Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye-Rusya ilişkilerinde bölgesel etkileri de olacak yeni bir sayfa açılıyor. Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe teşebbüsünden önce düzelmeye başlayan Rusya ilişkileriyle, yaşanan olağanüstü durumun atlatılmasından sonra inşa edilecek işbirliğinin modeli bile farklı olacak gibi görünüyor.

        Özellikle darbe teşebbüsünde, Amerika’nın bu işin neresinde ve ne kadar yer aldığına dair tartışmaların gündem oluşturması, Rus uçağının düşürülmesinde giderilmeyen yabancı parmak şüphesi ve Türkiye’nin son yaşadığı hadiselerde de bu yabancı parmağın ilgisinin olabileceğine yönelik değerlendirmeler, iki ülke arasındaki görüşmelerde kilit rol oynayacaktır.

        Ayrıca Suriye politikasında da kırılmalar olacak. Bölgede Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek yeni adımların Rusya ile birlikte atılmasının en önemli gerekçelerinden birisi de PKK uzantısı PYD’ye müttefikimiz olmasına rağmen Amerika’nın desteğini devam ettirerek Suriye’nin toprak bütünlüğü yerine yeni özerk bölge oluşturma adımları gösterilebilir.

        Bölgemizi şekillendirecek siyasi işbirliğinde, iki ülkenin beklenen seviyede mesafe kat etmesi durumunda, ticari ilişkilerin eskisinden daha kuvvetli bir şekilde geri dönmesini bekleyebiliriz. Enerji, boru hatları, turizm, ithalat-ihracat gibi ekonomik işbirliğinin her alanı uçak düşürülmesinden önceki seviyenin çok daha üstüne çıkma potansiyeli barındırıyor.

        Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’le birlikte Moskova’yı ziyaret eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, Rus doğalgazını Türkiye’ye ve Avrupa pazarlarına taşıyacak olan Türk Akımı Projesi’ni hayata geçirmek için siyasi mutabakata vardıklarını açıklamalarını da bir başlangıç olarak görmek gerekir. Asıl adımın ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretinde, Putin ile yapacağı görüşmede atılacağına dikkat çekmeye gerek yok sanırım. Ancak liderlerin görüşeceği tarihe kadar, iki tarafın hangi konular üzerinde hazırlık yapacağını takip etmemiz gerekiyor.

        Mesela, Kasım 2015’te Rus savaş uçağının Türk F-16’ları tarafından düşürülmesinde, darbe girişiminde bulunanların etkisi olduğu ve bunun da yurtdışı bağlantısı ortaya çıkarılırsa farklı bir ilişki tablosundan da bahsetmek söz konusu olabilir. İşte bu noktada Türkiye’nin Doğu- Batı dengesini iyi kurgulaması gerekecektir. Batı’dan uzaklaşmadan, Rusya ile ilişkilerini iyi bir noktaya taşımanın ciddi zorlukları olacaktır. Hatta Türkiye bu ilişkilerini geliştirme aşamasında başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerle öncelikle bankacılık sistemi ve savunma politikaları olmak üzere yeni sorunlarla muhatap edilmek istenebilir.

        Rus uçağının düşürülmesinin ardından Moskova’nın aldığı yaptırım kararlarından birisi olan Türk Akımı Projesi’nin ikili görüşmelerde kaldığı yerden devam etmesi için konuşulmaya başlanması önemli bir gösterge. Ancak iki ülkenin yeniden ve güçlü bir yakınlaşma sürecine girmesinin Batı’da farklı etkilere sebep olacağını, Türkiye’nin atlattığı darbe teşebbüsüne verdikleri zayıf tepkiler üzerinden de okumak mümkün.

        Diğer Yazılar