Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzun bir süredir hükümetin gündemindeydi, ama iki ayrı bakanın yoğun mesaisine rağmen, özellikle üretim modelinin nasıl olacağına dair tartışmalar tam anlamıyla aşılamayınca, yerli otomobil konusu sürüncemede kaldı. Fikri Işık, Milli Savunma Bakanlığı koltuğuna oturmadan önce, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak epeyce çaba sarf etti. Sonra bayrağı, Faruk Özlü devraldı. Özlü’de konu üzerine yoğunlaştı, ama önlerine çıkan en önemli engel, üretilecek yerli otonun, yoğun rekabet yaşanan sektörde nasıl pazarlanacağı hususuydu.

        Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, bir süre önce gazetemizi ziyaret ettiğinde, yerli oto mevzusunu konuştuk. Ve pazarlama konusundaki endişelerini paylaştı. Devletin imkân ve yetenekleriyle belli bir noktaya gelen yerli oto konusuna, ancak özel sektör mantığıyla inançlı bir dokunuş olması halinde ilerleme olacağına dair somut bir tablo ortaya çıktığını da söylemek mümkün. Faruk Özlü sohbetimizde, “yerli otomobil” ifadesinin yanlış anlamalara neden olduğunu, amaçlarının yerli otomobil üretmekten ziyade, bir otomobil markası oluşturmak olduğuna dikkat çekmişti.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Genel Kurulu’nda, yerli otomobilin TOBB camiasının içerisinden çıkarılması teklifini yapmasıyla bu konuda sorumluluk ibresi, kamudan iş dünyasına dönmüş oldu. Bakalım ‘TOBB oto’ bu durumda nasıl bir seyir izleyecek? TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Siz bunu istedikten sonra, bu Türk iş dünyası bunu rahatlıkla yapar” sözünün altı nasıl doldurulacak? Hangi şirket ve kimlerin görev alacağını da bu aşamadan sonra takip edeceğiz.

        Yerli oto yapmaktan ziyade, pazarda kendine yer bulacak, pazarlanabilecek, türevleri olacak ve rekabet edecek bir marka oluşturulması için kafa yorulması gerekiyor. Geliştirilip, ortaya bir ürün koymaktan ötesi var. Üretilecek otonun bir marka adı altında sürdürülebilir bir iş modeline dönüşebilmesi için TOBB’un nasıl bir yol haritası çıkaracağını merakla bekleyeceğiz. İlginç bir süreç olacak, ama daha ilginci ise Cumhurbaşkanı’nın yerli oto teklifine TÜSİAD sessiz kalırken, TOBB’un sahip çıkmasıdır.

        Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda yerli otomobil üretiminde istenilen seviyeye gelinemediğini hatırlatıp, bu konuda cesaretli bir adım beklediğini vurgulamıştı. Türkiye’deki otomotiv sektörünün önemli isimleri TÜSİAD çatısı altında olduğundan, ‘Eğer bu salondan bir babayiğit çıkaramıyorsak dükkanı kapatıp gitmemiz lazım’ sözleriyle Cumhurbaşkanı konuya nokta koymuştu. Neticede TÜSİAD yerli otoya sessiz kaldı, TOBB ise sahip çıktı. Bakalım bu işin devamı nasıl gelecek?

        ‘Domates’ ağırlığını hissettiriyor

        Dün Rusya-Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin ‘domates’ üzerinden, mesajlarla yürüdüğünü yazmıştım. Adeta yazının mürekkebi kurumadan, Türkiye’nin Rusya’dan "ayçiçek yağı" ithalatına sınırlama uyguladığına dair haberler geldi. Çünkü Rusya’nın ‘domates’ yasağını gerçekten anlamak zor. Rusya tarafından yasağın izahı yapılırken de tevil ihtiyaç duyulduğu için Türkiye’de benzer adımları atmak zorunda kalıyor. Mütekabiliyet uyguluyor ve Rusya’dan ithal edilen tüm tarım ürünlerine kısıtlama getiriliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) de bu adımları doğruluyor.

        Eğer ‘domates’ yasağının kalktığını duyarsanız, iki ülke arasındaki ilişkilerin rayına girdiğini de düşünebilirsiniz. Domates sadece domates değildir.

        Diğer Yazılar