “Gazeteciler siyasetçileri alkışlamaz” diyorsa doğrudur. Ben de zaten alkışlamış birisi değilim. Gazeteci, gazeteci olarak girdiği yerden gazeteci olarak çıkar. Oraya partili olarak girmiş değil ki, partinin işini yapsın. Eğer öyle diyorsa, dediği elbette doğrudur. Zaten ben de bu düşüncede olduğum için kimseyi alkışlamadım. Gazeteci gözlemcidir. Gazeteci, olayın tarafı olmaz. Gazeteci olayın parçası haline geldiği zaman gazeteci safını kaybeder.

        Gazeteciler Cemiyeti Başkanvekili TURGAY OLCAYTO:

        ‘Gazeteci tarafsız olmalı’

        Gazetecinin her açıdan tarafsız olması lazım. Mutlaka gönlünde bir eğilim yatar, ya sol tandanslıdır ya muhafazakardır, ya odur ya şudur ama gazetecilik mesleğini yaparken mutlaka tarafsız olmak lazım diye bakmak zorundayız. Gazeteci özünde muhalif olmalı. Haber izlerken, yazarken tarafsızlığını korumalı. Yazı yazarken, kurultay izlerken tarafsız gözle izlemeliler. Gazetecinin saf gazetecilik yapmasından yanayım.

        Siyasetçi alkışlayan gazeteci, gazeteci değil maaşlı memur olur

        AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa ELİTAŞ:

        Herkes, herkesi alkışlama özgürlüğüne sahiptir. Ama kendi kalitesinde ve kendi objektifliğinde değerlendirilmesine de saygı duymak gerekir. Gazeteciler eğer ki toplumun kanaat önderleri ise hakem gibi davranmalılardır. Futbolda da hakemler taraf tutabilir ama düdüğünü objektif olarak çalmak zorundadırlar. Eğer futbol takımı gol atarsa, hakem de alkışlarsa o kişinin hakemliğinin itibarı olmaz zaten. Kurultaydaki gazeteciler de öyle bir şey yaptılarsa onların yazılarının artık etkisi kalmaz, onlar bulundukları kurumun maaşlı memuru olabilirler.

        Taraf olmak kötü bir şey değildir ama hem taraf hem objektif olamazsınız

        Prof.Dr. Ali Yaşar SARIBAY Uludağ Üni. İİBF Kamu Yön. Böl. Öğr. Üy. Siyasetbilimci

        Siyasette, kültürel hayatta sap ile saman birbirine o kadar çok karıştı ki, hiçbir şey beni şaşırtmıyor. Dolayısı ile ifade edilmemiş, deklare edilmemiş bir çekişme var. Tüm bunları kötü sahnelenmiş, senaryosu kötü olan, aktörleri kötü olan, rejisi kötü olan ve ne yazık ki izleyicisi de kötü olan bir oyunun bir oyunu seyrettirmenin kanıtı olarak görüyorum. Diyelim ki ben bir bilim adamı olarak kongreye katıldım ve Kemal Bey’i alkışlıyorum bu taraf olmaktır doğal olarak objektifliği etkiler. Taraf olmak kötü bir şey değildir, demokrasilerde taraf olmak saygı ile karşılanacak bir şeydir fakat hem taraf hem objektif olamazsınız. Kamuoyu manipüle ediliyor. Çok küçük bir simgeden çok büyük yorumlar yapmak istemiyorum ama sonuçta bir takım senaryolar, oyunlar, manipülasyon üzerine kurulmuş bir takım hayali ürünler ile avutuluyoruz. Ben kendi meslektaşlarımı da, gazetecileri de bu açıdan eleştiriyorum. Hepimiz güvenilir olmak zorundayız. Tabii ki bir tarafa mensup olabiliriz ama bunu en azından haber yaparken çok açık söylememek gerekir.

        ***

        ‘Tayyip Bey’i de birçok toplantıda alkışladık, o zaman AKP’li mi olduk?’

        Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müd. TUFAN TÜRENÇ:

        ‘Ayakkabımızı çıkartmadık. Görmek için sandalyenin üzerine çıktık. Neden bunu telaşla büyütüyorlar, anlamıyorum’

        AYAKKABIMIZI çıkartmadık, görmek için sandalyenin üzerine çıktık. Gördük de izdihamdan ötürü görünmüyordu. Sıkıştı orada bir arada. Taraf Gazetesi’nin elemanları da arkamızda oturuyordu. Neden bunu telaşla büyütüyorlar anlamıyorum. Bunlarla uğraşacaklarına gerçekleri yazsınlar. Güdümlü gazetecilik, haberler yapmasınlar. Nezaketen göz göze geldiğimiz için bir iki kere elimi vurdum. Biz partili değiliz ki alkışlayalım. Tayyip Bey’i de

        alkışladık birçok toplantıda. O zaman AKPlimi olduk?

        Hürriyet Gazetesi Yazarı FERAİ TINÇ:

        ‘Gazeteci istediğini alkışlar, asıl gizlice taraf tutanından korkmak lazım’

        Gazeteci tarafını açıkça ortaya koyabilir, istediğini alkışlayabilir. Tarafını açıkça ortaya koymak gazetecilik etiğine aykırı değildir. Çünkü okuyucu da onun en tarafta olduğunu bilir, ona göre okur, ona göre yorumlar ve algılar. Asıl tarafını açıklamadan, gizlice taraf tutanların anlayışı gazetecilik etiğiyle uyuşmuyor.

        Gazeteciler tarafsız olmak zorunda değildir, alkışlamak doğal bir tepkidir

        CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha OKAY:

        Alkışlamak doğal bir tepkidir. Hoşa giden bir tavır karşısında veya bir söylem karşısında herkesin doğal bir biçimde tepki göstermesidir. Gazeteciler yargıç değildir. Gazetecilerin tarafsız olmak zorunluluğu yoktur. Doğal olarak gazeteciler de hoşuna gittiği, beğendiği, benimsediği kişilerin, coşkusunu yaşayacaktır. O nedenle kendilerinin sınırlamak zorunda bırakılmasının düşünülmesi de bana göre saçmadır. Bana göre gazetecilerden tarafsızlık beklemek değil doğru haber vermesini beklemek gerekmektedir. Alkışlayan gazeteci objektifliğinden bir şey kaybetmiş mi, kaybetmemiş mi ona bakmak lazım.

        Diğer Yazılar