Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Abur cubur isteyen çocuğunuza kızmayın, “Yasak” demeyin. Önce siz sağlıklı beslenin ve çocuğunuza neden abur cubur yemediğinizi söyleyin. Arada en masumunu seçip birlikte yiyebilirsiniz

        ÇOCUKKEN elime 2 kuruş geçse soluğu bakkalda alırdım. Evin 2 sokak üstünde, Durmuşali bakkal vardı. Çocukluğumuz orada geçti. Geçti de bakkaldaki her şeyi yedik mi? Hayır! Evde sabah kesik peyniri, üstüne bol zeytin, zeytinyağı ve ekmek, öğle yemeğinde arapsaçı kavurması, sarımsaklı süzme yoğurt, akşama da biber kızartması üzerine sarımsaklı yoğurt yerdik. Aralarda meyve, çok acıkırsak da ekmek üzeri salça... Günlük mönümüz aşağı yukarı böyleydi.

        TOPLU KAÇAMAKLAR

        Ege’de et tüketimi çok fazla değildir. Sebze, meyve, yoğurt ve ekmek yenir. Bugün baktığımda ne kadar sade, sağlıklı ve güzel diyorum. Yazın haftanın 5 günü zeytinyağında kızartılmış patlıcanlar, biberler bile bugün yediğimiz bir sürü yemeğe göre çok daha iyi bence. Zeytinyağını 1 kere kullanıp atmayı becerebiliyorsanız çok da sorun yok. Bu kadar sağlıklı bir sofrada, biz özgürce abur cubur isteyebilen çocuklar değildik. Evde yasaklı yemekler olmadığı halde hep kontrolü hissettim. Etrafımdaki kimsenin abur cuburla ilişkisi sınırsız değildi.

        Yaş ilerledi, ergenliğe doğru biraz keyif yapmayı öğrendik. Cebimizdeki paraları birleştirip evde abur cubur günü yapıyorduk. 1 puf, 1 çikolatalı gofret, 1 portakal jöleli bisküvi, 1 tombi... Bunların en küçük boylarını alıp 3-4 çocuk ve bazen 5-6 çocuk bölüşürdük. Nadiren yaptığımız bir toplu kaçamaktı bu. Birinin annesi görse “Nereden buldunuz siz bunları?” diye terlikle peşimizde koşabilirdi çünkü evde mis gibi poğaçalar pişmiş, yoğurttan hamurlar hazırlanmış, kurabiyeler pişmiş, köyden gelen tam undan yufkalarla börekler yapılırdı.

        YASAK OLAN ÇEKİCİDİR

        Evde böyle lezzetler varken tombi de neymiş! Neymiş bilmiyorum. Bu kadar sağlıklı ve lezzetli sofralarda da büyüsek bir şey bizi itiyordu ona! Neden sizce? Tabii eğitimim, uzmanlığım ve tecrübelerim yıllar sonra bana bunun sebeplerini bir bir verdi. Artık nedenlerini biliyorum. Gelin size anlatayım...

        İlgi çekici olan her zaman az bulunan, nadir olandır. O dönemde herkesin evinde cipsler, çikolatalar, gofretler yoktu. Bakkalda bile toplasan 20 çeşit zor çıkardı. Evde olmayan o çekici paketlerin bilmediğimiz lezzetleri vardı. Aşırı yağlı, aşırı tuzlu ama lezzetli. Hatta çok net söyleyeyim ki eski tatları gerçekten çok daha iyiydi. Şimdi aynı isimlerle raflarda dursalar da lezzetleri ve içerikleri aynı değil.

        SINIRIMIZI HEP BİLDİK

        Bunları yedim de kötü mü oldu? Hayır! Bana zararı yoktu! Çünkü ben sağlıklı beslenen bir çocuktum. 40 yılda bir bu abur cuburlardan az az yemek bana zarar veremezdi. Sabahtan akşama kadar kan ter içinde kalana kadar oynayan çocuklardık. Ne topu kalıyordu ne ağaç tepesi! Bu vücut sağlam olmaz mı? 2 ısırık çikolatadan korkumuz yoktu! Biz sınırımızı hep bildik. Ama o ilgi çekici paketlerde de hep gözümüz kaldı. Bakkalda bol bol olsalardı belki bu kadar dikkatimizi çekmezlerdi.

        Şimdi durum nasıl?

        ŞİMDİ market rafları sayısını, adını bilmediğimiz aburcuburlarla dolu. Her şeyden yiyen ve sağlıklı yemeklere ulaşabilen çocukların sayısı özellikle büyükşehirlerde çok az! Çocuklar paylaşmayı da bilmiyorlar. Sokakta oyunun keyfi, cebindeki yemeği de bölüşmektir. Bu kadar kötü beslenen bu kadar az hareket eden çocuklar bir de aburcubur yerlerse ne olur? Erken yaşta diyabet, hipertansiyon, kilo artışı, halsizlik, yorgunluk, kansızlık...

        Çocuklarınıza iyi beslenmeyi öğretin, bunun için önce siz iyi beslenin. Sonra çocuklara hareket etmenin nasıl da muzicevi bir şey olduğunu öğretin. Hep beraber spora gidin, koşun, ormana gidip yürüyün. Aburcubur isteyen çocuğa kızmayın, sizin neden yemediğinizi ve kötü olduğunu anlatın. “Yasak” demeyin, aburcuburların içinden en masum olanını bulun ve arada birlikte yiyin, paylaşın.

        Diğer Yazılar