Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HER GÜN çıkan haberlere yenileri ekleniyor. Önce “Ekmek zehir” diyenler, sonra “Meyve hasta ediyor” diyenler... “Süt içmeyin morfin etkisi var” diyenler. Bu anne ve babaların kafasını karıştırabiliyor. Zaten tavuk da yemeyin, ette de kanser riski var. Bu arada yumurta falan zaten hormonlu, tehlikeli şeyler bunlar. Ha size bir şey diyeyim mi, sebzeler, meyveler hep ilaçlı ve hormonlu, onları da yemeyin siz. Pirinç ve mısır da GDO’lu, onları yerseniz fena olur. Ne mi yiyelim? Bilmiyorum! Bunu o doktorlara soralım ya da sormayalım, çünkü her biri farklı bir şey diyor. Biz yine aç kalırız, söyleyeyim ben size. İşin uzmanı olarak bu konuda daha çok yazmam gerektiğini anladım.

        OLAN ÇOCUKLARA OLUYOR!

        Bu dönem böyle şeyleri konuşmak ve gündem yaratmak moda, farkındayım ama olan çocuklara oluyor. Anne-babalar “Biz ne alalım” diye soruyorlar. Çıkıp bu konuda konuşanlar gerçekten çocukları korumak mı istiyor yoksa sadece ortalığı karıştırmak mı emin değilim…

        Dikkat edin ‘ezber bozan’ olmak bu ülkede iş yapıyor. Bu tarz haberler, “Ezber bozdular” şeklinde çıkıyor, anlatılıyor. Yani hangi bilim insanı çıkıp elinde araştırma sonuçları olmadan konuşur. Bilim insanı olmak medyatik olmak anlamına gelmez, hatırlatmak istedim. Ezber bozmak için uçuk kaçık şeyler söylemek yerine ellerinde verileriyle çıksınlar. Yani şöyle bir çalışma var mı: “10 bin kişiye 10 yıl boyunca UHT süt verdik, işte sonuç bu oldu.” Bugüne yetişmedi ama ben gıda mühendisleri ve bu konuda çalışan beslenme uzmanlarıyla görüşüp buraya net olan bilgileri yazacağım, meraklanmayın.

        ÇOCUKLARIN ZEKÂSINI ETKİLİYOR MU?

        UHT işleminden sonra süt süt olmuyor, et et olmuyor. Tavuk da zaten yaratık oluyor. Kanıtlayın biz de gerçek bilim neymiş görelim. Yani nasıl oluyor da bu sütlere “Morfin gibi” deniyor? Çocukların zekâsını olumsuz etkiliyormuş. Bunun ispatını istiyoruz. Firmalar, bu konuda çalışan uzmanlar, mühendisler... Siz de açıklayın da anneler babalar rahatça içebilsinler ve içirebilsinler sütü.

        HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL

        Bu arada yazmazsam olmaz, benim aldığım sütün kaymağı var. Dolapta bile bozuluyor, tadı değişiyor hem de kısa sürede. Dışarıda bırktığımda zaten bozuluyor. Hani bazı yerlerde yazıyor ya, dolapta günlerce, haftalarca bozulmayan sütler varmış. Hangi marka olduklarını bilmiyorum ama o markayı almayın. Gidip doğru düzgün bir süt alın o zaman! Hiçbir şey eskisi gibi değil tabii ama bunun nedeni aslında teknik anlamda da, iklim anlamında da hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması. Ne kapıya süt getiren amca aynı ne de ineklerin yediği otlar. Her şey değişiyorken yapmamız gereken şey, bu zamana göre yaşamak ama en iyisini, en düzgünü seçerek ve koruyarak yaşamak.

        NE YAPALIM?

        Organik, doğal katkısız olan ürünleri seçeceğiz. İstanbul’da pazar da manav da aynı ama birkaç organik pazar var. Eğer doğruysa oralardan alışveriş yapalım. Ya da bazı marketlerde iyi tarım veya organik besin diye bölümler var. Araştırıp bakalım. Ya da Ege’den, Akdeniz’den, Doğu’dan birer akraba bulalım, oradan sebze meyve alıp bize yollasınlar. Elinizdeki değerlerin kıymetini bilin. Annemler her eylül ayında tarhana yaptıkları için inanın şükrediyorum. Ama böyle takıntılı haberler bizi şu hale getiriyor: Acaba tarhana yaparken aldığımız kırmızı biberler GDO’lu mudur? Eyvah irmik koyduk içine, sakın ilaçlı olmasın? Bu düşünceler bizi nereye götürüyor biliyor musunuz? Ortoreksiyaya! Ölüme sebep olabilen çok ciddi bir yeme bozukluğu hastalığı! Aman dikkat, bu haberlerden sonra aç kalabilirsiniz. Siz her duyduğunuza inanmayın, iyi yaşamaya çalışın.

        Diğer Yazılar