Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Siz hiç denizkızı gördünüz mü? Ben gördüm... Hem de gerçek bir denizkızı. Şahika Ercümen aslında diyetisyen ama biz onu kırdığı rekorlarla tanıyor, biliyor ve gurur duyuyoruz. O üst üste dünya rekorları kırıyor, dalıyor ve mavi dünyadaki hayallerini yaşıyor. Bu hafta buluştuk, bana sakın yazma dedi ama yazmadan duramam, aylarca bekledim benimle röportaj yapmasını. O kadar yoğun ki her konuşmamızda farklı ülkedeydi.. Sonunda beni aradı ve “İstanbul’dayım geliyorum” dedi. Odama girdiğinde önce güzelliğine sonra da aklına hayran kaldım. Onu yakından tanımak istedim. Nasıl yaşıyor, ne yiyor, ne içiyor sizin için sordum. İşte denizkızının öyküsü…

        - Kendini anlatır mısın?

        Çanakkale’de doğdum. Çocukluğumda çok şiddetli alerjik astımım vardı, tedavi oldum. İlkokul bitti, derslerimi de çok etkiliyordu. Psikolojim çok bozuktu, evden hiç çıkamadığım bir dönemdi. Anadolu lisesini kazandım. Su sporlarına yazılmak istedim, yüzmeye başladım ve bana inanılmaz iyi geldi. Bir anda hiç yemek yemeyen, sürekli hasta olan çocuk, iştahlı ve çok sağlıklı hale gelmişti.

        - Peki sonra...

        Anne ve babamı karşıma alıp konuştum. “Ortaokul gerçekten geçiş dönemi gibi ve bu yıllarda spor yapmak bana daha iyi gelecek. Nasıl olsa lisede aynı konular var. Zayıf notum gelebilir, hedefim milli takıma girmek. Derslerim zayıf gelse de idare edin, milli olursam üniversiteye girerken puan ekleniyor” diye anlattım. Onlar önce şaşırdı ama sonra “Tamam” dediler. Bir sene sonra milli takıma girdim.

        - Her şeye hazır gelmişsin sanki dünyaya...

        Evet içgüdüsel ama yapılamayacak bir şey yok bence. Basitleştirdiğinde çözmen daha kolay oluyor. Bir şeyi gerçekten istediğinde oluyor. Herkes bana “Köpekbalığı ile karşılaştın mı?” diye soruyor. Çok korkuyorlar ama ben korkmuyorum. Çünkü biliyorum, köpekbalığının ana besin kaynakları arasında insan yok ve trafik kazasından ölme veya şu anda kafama bir şey düşme ihtimali daha yüksek, köpekbalığına saldırmadığın veya zarar vermediğin sürece o sana bir şey yapmaz o sadece kendini korumak için saldırıyor.

        - Dünya rekortmeni olmak nasıl bir duygu?

        Bana heyecan veren şeyler yaparak başka bir dünyada yaşıyorum sanki. Kendime bir hedef koyuyorum ve buna ulaşmak için, dünyanın bir ucuna da gidiyorum, farklı milletten insanlar ile antrenman yapıyorum ve bu bana büyük keyif veriyor. Yaptığım spor çok enteresan ve fizyolojik değişimler yaşıyorsun. Akciğerlerin 1 yumruk kadar küçülebiliyor, nabzın yavaşlıyor, bunlar yunuslarda ve balinalarda da gözlemleniyor. Bunu başka hiçbir yerde yaşayamam. Yani orada mavi bir dünya var ve ben oraya gidip geliyorum.

        - Motivasyon konuşmaları da yapıyorsun...

        Çok keyifli geçiyor çünkü sıra dışı bir şey anlatıyorum onlara, oradan da herkes kendine bir pay çıkarıyor.

        - Sen aynı zamanda diyetisyensin...

        Milli takımların beslenme programlarını hazırlıyorum. Bu konuda hem pratik hem de teorik bilgim var. Sporcu psikolojisi diye bir şey var, son hafta heyecandan ve stresten hiçbir şey yiyemiyorsun. Diyetisyenliği bırakmış değilim ve çok da ilgim var. Son zamanlarda mutfakta çok vakit geçiriyorum, beni deşarj ediyor.

        ‘Pratik yemekler yiyorum’

        - Günün nasıl geçiyor, nasıl besleniyorsun?

        Bu, zamana göre değişiyor, yarış öncesi mi sezon başı mı? Ama normal bir günde sabah kalkınca su içiyorum, 15 dakika sonra yulaf ezmesi, badem sütü, kuru meyve, kuruyemiş karışımı yiyorum. 1-2 saat sonra antrenmana gidiyorum. Günlük işleirmi hallediyorum. Çok fazla mail trafiğimiz var, tek değilim bir ekiple çalışıyorum ama bu vaktimi alıyor. Konuşmalar, davetler oluyor. Bu ara TRT’de TV programım yayınlanmaya devam ediyor. Öğle yemeğinde tahıllı salata, mutlaka zeytinyağı ile, içine bazen et, bazen yumurta veya peynir. Bazen de ızgara et yanında salata, akşama salata olabiliyor.

        Aralarda yoğurt, kuru meyve gibi seçeneklerim var. Bazı yemeklerin yanında ekmek yiyorum.

        Çanakkale’ye gittiğimde düzenim biraz daha değişiyor tabii... ama genelde İstanbul’da pratik yemekler yiyorum.

        - En sevdiğin yemek nedir?

        Ben çok iştahlı birisiyim. Antrenman yaptığım zamanlarda yüksek kalori alırım ama en sık yediğim ve en sevdiğim tahıllı salatadır. İçine bir de ızgara somon eklediysem daha ne isterim.

        ‘Hamur işi bana iyi gelmiyor’

        - Çanakkle’ye gidince, annen sana ne hazırlar?

        Zeytinyağlı sebzeler, nohut yemeği. Hamur işi çok sevmiyorum ve yediğimde de kendmi iyi hissetmiyorum. Tatlıyı çok seviyorum, canım çektiğinde taze lor peyniri üzerine karadut reçelini döküyorum, bu benim tatlım. Bazen bitter çikolata yiyorum.

        - Diyetisyen olmasan diyetisyene gider miydin?

        Evet kesinlikle giderdim ve hatta şimdi bile gidebilirim. Çünkü birinin seni takip etmesi ayrı bir şey, verimi kesinlikle artırıyor.

        ‘Kendime protein barlar yapıyorum’

        - Yarış öncesinde ne yersin?

        Hacim olarak düşük, içerik olarak zengin besinler seçiyorum. Kuru meyveler bu dönemde artıyor, sindirim sistemine de çok iyi geliyor, enerji veriyor. Sebzeler azalıyor, et makarna artıyor. Kendime protein barlar yapıyorum. Çok lezzetli tariflerim var. Türkiye’de seçenekler var ama bence fiyatları pahalı bence daha ulaşılabilir olmalı.

        - Bana motivasyon cümlesi söylesene.

        Ben şu felsefedeyim, hiçbir silah inanmış bir insandan daha güçlü değildir. Benim beynimde ve kalbimde kazılıdır bu cümle.

        - Seninle meslektaşım olduğun için de gurur duyuyorum.

        Ben de sizinle gurur duyuyorum. Çok teşekkür ediyorum.

        Diğer Yazılar