Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Arada “Bıktım artık diyetten” diye mail’ler geliyor… Hepsini teke tek cevaplamaya çalışıyorum ama geçen hafta gelen öyle bir mail vardı ki; birçok kişinin derdini toparlamış, anlatmış. Özellikle yazıyorum bu konuyu, örnek olsun diye... Ne hissetiğiniz çok önemli ama sağlıklı yoldan şaşacak kadar moral bozmayın. Çünkü bu yolun sonu tehlikeli olabilir. O kadar çok sağlıklı yöntem var ki zayıflamak için...

        AYŞE HANIM’DAN MAIL:

        “Aslına bakarsanız her tür medya ortamında diyet yazılarına, programlarına gömüldüğümüz yetmiyormuş gibi iş-arkadaş tüm ortamlarda (kadınerkek) tüm tanıdıklarımla sürekli diyet ve kilo problemi konuşmaktan yorulmuş durumdayım. Korkarım ki sürekli konuşma hali bende ters tepiyor. Motive olmak bir yana o an elimin ulaştığı ilk yanlış gıdaya atlıyorum. Sanırım bunda en yakın iki arkadaşımın ergenlikten itibaren yeme bozukluğu yaşamasının etkisi var. Arkadaşlarımın hemen hepsi son 15 yıl içinde en az bir kez aşırı kilo kaybetme sorununu yaşadılar.

        Tahmin ettiniz, ben de bilgi kirlenmesine sıkışmış ve bir türlü fazlalıklarını atamayan milyonlardan biriyim işte. Ve aynen çoğunluk gibi hangi ara böyle oldum bilemiyorum. Sanırım tam da bu sebeple bilinçaltım kilo vermem gerektiği gerçeğini reddediyor. Aynaya değil de fotoğraflarıma bakınca fark ediyorum halimin harap olduğunu. Dolabım giyemediğim kıyafetlerle dolu. Bir gün yeniden onları giyebilme umudu bitmiyor ama sanki içimde benden bağımsız ve bana düşman bir güç var. Beni en uslu olduğum zamanlarda yakalayıp beni aşan bir güçle yanlış olanı yapmaya teşvik ediyor. Neyse işte benzerini her gün duyup okuduğunuz bir sürü sızlanma…” diyerek başlamış ve uzun uzun yazmış.

        Daha önce diyetisyenlerle çalışmış ama mutlu olamamış, her seferinde yeni bir diyetisyene gitmiş ve kilo verip almış. Sürekli aynı umutla başlamış ama başaramamış biri olarak da hep kendine kızmış. Artık umudu yok, “Ben bunu yapamıyorum” diyor. Hatta diyet yaptığı dönemde kilo almasına rağmen, aynı diyeti verdiği için diyetisyenine dargın. “Haksız mıyım” diyor?

        Bunun cevabı, hem haklı hem de haksız olabilirsin. Çünkü, bazen o kadar kötü diyet denemeleri yapmış oluyor ki danışanlar, çok düşük kalorili diyetler, hızlı zayıflama uğruna yapılan hatalı denemeler gibi; biz diyetisyenler de önce vücudu toparlamak ve iyileştirmek adına bazen inatla “Aynı listeyi yapın” diyebiliyoruz. Bu listeler, bireyin ihtiyaçlarını karşılayan, kilo vermesini de sağlayan, aç bırakmayan, içinde tüm besin gruplarının yer aldığı sağlıklı listelerdir. Eğer kişi, daha önce açlık diyeti gibi çok düşük kalorili diyetten çıktıysa, bu normal ve olması gereken listelerle bile kilo alabilir. Moral bozucu ama diyetisyenler sadece moral olsun diye daha da düşük kalori verip de ‘Yeter ki zayıfla’ demezler. Moralinizi bozmakta haklısınız. Diyetteyken kilo almak gerçekten moral bozucu.

        BU DURUMDA TAVSİYEM ŞU:

        1) Neden kilo alıyorum? (Gerçek sebebi buldun mu? Metabolik ya da psikolojik sorunlar mı var?)

        2) Sadece çok yemek mi bana kilo aldırıyor?

        3) Ne zaman çok yemek yiyorum?

        4) Yaptığım spor diyetime uygun mu?

        5) Bunu kendim mi istiyorum, eşim dostum mu istiyor?

        6) Ben bu işi başaracağıma gerçekten inanıyor muyum?

        VE MAIL’IN DEVAMI ŞÖYLE...

