Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her açıdan dikkatli olunması gereken bir süreçten geçiyoruz. Bütün negatif enerjiyi sanki birileri üzerimize yöneltmiş gibi tuhaf hadiseler yaşıyoruz. Beklenmedik olaylara muhatap olduğumuz böyle bir dönemde, psikolojimiz bozulduğundan herkesin işini iki defa düşünerek dikkatli yapması gerekiyor. İş dünyasından biliyorum, normal zamanlarda hoşgörüyle karşılanması gereken hadiselere kimse çözüm noktasından yanaşmıyor. İş dünyasında her dönem var olan fırsatçıların bu dönemde daha fazla arz-ı endam ettikleri için de bazı olaylar kendiliğinden gelişiyor.

        “Hayırlısıyla bugün beklenmedik bir hadise yaşamayalım” temennisiyle daha gözlerimizi açar açmaz, üzücü haberle sarsıldık. Bir Türk havayolu şirketi olan, Yavuz Çizmeci’nin ACT Havayolları’na ait Boeing 747 tipi kargo uçağı, Hong Kong-Bişkek seferini yaparken, Bişkek Havalimanı yakınlarında bir köyün üzerine düştü. Düştüğü noktanın meydan yakınlarında bir yerleşim yeri olması sebebiyle, kargo uçağı olması durumu değiştirmedi ve ciddi şekilde can kaybı olduğu bilgisi duyuruldu.

        Evet, üzerimizde dolaşan kötü havaya sevinen epeyce yabancı dostumuz olduğu malumunuz. İşte bu olayları da olumsuz şekilde Türkiye propagandası olarak kullanıyorlar. Başka bir ülke şirketinin kargo uçağı düşünce gösterilen tepki ve eleştirinin çok daha abartılısını bizim için tedavüle koyuyorlar. Ancak bunları biliyor olmamız, durumu değiştirmiyor; bilakis böyle bir davranışı hesap ederek ülke olarak daha dikkatli olmamız gerekiyor. Zira toplamda Türkiye markası ciddi olarak zarar görüyor.

        Geçtiğimiz haftalarda yaşanan soğuk hava ve kar sebebiyle uçuş iptallerinde de ciddi eleştirilere maruz kaldığımızı unutmayalım. Ama buna fırsat verenin bizler olduğunu da unutmamak gerekir. Çünkü yılda 5-10 gün kar yağacak diye Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) gerekli ekipmanı hazır bulundurmaz, personeliyle de sahada olmaz ve üst makamlarda denetimleri eksik yaparsa, ekipmanlara harcanacak paranın binlerce katı kadar Türkiye’ye maddi zarar verileceğinin de öngörüsünün yapılması gerekir. Ulaştırma Bakanlığı’nın bu noktada mutlaka devreye girerek gelecek adına bir şeyler yapması şart.

        Çünkü konu Türk Hava Yolları – DHMİ tartışmasının çok ötesinde önem arz ediyor. Türkiye’nin dünyaya açılan kapısının her ne şekilde olursa olsun bir hafta kapalı olması, dünyanın dört bir yanından ülkemize seferleri olan havayolları ve uçtukları ülkelerde müthiş bir aleyhte kampanyaya dönüşüyor. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde ve terör olayında bile meydan açık tutulurken kar sebebiyle ortaya çıkan krizin yönetilememesinin izahı zor.

        Benzeri durumu, Türk sivil havacılığının otoritesi altında faaliyet gösteren ACT’nin düşen uçağı sebebiyle umarım yaşamayız. Biliyorum ki dünyanın birçok ajansı, medya kuruluşu, pek çok negatif hadise üzerinden bu olayı değerlendirmeyi tercih edecektir. Kırgız Havacılık Otoritesi’nin pilotların herhangi bir acil durum bilgisi vermediklerini, ancak iniş sırasında Bişkek Havalimanı’nda görüş şartlarının düşük, bölgede yoğun sis olduğunu açıklamaları tam olarak kazayı izaha yetmez.

        Düşen jumbo jet bir kargo uçağı. Uzun menzilli sefer yapıyor. Uçakta 3 pilotun olması gerektiğini Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) mevzuatlarından biliyorum. Ayrıca uçağın düşme şekline bakılırsa, yüklenen kargonun da uçağın güvenli seyrüseferi için yük merkezinde (center gravity) bir soruna yol açtığını gösteriyor. Ancak tüm iddialar, kaza kırım raporu ortaya çıkıncaya kadar bir anlam ifade etmez. Kırgız, Türk ve uçağın üreticisi Amerikalı uzmanlarla birlikte yapılacak kazaya dair araştırmanın neticesinin beklenmesi gerekir. Bu sebeple Kırgızistan Başbakan Yardımcısı Muhammetkaly Abulgaziev’in “uçağın pilot hatası nedeniyle düştüğü” iddiası da pek önem arz etmiyor.

        Kaza anında uçakta 5 mürettebatın bulunduğu, uçağın havaalanına iniş esnasında düştüğü, kaptan pilot İbrahim Gürcan Dirancı, co-pilot Kazım Öndül ile yükleme uzmanları Melih Aslan ile İhsan Koca’nın yaşamını yitirdiği belirtiliyor, ama beşinci kişiden bahsedilmiyor.

        Bu aşamada ACT Havayolları’nın yaptığı, “Kazanın oluşumuna teknik nedenler veya yüklemeye bağlı etkenlerin yol açmadığı anlaşılmaktadır” açıklaması da hem doğru değil, hem de anlamsız. Zira neticede düşen uçak onların ve bu aşamada söz hakları yok. Ayrıca aynı grubun yönetiminde olan World Focus Havayolları’nın bir uçağı da Isparta’da düşmüştü. O zaman da uçaklarını kiralamışlardı. Bu da dikkat edilmesi gereken bir başka nokta.

        Diğer Yazılar