Denizde karartı var, bu gelen kayık mıdır?
Ekonomide yaşanan büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olmadığını Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan sık sık telaffuz etmeye başladı. Her yıl belli ölçüde büyüyoruz, ama ithalata dayalı olduğu için sürekli cari açık veriyoruz. Fren basınca tüketim düşüyor, bu defa da Hazine’nin gelir kalemi vergiler sebebiyle bütçe açık vermeye başlıyor. İlginç bir ekonomik sarmal içine girmiş durumdayız.
Yeterli petrol ve doğalgazımız olmadığı için tablo böyle, ama Türkiye’de 5 TL değerindeki 1 litre benzinin yaklaşık 3.5 TL’si Hazine’ye vergi olarak gidiyor. Ne kadar çok benzin satılırsa, o kadar fazla gelir demek. Fakat dış ticaret açığını büyüten, ithalata dayalı büyüme. Makul olmayan bu büyümeye “Dur” demeye kalkınca, benzin tüketimi düşüyor, lakin Hazine’ye giren gelir de düşüyor. Nasıl?
İhracat cephesinde ise durum malumunuz. Rekorlar kırıyoruz. İthalatta üstü sürekli örtülmeye çalışılan daha iyi rekorlarımız var, ama nedense bu başarılar kamuoyundan saklanmaya çalışılıyor! Allah’tan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bu duruma uyanmış durumda. Ve yüzde 85’i Çin ve Uzakdoğu’dan yapılan ithal ayakkabıyla başladığı dış ticarete neşter vurma işine devam ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organize ettiği bir toplantıda süper uyarılarda ve tespitlerde bulundu.
Ankara İnovasyon Haftası açılışında Bakan Zeybekci, 2023 hedeflerine fason üretimle ulaşılmayacağına dikkat çekmiş. Dünyanın 10. Avrupa’nın 3. büyük ekonomisi, kişi başına milli geliri 25 bin dolarlık bir Türkiye hedeflerini telaffuz eden Zeybekci, ardından soruyor; “Bunu yapabilir mi Türkiye?” sonra cevabını veriyor; “Şu andaki şartlarla yani fason bir üretici ülke olarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması son derece zordur.” Nokta. Fazla söze hacet yok. Evet, inovasyon ama kimin için? Galiba önce kendimizi inova etmemiz gerekiyor. Denizdeki her karartı kayık olmadığı gibi, ekonomideki her büyüme de sağlıklı olmayabilir. Neremizin büyüdüğü önemlidir...
Çin’den kalitesiz sağlık ürünlerini kim getiriyor?
Çin’den gelen kalitesiz ve sağlıksız stentler Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde hastalara takılıyormuş. Sosyal Güvenlik Kurumu da (SGK) parasını ödemek zorunda kalıyormuş. Bırakın ayakkabıyı, çorabı, oyuncağı, en hayati ürün olan sağlık malzemelerinde bile bir ithalat politikası olmaz mı? Demek ki yokmuş. Peki, bu ürünleri kim ithal ediyor? Hangi kurumlar onay veriyor?
Malumunuz, Çin’de her bütçeye uygun stent yaptırmak mümkün. ‘Evcil hayvana’ diye yaptır, getir Türk vatandaşına tak, sorun olmaz. Kılıfına uygun CE belgesi zaten hazır. Türkiye’ye sokmanın bin bir türlü yolu da var. Peki, biz hangi 2023 hedefinden, üretimden, ihracattan, gelişmekten bahsediyoruz? Madalyonun diğer yüzündeyse sağlık sektöründe yerli üreticilerin çektiği sıkıntılar, dertlerini anlatamadıkları bir kamu yönetimi var. Demek ki üretimi Çin’de yaptıranlar anlatacak doğru kanalları daha iyi biliyorlar...
Rusya’da Total kaza
Aslında Rusya’da yaşanması muhtemel, hayalleri zorlamayan bir uçak kazası, ama istedikten sonra spekülasyonlara da açık. Türk Hava Yolları’nın da kullandığı Moskova Vnukova Havalimanı’nda meydana gelen uçak kazasında Fransız petrol şirketi Total’in Başkanı Christophe de Margerie’nin yaşamını yitirmesiyle birlikte ‘acaba’ diye başlayan sorular gündeme getirildi.
Özel iş jeti Falcon 50, havalanmak üzere pistte sürat kazandığı sırada önüne çıkan kar temizleme aracına iniş takımları çarpıyor, havada sorunlar yaşamaya başlayınca, acil iniş için havalimanına geri dönüyor. Acil inişleri, ecel inişine dönüyor. Uçaktakiler hayatlarını kaybediyor.
Şimdi; Total’in zaten Rusya ile yürüyen ilişkileri ve geliştirmek üzere görüştüğü enerji projeleri var. Ruslar, Avrupa ile ambargolu bir dönem yaşarken neden Total Başkanı’nı öldürmek istesin? Ama maksat spekülasyonsa, neden öldürmek isteyeceklerine dair de güzel senaryolar yazılabilir, çünkü enerji ve havacılıkta malzeme çoktur.
