Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETE HABERTÜRK/ POLEMİK

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        ‘Halk, bana da bir gün belki çıkar umuduyla ses çıkarmıyor’

        Marmara Üni. Öğr. Üy. Prof. Dr. Osman ALTUĞ

        EKONOMİNİN iki yanı var, biri üretim yanı diğeri parasal yanı. Üretim yanıyla uğraşmak zordur, işçi çalıştıracaksın, makine çalıştıracaksın, çok uzun bir hikâye. Ama parasal yanı öyle değil, orada “üçkâğıt” var: Döviz-faiz-borsa. Eylemler dikkat ederseniz dünyanın gelişmiş ülkelerinde gerçekleşiyor. Onlar işte bu “üçkâğıt” ekonomisinin farkına vardılar ve isyan ediyorlar. Çünkü onlar halk olarak “üçkâğıtçı” değil. Bizim halkımız “üçkâğıtçı” olduğu için, bu döviz-faizborsa üçlüsünü sevdiği için ses çıkarmıyor. Gelişmiş ülkeler buna başkaldırıyor, Türkiye ise bu sistemi çok sevdiğinden değil ama mecbur olduğu için ayaklanamıyor.

        Türkiye’de parası olanların demokrasisi vardır, o demokrasi parayla çalışır. Geriye kalanlar da bana da bir şey çıkar beklentisi içinde ses çıkarmadan durur. Piyangoların, “İddaa”ların temelinde hep bu mantık vardır. O zaman ne oluyor? Bizim modelimiz “Götürene maşallah, götüremeyene inşallah” modeli oluyor. Ayaklanacak kesim hep “inşallah” dediği için eylem yapmıyor.

        ‘Korku bizi tepkisizleştirdi’

        Hürriyet Yazarı Tufan TÜRENÇ

        DÜNYA böyle bir protesto eylemi içindeyden Türkiye’deki bu suskunluk ve hareketsizliğin nedeni gerçekten de araştırılmaya değer. İstanbul’daki eyleme topu topu 70 kişinin katılması Türk insanının dünyadan ne kadar kopuk yaşadığını ve küresel paylaşımdan da yoksun kaldığını ortaya koyuyor. Şu gerçeği vurgulamak zorundayız. Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde yaşayan insanların gelir düzeyleri, Türkiye’de yaşayanlardan kat be kat fazla. Buralarda insanlar neden sokaklara dökülüp isyan ederken, neden Türk insanı bu kadar suskun? Bu hiç de normal olmayan durumu biraz irdelemek gerekir.

        Türk toplumu büyük bir baskı altında yaşıyor. Muhaliflere yapılan baskılar ve onların sırtlarına yapıştırılan suç yaftaları ile cezaevlerine tıkılmaları, insanların telefon dinlemeleriyle suçlu haline getirilmesi ve başına binbir çorap örülmesi, en ufak bir eylemde işçilerin, memurların, öğrencilerin polisin kullandığı orantısız güçle yıldırılmaları ve gözaltına alınıp tutuklanmaları... Demokratik ülkelerde yaşanmayan bu olaylar insanların gözlerini korkuttu ve Türkiyeyi tepkisiz bir toplum haline getirdi.

        ‘Umutsuzluğa kapılmamalı diye düşünüyorum’

        Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Mersin Milletvekili Ertuğrul KÜRKÇÜ

        TÜRKİYE, finans piyasalarıyla bir arada, basınç altında, uzun süre yaşamak ve bunlarla yüz göz olmak bakımından henüz çok gençlik çağında bir ülke. ABD’deki büyük mortgage krizini düşünün; mortgage ABD’de 100 yıllık geçmişi olan bir süreç. İnsanların tüm hayatlarını, arabalarını, evlerini, hatta giyeceklerini bile borçlanarak edindikleri bir sistem hâkim orada. Dolayısıyla insanlar bu sistemin basıncı altında yaşıyorlar. Reaksiyonlar da kapitalizmin gelişmiş merkezlerinde, bu sistemin hüküm sürdüğü yerlerde yaşanıyor, fırtına göz önünde cereyan ediyor. Bizde ise finansal piyasalara uzaklığımız nispetiyle bu reaksiyonlar, tansiyon daha düşük. Ama Türkiye’de de ABD’de hiç görmediğimiz, temeli yine iktisadi sömürü olan farklı protesto biçimleri var. Küresel kapitalizmin binbir lehçesi var, bu da onlardan biridir. Hemen biz başkaldıramıyoruz diye umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum.

        ‘Türkiye’de de ciddi eylemler oluyor’

        İHD Kurucusu, eski TTB Genel Bşk. Prof. Dr. Gençay GÜRSOY

        WALL Street eylemlerinin hedefi kapitalizm, gelip geçici siyasi rejimlere ya da konjonktürel olaylara karşı bir ayaklanma değil. Kapitalizmin insanı yabancılaştırması, iş güvencesinin olmaması vs. derken insanlar artık ayaklanıyor, olaylar gittikçe büyüyor. Türkiye’de neden yeterli ses çıkmıyor? Türkiye’de o kadar fazla sıcak gelişme var ki... Kürt sorunu dediğimiz bir sorun yaşıyoruz; milyonlarca insanın özlük hakları, kimlik hakları tanınmıyor, ölümler her gün artarak devam ediyor. Genel mesele buyken, Kürt sorunu sıcak bir gündem maddesi olarak durur ve gündemi işgal ederken bu tip kapitalizm karşıtı eylemlere katılan çok fazla olmuyor. Ama potansiyel olarak Türkiye’de de ciddi protestolar oluyor, yakın zamanda Ankara’daki toplu gösteriyi unutmayalım. Buna benzer çok şey yapılıyor. Türkiye’nin de, ABD’den aşağı kalır yanı yok.

        Diğer Yazılar