Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Batı ile başı dertte olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, petrol fiyatlarının düşmesi, ekonomik ambargo ve yeni açılımlar yapacak ülke arayışları içine girdiği bir dönemde, Türkiye’ye önemli bir ziyaret gerçekleştirecek. Gerçek şu ki; Türkiye’nin de birçok açıdan Batı ile görünmeyen sıkıntıları var ve açık etmesek bize de uygulanan ekonomik ambargolar söz konusu.

        Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında başlatılan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) girişiminin Türk ekonomisi üzerinde olumsuz etkilerini uzun süredir tartışıyoruz. Türkiye adının anılmadığı bu ortaklığın getirdiği riskleri bir nevi ambargo olarak görmek mümkün. Halen daha da Türkiye’nin TTIP sürecine paralel olarak ABD ile bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapamamış olması, doğal olarak ekonomisini zenginleştirecek başka modeller üzerinde kafa yormaya sevk ediyor. Rusya ile Türkiye’nin menfaatleri de bu noktada ciddi şekilde kesişmektedir. Henüz Türkiye’nin AB’ye tam üye olmak gibi bir şansı yokken ve AB ile olan Gümrük Birliği Anlaşması’nı derinleştirme adımı atılmamışken, Rusya ile Türkiye arasında ekonomik işbirliği modeli gelişebilir. Bunun miladının da Putin’in aralıkta yapacağı Ankara ziyaretinin olma ihtimali ise oldukça yüksek görünüyor.

        Rusya’nın düşen ya da çeşitli senaryolara göre ABD tarafından düşürülen petrol fiyatlarından ise sanıldığı gibi ciddi şekilde etkilenmeyeceği belirtiliyor. Bir Rus yetkiliyle bu konuyu tartıştığımda, Rusya’nın kamu borçlanma oranlarının iyi olduğunu hatta risk sınırlarının çok uzağında bulunduğunu, uzun bir süredir de satılan Rus petrolünün 80 dolar üzerine tekabül eden kısmının da hiç dokunulmadan bir fonda tutulduğunu ifade etti. Diğer bir ifadeyle Rusya, uzun bir süredir kendini petrolün varilinin 80 dolar seviyesinde olacağına göre hazırlamış. Hasılı Rusya, petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalmasından etkilenmeyeceği mesajını veriyor.

        Putin’in Ankara ziyaretinde en tartışmalı geçmesi beklenen konu ise Rusya’nın Türkiye’deki en büyük yatırımı olan Mersin’deki nükleer santral için ilave vergi indirim talep etmesi olacak gibi görünüyor. Fakat bu meselenin de Putin gelinceye kadar, iki tarafın teknik heyetleri arasında müzakere edilip tatlıya bağlanacağı inancı yüksek.

        Şimdiye kadar vergi indirimi yönündeki talepler, iki ülke arasındaki mevcut anlaşma detaylarına göre mümkün görünmüyordu. Rus yetkililer de Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nde (TANAP) görev alacak şirketlere, tüm mal ve hizmetlerde KDV muafiyeti getirilmesini örnek gösterip konuyu sıcak tutmuşlardı. Son kertede genel kanaat, vergi meselesini, Rusya-Türkiye arasındaki çok yönlü anlaşma detaylarının şekillendireceği yönünde. Yani iyi bir anlaşma olursa, vergide indirime gidilmesinin yolları da aranabilir.

        Petrol klasiği: ‘Üretimi azalt fiyat yükselsin’ çare olmuyor!

        Petrol fiyatlarının düşmesiyle, petrol üretimini azaltmak için üretici cephesinde beklenen birlik bir türlü sağlanamıyor. Çünkü birçok üretici aynı zamanda pazarı kaybetme endişesi yaşıyor. Yükselen petrol fiyatlarıyla birlikte, ABD’de dengeleri değiştiren “kaya petrolü ve kaya gazı” arama faaliyetlerinin başka coğrafyalarda artarak alternatif rezervlerin keşfedilmesi endişelerden birisi. Bu sebeple dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumundaki Suudi Arabistan, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyeleriyle masaya oturmasına rağmen, düşen fiyatlara karşı üretimi azaltma konusunda bir netice alamadı.

        Bilinen dünya petrol rezervlerinin üçte ikisini ellerinde bulunduran OPEC üyesi 12 ülkenin, indirimde fikir birliği yapamamasında; her ülkenin petrol çıkarma ve pazara ulaştırma maliyetlerinin farklılığı ve OPEC üyesi olmayan Rusya ve Meksika’nın nasıl bir strateji yürüteceğinin bilinmemesinin ciddi etkileri olabilir. Netice itibarıyla ABD’nin, “kaya petrolü ve kaya gazı” üretimiyle dünyanın en büyük enerji üreticisi olması her şeyi değiştirdi denebilir...

        Diğer Yazılar