Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Referandumdan % 51.4 ile “Evet” oyunun çıkmasıyla dövizde doğal olarak aşağı doğru hafif bir dalgalanma oldu ve kısa sürede tekrar yükseldi. Ancak asıl merak edilen husus, uzun vadede TL’nin ne kadar değerleneceği ve döviz kurlarının nasıl ve hangi yönde hareketlenme göstereceğidir. Bu noktada yatırım bankaları, kredi kuruluşları genellikle Türkiye politikalarına ve aldıkları pozisyonlara göre hareket ediyorlar. Ne olacağından değil, nasıl olursa kendi stratejilerine uygun olacağından hareketle görüş bildirip piyasayı şekillendirmeye çalışıyorlar. Aynı şekilde banka ve finans kuruluşlarının ekonomi danışmanları benzer saiklerle hareket ediyorlar.

        Bu sebeple TL’nin ne kadar değerleneceğini ve dövizin nasıl bir seyir izleyeceğini merak edenler, öncelikle referandum sonrası hükümetin ve devletin ilgili mercilerinin ekonomide nasıl bir politika yürüteceklerine dair açıklamalarına odaklanırlarsa daha iyi olur. Öteki türlü “döviz toto”dan öteye geçmez.

        Mesela Goldman Sachs’ın yıl sonu dolar kuru tahmini 4 TL civarında. Gerekçesini de Goldman Sachs ekonomistlerinden Clemens Grafe şöyle açıklıyor: “Türk Lirası’nın referandum belirsizliğinin ardından kısa vadede güçlenmesini bekliyoruz. Ancak diğer merkez bankalarının faizlerini artırdıkları bir ortamda, Türkiye Merkez Bankası’nın da faizleri artırması gerekecektir. Merkez Bankası’nın bu baskıya cevap verme olasılığı da düşük görünüyor. Dolayısıyla yıl sonu itibarıyla Dolar/TL kuru beklentimiz 4 TL civarında.”

        Bir de Commerzbank’ın referandum sonrası raporuna bakalım. “Evet” sonucunun piyasa tarafından olumlu karşılandığına vurgu yapılan raporda, kısa vadede Dolar/TL kurunun 3.60’ın altına inmesinin beklendiğine dikkat çekiliyor. Bu beklentiyi tek bozma ihtimalinin Türkiye’nin Ortadoğu politikasındaki belirsizlikler olabileceği notu da düşülmüş ve bu yüzden önümüzdeki aylarda tekrar 3.75 seviyelerine çıkma ihtimali olduğu belirtilmiş.

        İki yabancı kurumun değerlendirmesinden sonra sıra TC Merkez Bankası’nda... Finansal ve reel sektörde karar merciinde bulunanlar, uzman kişiler ve yabancı kuruluşların uzmanlarından seçilen 70 kişiyle yapılan anketin neticesinde sürpriz yok. Merkez Bankası’nın “Nisan Ayı Beklenti Anketi”nden çıkan sonuçlara göre ise yıl sonu Dolar/ TL tahmini 3.83 civarında olacak.

        Netice itibarıyla Dolar/TL’de en üst beklenti 4 TL, en alt seviye ise 3.75 civarı. Bu bilgileri bir kenara not edin bakalım, netice ne olacak?

        Referandumdan çıkan “Evet” sonucu ve ona yakın seyreden “Hayır” oyları aslında piyasaların da dengeli bir yol takip edeceğini gösteriyor. Ancak bölgemizin siyasi durumu, küresel ekonomideki dalgalanmalar ve Türkiye içindeki hareketlenmelere etkisiyle yaşanması muhtemel dalgalanmalar olacağının altını çizmek gerekir. Bitmedi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut’un Türkiye’nin bu sene yüzde 5-7 civarlarında büyüyeceğine dair tahmini var. Bu tahmin de Merkez Bankası ile farklılık gösteriyor. Yiğit Bulut’un, geçmişte köşesinde yaptığı gibi bir de döviz kuru tahmininde bulunmasını bekliyorum. Bakalım ne kadar tutacak? Böylece 1 Dolar, 1 TL olacak günlerini de yâd etmiş oluruz.

        Birinci gündem ekonomi olacak

        Hükümet çok sayıda büyük ölçekli altyapı projelerini hayata geçirmiş, bazılarının sadece tamamlayıcı yan unsurlarını bitirmek için çalışıyordu. Mesela İstanbul-Ankara hızlı tren, Marmaray, üçüncü köprü gibi... Şimdi bu projeler hızla bitirilecek ve daha yapısal, daha direkt ekonomiyi etkileyecek projelere start verilecek. Bunların en başında savunma sanayii projeleri ve onun ekosisteminin oluşturulması geliyor.

        Savunma sanayiinde şimdiye kadar ciddi anlamda beyin fırtınası yaşandığı için nasıl bir yol haritasıyla ilerlenmesi gerektiği de biliniyor. Özellikle insansız hava araçlarıyla (İHA) elde edilen başarıların ciddi anlamda motive edici hususiyetler taşıdığı gözden kaçmıyor. Eğer yerli, özgün, milli İHA’lar bundan 5 yıl önce hizmete alınmış olsaydı, terörle mücadelede Türkiye, bugün başka bir noktada olabilirdi. Savunma sanayiindeki motive edici unsurların, başka sanayi kollarına da sirayet ettirilmek üzere kolların sıvandığının da bilinmesi gerekir.

        Diğer Yazılar