Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fiber kabloların elektrik, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bir konuma geldiği tartışmasız. Fakat fiberin bir de kardeşi var: Kuleler. Baz istasyonlarının yer aldığı, mobil cihazlarla internete, hayata bağlanmak için şart olan kuleler de en az fiber hatlar kadar önemli. Fiber konusunu ele aldığım son yazılarım sebebiyle görüştüğüm bir yetkili, mobil operatörler; Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom arasında sadece fiber değil, aynı zamanda kule tartışması ve yarışının da olduğuna dikkat çekince, kuleleri de yazmak şart oldu. Çünkü telekomünikasyon sektörünün önemli segmenti kuleleri, fiberden ayıran epeyce husus var.

        Türkiye’de henüz tam olarak keşfedilmemiş kule pazarı, halihazırda dünya piyasalarında rekor kırıyor. Az maliyet ve yüksek gelirle yatırımcısının yüzünü güldüren “kule işletmeciliği” şehirlerdeki atıl arazilerin de değerlendirilmesine imkân sağlıyor. GSM sektöründeki kule pazarı da bunlardan birisi. Bugüne kadar sadece “kanser yapar mı, yapmaz mı?” başlığıyla konuşulan bu kuleler, Amerika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Hindistan’a önemli bir işkoluna dönüşmüş durumda. Sadece Hindistan’da 2020’ye kadar 130 bin yeni kulenin piyasaya çıkması bekleniyor. Asya’da ise 3 milyonu aşkın kule bulunuyor.

        Rakamlar da “kule işletmeciliği”nin, yılda asgari % 15’lik bir oranla büyüdüğünü ve dünya piyasalarında kırdığı rekorlarla yatırımcısını mutlu ettiğini gösteriyor.

        Ancak “kule işletmeciliği”nin ardındaki asıl güç mobil operatörlere sağladığı verimlilik. Ortak kule kullanımı ve mobil operatörler arasında yapılan altyapı yatırımlarının paylaşımı, önemli ölçüde kaynak tasarrufunu beraberinde getiriyor. Kule altyapı yatırımlarının sadece bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından gerçekleştirilmesi, operatörlerin servis ve kapsama kalitesini artırırken, operatörlerin işletme giderleri ve sermaye yatırımı harcamalarını da azaltmayı hedefliyor.

        ***********

        62 MİLYAR DOLARLIK KULE ŞİRKETİ

        Dünyada mobil operatörlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkan ve birçok sektöre hizmet sunan “kule işletmeciliği” önemli bir işkolu haline geldi. Yatırımcıların da ilgisini çekerek sermaye piyasalarına da ciddi bir değer katmaya başladı. Yüksek temettü verimiyle dünya piyasalarında öne çıkan kule işletmecileri, öngörülebilir ve enflasyona endeksli gelirleriyle de yatırımcılar nezdinde cazibesini artırıyor. Aynı zamanda çoklu kiracılığa dayanan iş modeli nedeniyle yüksek nakit dönüşüm hızı elde ediyor. Hasılı iletişim çağının işkolu şaşırtıcı şekilde büyüyor.

        Amerika, Hindistan ve Asya küresel pazarın öncüleri. Her geçen gün yaygınlaşan kule şirketlerinin halka arzları da dünya piyasalarında konuşuluyor ve birçoğu ciddi değerlere ulaşmış durumda. ABD’de American Tower 62 milyar dolar, Crown Castle 45 milyar dolar, SBA ise 20 milyar dolarlık değerlere sahip. Avrupa’da ise İspanyol Cellnex 6 milyar dolar, İtalyan INWIT 4 milyar dolar değerleriyle dikkat çekiyor.

        ***********

        TÜRKİYE’DE ‘KULE’LER NE ÂLEMDE?

        Türkiye’de 3 mobil operatörün yıllık toplam kule yatırımı 65-70 milyon TL seviyelerinde. Oysa kule yapım şirketlerinin bu görevi üstlenmesiyle rakam 25-30 milyon TL seviyesine inebilir. Ancak kule pazarının yatırımcılara sunduğu fırsatlar henüz keşfedilmiş değil.

        Halbuki ülkemizde mobil abone sayısı 78 milyona, penetrasyon oranı ise yüzde 98’e ulaşmış durumda. Mobil internet kullanımında ise abone sayısı yıllık yüzde 15 artışla 56.5 milyon seviyesine gelmiş durumda. Sektörde bu olağanüstü hızla artan data trafiğini taşımanın tek yolu kule sayısını artırmaktan geçiyor. Bu da sektörün doğal bir oyuncusu konumunda yer alan kule işletmecisi şirketlerin büyümesi için önemli bir etken. Ancak henüz ülkemizde halka açılabilmiş bir kule şirketimiz olmadığından Avrupa’daki örnekleriyle kıyaslamamız mümkün değil.

        ***********

        BU REGÜLASYONLARLA YATIRIM OLMAZ!

        Dünyada yeni gelişen bir sektör olan “kule işletmeciliği” alanında Türkiye regülasyonu, ülkemiz mevzuatları çok sınırlayıcı konumda... Özellikle ABD, Avrupa, Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerdeki düzenlemeler işletmecilerin daha serbest davranmasına imkân tanıyor, önlerini açıyor. Mesela ABD’de kule şirketleri, GYO statüsüne sahip olduğundan daha yüksek temettü verimi ve hisse değerlerine ulaşabiliyor. Türkiye’de ise operatörlere ait kuleler GSM lisansının bir parçası olarak konumlandırılmış durumda. Bu durum, kulelerin bağımsız hareket etmelerine engel olurken, büyümeyi de sınırlandırıyor.

        Ulaştırma Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkililerine düzenlemeler konusunda ciddi sorumluluklar düşüyor. Hatta Başbakan Binali Yıldırım’a, bugün yapılacak “fiber protokolü” töreninde durum anlatılabilir. Çünkü “kule işletmeciliği” ve kulelerin sorunları da en az fiber kadar kıymetli. Ve daha önemlisi bu alanın Türkiye’ye ciddi ekonomik katkı sunacak şekilde gelişebilmesi için uzun vadeli çözüm gerekiyor. Hızla gelişen bu pazardan hak ettiğimiz payı alabilmek için yapılacak tek şey düzenleme... Lütfen bu yeni iş modelini belli kaide ve kurallara, regülasyona kavuşturup önünü açın.

        Diğer Yazılar