Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tuz birçoğumuz için yemeklerin olmazsa olmazı. Tuzun günlük hayatta kullanım oranı sağlığımız açısından çok önemli. Diğer alışkanlıklarda olduğu gibi tuz kullanımı da çocukluktan başlıyor

        Tuzu hayatının bir vazgeçilmezi olarak kullananlar da var, asla aklına gelmeyeni de. Ama bağımlılık, benzersiz bir alışkanlık yaptığı kesin. Damak tadınızı nasıl alıştırırsanız öyle. Çocukken tuzlu tada alışmayan çocuklar hayatları boyunca çok fazla tuz kullanmıyorlar. Aynı şeker gibi... Çayı, kahveyi, sütü şekerli içen bir çocuk bunu normal kabul eder ve hep şekerli içmek ister. Ama bizim evde olduğu gibi, önümüzde çay, kahve, süt, ıhlamur ne var ise onun tadına bakmak isteyen bir bebek şekersiz gerçek çayın veya sütün tadına bakarsa bu onun için normal olacak ve hep aynı tadı bulmak için içine bir şey ekleme ihtiyacı duymayacak. Çocuklarımıza tuzu da şekeri de öğreten bizleriz.

        Kalp Hastalıkları giderek artıyor

        Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünya genelinde hızla artan kronik hastalıklardan ölen kişi sayısının giderek arttığı ve bu ölümlerinin % 30’unun kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle olduğu tespit edilmiş. Bu durumda tuz ve hayat daha da anlamlı hale geliyor. Çünkü kalp hastalıklarından ölenler artıyor ama bununla birlikte hareket azalıyor, her yediğimiz yemekte ve içecekte tuz oranı artıyor. Bu da çok can sıkıcı olan rakamların önümüzdeki yıllarda artacağını gösteriyor. Yapılan çeşitli çalışmalarla günde 1gr. tuz diyetiyle tuz alımının azaltılması felçlerde % 5, kalp krizlerinde % 3 azalma, diyette tuz alımının günde 9gr. azaltılmasının ise felçlerde % 34, kalp krizlerinde ise% 24’lük bir azalma sağladığı tespit edilmiştir.

        Olmalı mı olmamalı mı?

        Peki, tuz hiç mi kullanılmamalı? Hayır, tuz mutlaka olmalı! Çünkü, tuz sağlığımız için gerekli ama miktarı da çok önemli. Tuzun içinde bulunan sodyum (Na) vücutta sıvı dengesini korumak için gereklidir. Kan basıncında rolü vardır. Sinir ve kalp kasının düzenli çalışması için de gereklidir. Sodyum ve potasyum gibi mineraller bu dengeyi sağlamak için çok değerlidir. Bu sebeple özellikle bebeklerde ishal gibi durumlarda tuz takviyesi bile yapılır. Ama kalp hastalıklarında ve tansiyon problemlerinde tuz ve sodyum alımının sınırlandırılması çok önemlidir.

        Tuz vücutta depolanır mı?

        Aldığımız sodyumu böbreklerimiz dengede tutar. Alınan fazla sodyum depolanmaz, büyük bir kısmı idrarla ve terle atılır. Eğer böbrekte bir sorun varsa, bazı hastalıklar sonucu yeterince çalışamıyorsa, fazla sodyumu dışarı atamaz ve vücutta ödem oluşur.

        Tuzu eklemesek yeterli mi?

        Kişinin yaşam tarzına göre miktar değişir. Çünkü artık neredeyse tükettiğimiz her şeyin içinde ilave tuz var. Tuzlu gıdaları veya tuz eklenmiş besinleri ne kadar tüketiyoruz? Eğer kahvaltıda peynir yiyorsanız zaten tuz alarak güne başlıyorsunuz. Ekmeğin içinden de artık azaltıldı ama biraz geliyor. Zeytinden de biraz gelsin. Bunlar zaten kahvaltının içinde doğal olarak aldığınız tuzlar... Demek ki, burada önemli olan yanındaki domates, salatalık, biber veya yumurtanın üzerine ilave tuz koymamak. Evde pişirdiğiniz yemeklere de daha az tuz koymaya çalışın. Salatalarınıza ilave tuz ekmeyin. Cacık, yoğurt, ayranın az tuzlu olanlarını tercih edin.

        Ne kadar tuz yeterlidir ?

        Sağlıklı bir bireyin günlük ihtiyacı 6 gr. tuzdur. Yani neredeyse bir tatlı kaşığı tuz demek bu.

        GÜNLÜK TUZ TÜKETİM ÖNERIİLERIİ

        - 1-3 yaş için 2 gr. tuz/gün (0.8 gr. sodyum)

        - 4-6 yaş için 3 gr. tuz/gün (1.2 gr. sodyum)

        - 7-10 yaş için 5 gr. tuz/gün (2 gr. sodyum)

        - 11 ve yukarısı için 6 gr. tuz/gün (2.5 gr. sodyum)

        Tuzu/sodyumu azaltılmış olan ürünleri tercih edin

        Artık her alışverişte etiket okumak bir zorunluluk. Ne alıyorsanız alın, kahvaltılık gevreklerden tutun da turşuya kadar hepsinin AZ TUZLU yazanlarını tercih edin.

        Diğer Yazılar