Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Köprülere indirim gelebilir” notuyla 13 Aralık 2016’da buradan mesajı erkenden kamuoyuna vermiştim, ama paralelinde bu denli zam yapılacağını hesap edememiştim. Yeni yıla girerken, yüksek rakamlı Osmangazi Köprüsü için yazdığım üzere indirim yapıldı. Öte yandan diğer köprü ve otoyolları için de önemli oranda fiyat artışına gidildi. Hatta “Osmangazi’den geçişler vatandaşa cazip gelsin” diye indirim yapılırken, mecburen kullanılan bağlantı yolları düşünülmeden zam yapılması sebebiyle istenen verimliliğin yakalanması zor görünüyor. İndirim yapılmayan, hatta yüzde 20 zam yapılan Yavuz Sultan Köprüsü’ne gelince: Boğazdaki diğer iki köprü ve bağlantılı otoyollarının fiyatları artırılarak Yavuz daha cazip hale getirilmeye çalışılmış. Ve eleştiriye muhatap olan aradaki fiyat farklarının da indirimle değil, zamla giderilmesi cihetine gidilmiş.

        Anlaşılan Ulaştırma Bakanlığı, indirimle araç geçiş sayısını artırmayı hedeflerken, zamlarla da direkt altyapı projelerinin finansmanına katkıyı amaçlamış. Ancak özellikle ulaştırma projelerinde beyin yorularak çok yönlü çözüm bulunması gerekiyor. Sadece devletin kaynak aktarmak zorunda kalacağı projeler üzerinden gidilirse bir taraf düzeltirken diğer tarafı bozma ihtimallerini göz ardı etmemek lazım.

        Devasa projeler yap-işlet-devret (YİD) modeliyle ekonomiye kazandırılırken, ihaleye katılacak şirketlerin kolay finansman sağlayabilmeleri için en önemli parametre olan gelir kalemlerinin net bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Osmangazi Köprüsü’nde hedeflenen araç geçişine ulaşılamamasında, ihale şartnamesine araç başına KDV hariç 35 dolar kriteri konarak, günlük 40 bin adet otomobil eşdeğeri geçiş garantisi verilmesi yatıyor. Garanti adet olarak değil de ciro bazlı belirlenmiş olsaydı, kamu geçiş ücretlerini belirlerken yasal sıkıntılar yaşamadan daha esnek davranabilirdi. Hatta Osmangazi Köprüsü açılırken de geçiş ücreti daha düşük olarak tutulabilirdi.

        İhale kriterleri Ulaştırma Bakanlığı’nın önünde engel olunca, araç geçişleri de yüksek rakamlar yüzünden düşük seyretti. Bu durum sürdürülebilir değildi ve bir yerde düzeltilmesi gerekiyordu. Devlet köprü yaptırmış, ama vatandaş yüksek fiyat yüzünden geçemiyor. Vatandaş zamanını, akaryakıtını harcıyor, aracını eskitiyor, havayı kirletiyor, cebinden biraz daha az para çıksın diye uğraşırken, aslında geçmediği o köprü için devletin verdiği garantiler sebebiyle o parayı zaten ödüyor. Bir kısırdöngü söz konusu.

        Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, konuyu Yüksek Planlama Kurulu’na (YPK) taşımak zorunda kaldı ve böylece Osmangazi Köprüsü için indirim YPK kararıyla yapılabildi. Ama yetmez. Ulaşım projelerine daha yukarıdan ve fotoğrafın tamamını görebilecek bir açıdan bakılması lazım. YİD ile yapılan projeleri, işi alanlar gruplar ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında bırakmamak lazım. Daha iyi işletilmeleri ve verimliliğin artırılması için başka gözlere, işletme ve yönetim mantıklarına, hatta profesyonel danışmanlıklara ihtiyaç var.

        Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2017’den itibaren otoyol geçişlerini yüzde 15, Boğaz köprüleri geçişlerini ise yüzde 48 oranında artırırken bilmiyorum böyle bir profesyonel danışmanlık hizmeti aldı mı? Osmangazi Köprüsü’nde geçiş ücretlerinde yüzde 26 oranında indirim yaparken, bağlantı yollarına yüzde 15 zammın etkisini niçin düşünmedi?

        Kuzey çevre otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne YİD sözleşmesi sebebiyle yüzde 20 zam yapılmış. Buralarda YPK neden bir karar almamış? Önemli oranda zorunlu geçiş güzergâhı, fakat Türkiye’nin ticari merkezinde her şeyin maliyetinin artmasına katkı sağlıyor. Enflasyona olan etkisine bile rahatlıkla bakılabilir. Bu zamların ve indirimlerin Türkiye’nin menfaati açısından kesinlikle bir kez daha etraflıca ele alınması şart.

        Ulaşım, matematik demektir, mantık demektir.

        Diğer Yazılar