Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Azerbaycanlı yetkililer Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nı (TANAP) özkaynakla yapacaklarına sık sık vurgu yapıyorlardı. Ama petrol fiyatlarındaki aşağı doğru iniş her türlü dengeyi değiştirdi. En başından beri TANAP’ın Türkiye içindeki boru hattı kısmının sahibinin BOTAŞ yani Türkiye kontrolünde olması gerektiğini defalarca yazdığım için son kredi anlaşmasıyla bu görüşümün daha doğru bir zemine oturduğunu söyleyebilirim. Dün Dünya Bankası ile BOTAŞ arasında TANAP için 400 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalanması hem önemli, hem de bazı soruları sormak için bir fırsat oldu.

        Madem TANAP’ın küçük ortağı olarak bu şekilde rol alacaktık, o halde neden Türkiye sınırları içindeki boru hattını Azerbaycan’a verdik? Üstelik de bize satacakları doğalgazı, bu boru hattından çok yüksek taşıma bedelleriyle bize sunacaklarını ilan etmelerine rağmen...

        Çünkü bildiğim kadarıyla, TANAP’ı Azerbaycan kendi özkaynaklarıyla yapacaktı ve Türkiye de kendi hissesine düşen kadar borçlanarak boru hattı hizmete girdikten sonra elde edilecek gelirlerle ödemesini yapacaktı. Eğer bahsedilen şartlar değiştiyse, TANAP’ta rollerin de değişmesi gerekmez mi?

        Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın himayesindeki kredi anlaşmasına Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Cyril Muller ve BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan imza koymuş. Dünya Bankası nezdinde ve BOTAŞ’ın kredisi yüksek denebilir. O halde TANAP’ta çıtayı yükseltmenin ne zararı olabilir?

        TANAP’ın önümüzdeki yıl açılışıyla birlikte, boru hattı hisse yapısında da mevcut şartlar dahilinde Türkiye lehine değişiklikler olamaz mı? Eğer Türkiye önümüzdeki yıllarda özellikle doğalgaz boru hatlarında iyi bir oyuncu olmak istiyorsa, ülkemiz sınırları dahilindeki boru hatlarının tamamında söz sahibi olması gerekir. Hatta sınır ötesindeki boru hatlarında da ortaklıklara bakması gerekmez mi?

        DÜNYA BANKASI TUZ GÖLÜ’NE DE DESTEK VERMİŞTİ

        Cuma günü Tuz Gölü depolama tesisinin ilk gaz basma işlemini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirecek. BOTAŞ, bu proje için de Dünya Bankası’ndan 400 milyon dolarlık finansman desteğini 3 yıl önce almıştı. Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi projesi de Türkiye’nin yıllardır sıkıntı yaşadığı doğalgaz depolama ve arz güvenliği açısından çok önem arz ediyordu. Klasik yaklaşımla, doğalgazda arz güvenliği için tüketilen gazın yaklaşık % 10 oranında depolama tesisi olması gerekir. Dolayısıyla bu tesisle önemli bir adım atılmış oluyor.

        Türkiye, yaklaşık 20 yıldır Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi projesi üzerinde çalışıyordu. Özellikle kış aylarında, gaz tedarikinde istikrarsız davranan İran kaynaklı kesintiler ciddi sıkıntıya sebep oluyordu. Bu kış yaşanan elektrik kesintilerinin ana kaynağında bu tarz sorunlar yatmaktadır.

        Tesisin kapasitesi, yaklaşık 960 milyon metreküp işletme gazı (lazım olduğunda kullanılacak) ve 460 milyon metreküp de tesisin bütünlüğünün korunması için yastık gazından oluşuyor. 20 gün boyunca günde 40 milyon metreküp gaz çekilmesi mümkün olacak. Doldurulması ise 25 günlük bir sürede günde 30 milyon metreküp oranında gaz basılarak yapılabilecek. Hayırlı olsun...

        Diğer Yazılar