Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Donald Trump’ın ABD Başkanlık koltuğuna oturmasıyla son insanlı savaş uçağından Türkiye’yi de yakından ilgilendiren haberler gelmeye başladı. Halbuki her sene bir başka sorunla karşılaşır ve sürekli olarak da projelendirme maliyetlerinin yükseldiğine dair haberler alırdık. Trump ile durum tersine mi dönecek? Bu durumda her sene yükselen rakamları çıkaranlar kimler oluyor? Obama ve Demokratlar mı? En fazla alımı yapan ve projenin sahibi ABD kendi hesabını yapacaktır, ama Türkiye ve diğer ülkelere yüksek maliyet çıkaran Lockheed’e kim hesap soracak? Çünkü bir adet F-35 uçağının, 6 adet F-16’nın maliyetini çoktan geçtiği dikkate alınırsa astronomik bir bedel ortaya çıkıyor.

        ABD’li savunma sanayii devi Lockheed Martin’in yaptığı Joint Strike Fighter (JSF) F-35 savaş uçağı programına yönelik Başkan Trump’ın eleştiriler yöneltmesiyle, 600 milyon dolar tasarruf sağlandığı açıklandı. Üstelik bu tasarruf, üç bin civarındaki toplam uçaktan sadece 90’ı için geçerliymiş. Peki bunun, F-35’lerden 107 adet siparişi bulunan Türkiye’ye yansıması ne olacak?

        Ayrıca Rusların uzun süredir teknolojisini eleştirdiği F-35’lerin kabiliyetleri de Trump’ın Savunma Bakanı tarafından tartışmaya açılmış durumda. Bakan, beşinci nesil son insanlı savaş uçağının, Boeing’in F/A 18 serisi savaş uçaklarıyla karşılaştırılması talimatını vermiş. Amerika’nın savunma sanayiini de hareketlendirecek bu karar, F-35 projesinin ortakları arasında yer alan Türkiye, Japonya, Güney Kore, İsrail, Hollanda, Danimarka, Norveç, Avustralya, İngiltere, Kanada, İtalya gibi ülkeleri etkileyecektir. Bakalım artan maliyetlerin hesabını kimler nasıl verecek?

        Bitmedi. Türkiye aynı zamanda JSF uçaklarının Avrupa bölgesi motor ağır bakım ve onarım merkezi olacaktı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) 2011 yılında ABD Hükümeti ve PrattWhitney firmasıyla birlikte bir analiz çalışması yaparak 2013’te gerekli imzalar atmıştı. Yapılan bu anlaşmaların durumu ne olacak?

        Sadece uçakların yükselen maliyetinin aşağıya çekilmesi dikkat çekmiyor, aynı zamanda Türkiye’nin, Avrupa bölgesindeki tüm kullanıcılara ait JSF uçaklarının motorlarına ağır bakım, onarım hizmeti vermek üzere 2018’de kurulacak ilk merkez olma hakkını koruyup koruyamayacağı da merak ediliyor?

        TÜRKİYE FÜZE SİSTEMİNE NASIL KARAR VERECEK?

        Çin füzesine karar verildiğinde NATO’daki ortaklarımız ve Batılı müttefiklerimiz tarafından epeyce eleştirilmiştik. Ancak Türkiye’ye hiçbir şekilde destek olacak adımları atmadıkları için eleştirilerine kulak asan olmadı. Fakat Çin’den istenilen neticeleri doğuracak adımlar gelmeyince proje rafa kaldırıldı. Bu defa yine Batılı müttefiklerimiz ve NATO’daki dostlarımızla füze yakınlaşması gündeme geldi. Ancak araya FETÖ’nün hain darbe girişiminin girmesi ve müttefiklerimizin Suriye’de olduğu gibi bu olay karşısında da sessizliği tercih etmeleri, Ankara’nın dikkatinden kaçmadı. Dolayısıyla Türkiye’nin füze konusunda nasıl bir karar vereceğini kestiremiyorlar. Mevzunun inceliklerini de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir biliyor. Yol haritası da Türkiye’nin dara düştüğü anlarda ilgili ülkelerin tepkileriyle doğru orantılı olarak çıkarıldı.

        Malum olduğu üzere asıl hedef kendi füzemizi yapabilecek konuma gelmek. Bu sebeple tüm şirketlerle bu şekilde görüşülüyor. Tekliflerine de bu gözle bakılıyor. Amaç, illa ihaleyle füze sistemi almak da değil, önce kiminle ne yapılabileceğini görmek, sonra sürecin nasıl işleyeceğine karar vermek. Durum böyle olunca çok daha iyi teklifler masaya geliyor, ama bu defa da Batı ile olan limoni ilişkiler, meselenin ana kaynağına oturuyor. Son yıllarda Türkiye ile müttefik ilişkileri zayıflayan, hatta hiçbir konuda paralellik arz etmeyen Amerika ve Avrupa’nın tavırları, bu ülkelerin füze sistemine ilgi duyan şirketlerini de geri plana itiyor.

        SESSİZ GELİŞEN ROKETSAN 'BORA'SI

        Dün Türkiye’nin tedarik etmeyi düşündüğü füze sistemine ilgi gösteren çok ortaklı bir şirketin yetkilileri ziyaretime geldi. Tam o sırada Habertürk TV ekranında şu haber vardı:“2009 yılından bu yana çalışmaları sır gibi saklanan yüzde 100 yerli füze savunma sistemi projesi olan ‘Bora’nın tamamlanmak üzere olduğu ortaya çıktı. Tasarım ve üretimi Roketsan tarafından gerçekleştirilen projenin, Savunma Sanayii Müsteşarlığı internet sitesinde yayınlanana kadar kimse adını dahi bilmiyordu.”Yabancı misafirlerimin de doğal olarak dikkatini çekti. Ben de “Çok geç kaldınız, Türkiye füze işini bitirmek üzere” dediğimde, şaşırdılar.

        Ziyaretçilerim, Amerikan, Alman ve İtalyan ortaklığındaki MEADS (Medium Extended Air Defense System), Türkçe ifadesiyle “Orta Menzilli Hava Savunma Sistemi”nin temsilcileriydi. Detaylarını yarın yazacağım, ancak şimdilik orta menzil ifadesine fazla takılmayın, zira Türkiye’nin tarif ettiği uzun menzil füze ihtiyacını karşılayan bir sistem. Ama şansları nedir? Türkiye bu işi nasıl halledecek? Şu aşamada bu soruların cevabını vermek zor.

        Diğer Yazılar