Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İstanbul’un tarihine “kara teslim olduğu gün” diye geçecek unutulmayacak bir Pazartesi yaşadık. “Yoğun kar yağacak” uyarı haberleriyle Taksim’de Habertürk binasından saat 15.30 gibi çıktığımda etraf günlük güneşlikti. Kar da yağmıyordu. Navigasyon uygulamaları da Taksim’den Bahçeşehir’e 1saat 30 dakikada ulaşacağımı gösteriyordu. Nereden bilebilirdim o sürenin tam 11 saate çıkacağını ve bunun bir saat 20 dakikasını da gece yarısı karda yürüyerek geçireceğimi.

        Bu 11 saatlik maceram nasıl başladı ve bitti anlatayım. Sabah evden çıkmadan Habertürk Ulaştırma Servisi’ni aradım. Sıkıntılı bir durum olmadığı cevabını alınca yola çıktım. Evden ofise ulaşmam tahminimden kısa sürdü. 12’de yola çıktım yaklaşık 50 dakikada Taksim’e vardım. Bu arada İstanbul Havalimanı’nda da randevum vardı, hava durumu sebebiyle onu da erteledim.

        Saatler 15.00’ı gösterdiğinde karın yoğunlaşacağına dair uyarılar gelmeye başladı. 15.30’da güneşli bir atmosferde vakit kaybetmeden Habertürk’ten bir arkadaşımın aracıyla yola çıktık. Tahmini yol süresi 1 saat 30 dakikaydı. Karda mahsur kalma tehlikesine karşı TEM otoyolu mu, E-5 karayolu mu tercihini de navigasyon uygulamalarının tavsiyesine göre yaptık ve maalesef TEM’e girdik.

        TEM’de ilerleyip, kilometreyi azalttıkça varış süremiz uzamaya başladı. Navigasyonlarda süreler kısalıp, uzamaya başladığında yolda tıkanmalar, duraksamalar yaşar olduk. Bir süre sonra yolların yan taraflarına araçlarını park edip yürüyenleri görmeye başladık. Seyahatimizin henüz 2 saatlik aşamasına geldiğimizde bunları yaşarken, 3 saate de eve varma hesabı yapıyorduk. Üstelik daha Mahmutbey gişelerinden de epeyce uzaktaydık. Mahmutbey gişelerine yaklaşmamız çok zaman aldı.

        REKLAM

        Mahmutbey gişelerine varıp, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün paralı yoluna girdiğimizde sıkıntılar, sorunlar, bekleme süreleri giderek arttı. Yol kenarlarına park etmiş daha fazla araç görmeye başladık. Ama bir şey daha dikkatimizi çekti; karşı yönden gelen hiç araç yoktu. Onun sebebini merak ettik, ama öğrenmemiz 3 saate mal oldu. Karşı yönde trafik akışı kar sebebiyle değil, hava şartlarına uygun olarak yola çıkmayan 3 ayrı TIR’ın belli aralıklarla kayıp yolu kapatmasından kaynaklanmıştı. Yollarda trafiğin aksamasına, kapanmasına sebep olan araçların çoğu TIR’lar, kamyonlar ve otobüslerdi. Hepsinin de gerekli kış donanımı yoktu. Küçük araçların da çoğunda kış lastiği yoktu. Bazısının yakıtı tükenmişti. Yolda kalmışlardı, ama küçük araçları iterek, yolun kenarına çekmek mümkün olduğundan trafiğe fazla engel olmuyordu. Ancak yolun sağında ilerleyen kar küreme araçları da bu sebeple hizmet vermekte zorlanıyordu.

        Netice itibariyle yoldaki süremiz dokuzuncu saate yaklaştığında, ancak Bahçeşehir Ispartakule sapağına yaklaşabilmiştik. Fakat burada trafik tamamen durduğundan ilerleyemiyorduk. Üstelik karşı yönün TIR’lar nedeniyle tıkandığı yer de burasıydı. Netice itibariyle uzun uğraşılar sonrasında, araçlar sola kaydırılıp, Ispartakule’den giriş için yol açıldı.

        Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kontrolündeki TEM Otoyolu’ndan çıkıp Başakşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki yola girebildik. Ama sevincimiz kursağımızda kaldı. Çünkü sadece Başakşehir’in girişine kadar ilerleyebildik. İlerisi tamamen kapalı olduğundan ben araçtan inip, eve doğru yürümeye karar verdim. Arkadaşım da normal şartlarda 5 dakika zaman alan Ardıçlı Evlerine doğru aracıyla yöneldi. Ama onun yolu da kapalı görünüyordu.

        Yaya olarak Bahçeşehir’in içinde yola koyulduğumda yürümek hiç de kolay olmadı. Yolda kalan araçların sağından solundan karlara bata çıka tam bir saat 20 dakika yürüyerek kendimi oğlumun evine zor attım. Kendi evim daha uzakta olduğundan oraya kadar yürümeyi ise gözüme kestiremedim.

        Gece yarısı eve vardığımda saat 02.30’u gösteriyordu. Arkadaşımı aradığımda o da aracını Bahçeşehir’in içinde bir yere park edip bir saat 20 dakika yürüyerek aşağı yukarı aynı zamanda evine vardığını öğrendim. Böylece İstanbul’un karla sınavında unutamayacağımız bir yol arkadaşlığını anılarımıza ekledik.

        Peki biz bu durumu neden yaşadık? Neden sıkıntılı bir 11 saati soğukta yolda geçirdik? Sorumlu ya da sorumlular kimler? Herkes birbirini suçladığına göre sorumlu adreste galiba top yekûn hepimiz varız. Bizler araç sahipleri hazırlıksız olarak yollara çıktık. Uyarı derecesi düşük ve bu denli kar yağışını öngörmeyen yetkililerin de etkisinde kaldık. Meteoroloji yetkilileri bu süreçte uyarı görevlerini ya eksik yaptılar veya ilgili otoriteler onların uyarılarından pek bir anlam çıkaramadan hareket ettiler.

        İstanbul Valiliği kar yağışı sebebiyle oluşacak bu problemleri kestiremediğinden hayatı normal akışına bıraktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri sorumlu oldukları yolları yoğun kar yağışında açık tutamadılar. Karayolları Genel Müdürlüğü de hazırlıksız yakalandı.

        Her türlü aracın yola çıkmasına izin verilmesi, yollarda denetimlerin olmaması da ayrı bir sorun. Moto kuryeleri yasaklamayı bilenler yoğun kar yağışında yolları kapatan TIR’ları, kamyonları, otobüsleri ve kış lastiği olmayan diğer tüm araçları belli noktalarda denetleyip yola çıkmasına izin vermeyebilirdi.

        Ama böyle bir şey de olmayınca TEM Otoyolu’nda ciddi problemler yaşandı. Cevabı zor verilecek sorularla dolu bir gün yaşamış olduk. İstanbul sahipsiz mi, savunmasız mı? Veya yetki karmaşası yaşayan bir şehir mi?

        Diğer Yazılar