        “Ben ‘X’ kişilere giden diğer herkesi öyle iyi anlıyorum ki; insan beceremeyince yılana sarılıyor işte. Öyle olmasa gidip ‘X’ hapı alır mıydım? Korkudan kullanamadım. Üstelik bir işe yaramayacağını bile bile... Yanlış olduğunu bile bile... O hep eleştirdiğim hatta gizli gizli alay ettiğim kadınlardan oldum. Sürekli bu konuyu düşünüyorum. Hangi kitabı, makaleyi görsem okuyorum. Teoride her şeyi iyi biliyorum, ama pratikte enkaz halinde moralim.”

        Genelde böyle itiraflar yazıp yolluyorlar bana. Yanlış olduğunu bile bile denemek. Mantıklı bir kadın ya da adam olarak ne yapılması gerektiğini bilmek ama uygulamada başaramayınca yanlış yöntemlerden medet ummak. Bu kolay bir duygu değil. Bu sebeple çok aç kalarak çok hızlı zayıflayan insanlar hızlı zayıflamanın zararlarını bilmeyenler, bazıları da bile bile çaresiz kalıp “Bir de bunu deneyeyim” diyenler...

        GELEN BAŞKA BİR MAIL DAHA:

        “Bütün diyet kitaplarını okudum ve bence onları yedim. Çünkü beslenme, diyet, fitness adına Türkçe ve İngilizce yazılmış tüm kitapları okuduğum süreç içinde tam 13 kilo aldım. Ama benden zayıf arkadaşlarımın da danışmanı gibiyim; kimin iki-üç kilo fazlası varsa, kim halsizse, kimin göbeği poposu büyüdüyse beni arar. Sabah hangi sebzelerin suyu sıkılacak, hangi saatte karbonhidrat yenilecek, protein kaç gram alınır, suyu nasıl alkali yaparız, interval kardiyo nasıl yapılır hepsi benden sorulur. Ama maalesef ses var görüntü yok. Bu tüm havalı diyetlerin sözcüsü ben, istediğim formda değilim. Esasen hepsinin söylediği aşağı yukarı aynıydı; belli bir besin grubunu hayatımızdan, beslenmemizden tamamen çıkarmakla ilgiliydi. Bu kadar araştırma, okuma ve maalesef uygulayamama sonucunda bu kadar kafası karışık, yağ oranı artmış, umutsuz ve mutsuz kalakalmamın sebebi hepsinin de sürdürülebilir sistemler olmamasıdır. Bende asıl dehşet duygusu uyandıran da insanların, bu konuda eğitimi yeterliliği olmayan herkesin peşine takılıp sosyal medyadan takiple bile detoks ve diyet programları uygulamaları. Zaman içinde kaybettikleri sadece umutları değil sağlıkları da olacak korkarım. Şimdi diyetisyenimle birlikte akıl ve beden sağlığımı oluştururken, işe yarayan tek sistemin gerçek yiyecekler yiyerek sürdürülebilir bir beslenme programı ve sevilen fiziksel bir aktivite olduğunu biliyorum.”

        Eskiden çok hızlı zayıflayan birine korkuyla sorarlardı; “Hayırdır, iyi misin? hasta mısın?” diye. Bu, sağlık açısından hiçbir zaman istenen bir durum olmamıştır. Hızlı zayıflamak bir ‘sorun’ olduğunu gösteririr çoğu zaman. Bir hastalık habercisi olabilir. Ama şu anda yeni moda akımlar ve “Bir ayda üç-dört kilo az, sekiz-on kilo vermek lazım” diyen sözde koçlar için iyi bir hedef. Hızlı zayıflama birçok hastalığı tetikliyor ve hızlı zayıflama sırasında alınan çok düşük kalorili beslenme bağışıklık sistemini bozuyor. Daha sık grip olmak bu risklerden sadece bir tanesi. Bunun daha ötesinde daha ciddi tehlikeler de sizi bekliyor.

        SİZİ ANLIYORUM…

        Hızlı zayıflamak, bir an önce eskisi gibi olmak, sağlıklı ve fit görünmek, istediğin elbiseyi giymek ve yakıştırmak hepimizin istekleri. Peki ya mutlu olmak. Tüm bunlar mutlu olmaya yetecek mi? Mutsuzluğunun sebebi kilolar mı yoksa kilolarının sebebi mutsuzluk mu? Önce bunu çözmeliyiz...

        Diğer Yazılar