Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son bir yıldır, Batı’dan gelen turist sayısı iyice azaldı, yerini Rusya ve Ortadoğu’dan gelenler doldurmaya başladı. Ticari ilişkilerde ise Batı ile bugünden yarına iplerin kopması zor olduğu için turizmde olduğu kadar değişim olmadı. Ancak son gelişmeler Türkiye’nin hem turizmini hem de ticaretini acilen çeşitlendirmesi, mevcut olanları da koruması için daha sıkı çalışması, tanıtım ve lobi faaliyetlerine ağırlık vermesi gerektiğini ortaya koyuyor. Hindistan ve Çin açılımı şart, ama bugünden yarına olacak bir durum değil. Bu sebeple elde olanlara ve yakın zamanda olabileceklere odaklanılmasından başka çare yok.

        ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi, Rusya ve Çin’de tepkiyle karşılandı. Hatta “Soğuk Savaş” mantığı olarak yorumlandı.

        İran için “Dünyanın en önde gelen terör destekçisi devleti” ifadesi kullanılırken, Suudi Arabistan ve Mısır ise bölgedeki müttefikler olarak görülüyor. Türkiye’nin negatif durumu ise belgeye göre henüz netleşmiş değil. Ama müttefiklikten düşürülmüş gibi ele alınmış olması dikkat çekici. İran’ın karşısında güçlendirilecek S. Arabistan ve arka planda ise Mısır ile Amerika’nın Ortadoğu’da var olma yaklaşımı bölgeyi ve Türkiye’yi de yakından etkileyecektir.

        S. Arabistan - İran rekabeti, Ortadoğu’daki son gelişmelerin ardından ve ABD’nin de Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ı destekleyen stratejilerini güçlendirmesiyle farklı bir noktaya gideceğinin işaretini vermeye başladı. Yeni tablonun Türkiye’ye ve bölgeye ekonomik anlamda nasıl yansıyacağının boyutlarını bugünden yarına kestirmek zor. Ayrıca Türkiye’nin bu oyunda nasıl bir rol üstleneceğini ve üstlenmeye itileceğini de anlamak güç. Zira bölgede Rusya-Türkiye-İran üçlüsüyle, ABD-İsrail-Suudi Arabistan’ın üçlüsünün oyun kurguları çatışmaya başladı. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün öncelikle savunulması, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) yaptığı referandumda geri adım attırılması, büyük oranda ABD’nin kurgularını bozdu. Suudilerin arzularının hayal dünyasında kalmasını sağladı. İsrail’in Kürtlerin kuracağı tampon devlet stratejisini çıkmaza soktu. Bu durumda ABD ne yapacak? Rusya’yı ekonomik ambargolarla, İran’ı yaptırımlarla köşeye sıkıştırmaya çalışacağının işaretlerini vermişken, müttefiki Türkiye ile nasıl bir ilişki içinde olacak? Bekleyip görelim bakalım, Batı ne kadar müttefikimiz?

        *************

        ELEKTRİKTE KAÇAĞA HIRSIZLIK MUAMELESİ ŞART!

        Elektrik kaçağı sanılandan daha büyük bir enerji problemi olarak tüm yetkilileri şaşırtmış durumda. Defalarca burada yazdığım üzere bu konu tavsiyeler ve sadece polisiye önlemlerle çözülecek bir mesele değil. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz da bu hususa dikkat çekerek kayıp-kaçak sorununu asgari seviyeye düşürmek için Ar-Ge çalışmalarına daha fazla yoğunlaşmak gerektiğine, uzaktan izleme ve kontrol sistemlerinin her dağıtım şirketi için etkin hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapmış.

        Bu mesele uzun süredir Türkiye’nin ve Enerji Bakanlığı ile ilgili birimlerin gündeminde, ama çözümünde istenilen seviyelerde başarı yakalanmış değil. Özellikle elektrik dağıtım şirketlerinin başlangıçta hayal âleminde gezmeleri, Enerji Bakanlığı ile sorunun çözümünde devreye girecek diğer ilgili bakanlıkların sorumluluk almasını geciktirdi. Böylece Batı’da düzenli fatura ödeyenler, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki kaçak elektrik kullananların maliyetini yüklenmeye devam etti.

        Mesela tavana somyayı bağlayıp, kaçak elektriği vererek ısıtma sistemine dönüştürmüş vatandaşlara yönelik ne gibi yaptırımlar uygulanıyor? Saat okumaya gelen görevliler taşlanarak, köpek salınarak püskürtülüyorsa, bunlara karşı nasıl bir müeyyide var? Uzaktan saat okuma sistemi kurulacak, sorunlar azalacak deniyor, ama saate uğramadan, ısıtma sistemine, su motorlarına bağlanan elektrik hatları var. Onlar ne olacak? Bu kafada olan bir toplumu yola getirmek çok zor.

        Dolayısıyla devletin, yeni düzenlemeyle kaçakları sübvanse etmeye devam eder veya tarife yöntemiyle faturasını düzenli ödeyenlere ilave yükler getirirken, elektrik çalanlar için de acilen bir şeyler yapması gerekmez mi?

        *************

        ATATÜRK HAVALİMANI’NDA LÜKS TAKSİ DÖNEMİ!

        Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi, yolculara lüks taksilerle de hizmet vermeye başlamış. Aman ne büyük başarı! Her yurtdışı dönüşümde havalimanındaki hengameyi, düzensizliği, diğer taksicilerle yapılan kavgaları yakinen biliyorum. Kendi aralarında bile düzen yok ve sürekli kavga ediyorlar. Gördüğüm kadarıyla havalimanı taksicilerine polis de fazla karışmıyor. Öte yandan koltukları pis, ter kokan, sakalı bıyığı birbirine karışmış sürücülerle hizmet veriyorlar. Zaten kısa mesafeye gidecek akıllı yolcular da bunlara bulaşmıyor. Şimdi birkaç lüks taksi safsatasıyla biraz daha zaman kazanıp tartışılmaktan uzak kalmayı deneyecekler. UBER ve benzeri sistemlere acilen geçip kooperatifçi taksici zihniyetinden acilen kurtulmamız Türkiye’nin menfaatine olacaktır.

        Diğer Yazılar