Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Havacılık sektöründe plan, program, liyakat, başka sektörlere göre çok daha önemlidir. Rekabetçi bir sektördür. Geleceği iyi programlamazsanız anlık gelişmelerle oyalanırsanız çözümsüzlüğe gidersiniz. Bugün yaptığınız yatırımların, iyileştirmelerin, yeniliklerin etkisini hemen görmezsiniz. Yine bugün dikkate almadığınız, farkına varamadığınız sıkıntılar, çözmediğiniz problemler de uzun vadede gelecek günlerde kuruma onarılmaz sorunlar açar.

        Geçen hafta “THY’de değişim ne zaman?” başlığı altında dikkat çektiğim hususlara, sorunlara Türk Hava Yolları (THY) yönetimi bugünden eğilip, çözüm üretmezse, 20 yıl önce hayalini bile kuramadığımız ama bugün yurtdışında en önemli markamız haline gelerek 400 uçaklık filoya ulaşan milli havayolumuza yazık olur. Hizmet kalitesi ve standartları aşağı doğru gitmeye devam eder. Bugün halının altına süpürülen üzeri örtülen gerçekler yarın ortaya çıktığında çok geç olabilir!

        Dost acı söyler, karşıdaki akıllıysa bu uyarılardan gerekli mesajı alır, icabına bakar. Eğer dost mesajını anlayacak bir yetkinlik karşıda yoksa bir kapasite meselesi var demektir. Bu durumda kenara çekilip, çıkacak gümbürtüyü izlemekten başka çare kalmıyor ama zarar gören şirket yılların birikimini taşıyorsa, kamunun, halkın, milletin ise tablo değişiyor. THY siyasi iradenin de desteğiyle, 2005/6 yıllarında büyüme stratejisi belirleyerek ve her sene de ilerleyerek, önceki yöneticilerin katkılarıyla bugünlere geldi. Adı üzerinde “milli havayolu” birilerinin şahsı malı değil ki “aman sende” diyerek kenara çekilelim. Yanlışları söylemeyelim.

        REKLAM

        Evet, geçen hafta yazdıklarıma tek bir satır cevap gelmedi. Gelme ihtimali de yok. Zaten yanlış veya eksik bir şey yazmış olsaydım, onlardan önce ben düzeltirdim. Ama THY’yi sevenlerden, yolculardan epeyce mesaj aldım. Hepsi de benim dikkat çektiğim problemlere THY ile yaşadıkları sorunlar çerçevesinde örnek vakalar rapor ediyor. Ve diyorlar ki; “Lütfen uyarmaya devam edin, düzelsinler!”

        Hepsi yaşanmış ve şu anda da yaşanan bu sorunlara THY yetkililerinin dikkatini yazılı olarak da çekmek istedim. Söz uçar, yazı kalır misali… Çünkü bunları yazmadan önce bazılarını THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’a da ilettim. Öte yandan çevremden, okurlardan özellikle iş dünyasından bu problemlere dair de sürekli mesaj alıyorum. Uyarılmaya da devam ediyorum. Hatta bunları anlatmak için benimle özel görüşen iş adamları da oldu. Bazen THY’nin yaşattığı problemlerin çözümüne de katkı sundum.

        Mesela yakından tanıdığım bir iş adamı “THY Çağrı Merkezi” kanalıyla sorununu çözmeye çalışırken, daha büyük problemle karşılaştığı çok ilginç bir vaka var. İstanbul-New York uçuşu için 4 kişilik bir aile business class bilet alıyor. Uçuşa birkaç gün kala seyahat tarihini ertelemeleri gerekiyor. “Çağrı Merkezi” aranıyor. Ertelemek için ücret farkı olduğu belirtiliyor. Epeyce bir ücret farkı alınıp, işlem yapılıyor. Fakat yenilenen biletler geldiğinde 2 biletin ekonomi olarak düzenlendiği ortaya çıkıyor. 4 kişilik business biletler için hem fark alınıyor hem de 2 kişi bir alt kategoriye geçirilip ekonomi sınıf bilet düzenleniyor. Daha vahimi var. Bu sorunun çözümü için “THY Çağrı Merkezi” arandığında, “bu şekilde işlem yapılmış, buradan düzeltemeyiz” cevabı veriliyor. Başka kanallar deneniyor, ama nafile. Çünkü sorun çözmek yerine sorun üreten merkez, bu işi çözülemeyecek hale getirmiş. Uçuşa birkaç gün kala THY, en kaliteli sınıftaki yolcusunu kendi elleriyle sorunların içine itmiş. Hadiseyi duyunca şaşırdım. Konuyu THY’de bir yöneticiye ilettim, mesele çözüldü. Ama benzer sıkıntılar devam ediyor. Sorunları şu anki yöneticiler de mutlaka biliyor olmalılar, çözüm için bir şeyler de yapıyor olabilirler. Maalesef THY’de iletişim de iletişim kanalları da problemli!

        REKLAM

        Şimdi THY’de son günlerde yaşanan sorunları çok iyi anlatan bir mektuba göz atalım;

        “Güntay Bey, çok uçan ve sürekli THY’yi kullanan bir iş insanıyım. Fakat yaklaşık 2 senedir mil kullanmakta çok güçlük çıkarılıyor. 4 ay sonraya yer ayırtacağım, 1 haftalık slot’ta business’e upgrade için boş yer bulamıyorum. Daha önce keyifle dostlarımıza tavsiye ettiğimiz, gurur duyduğumuz THY maalesef sizin yaptığınız uyarılara muhtaç. Umarım dikkate alan birileri vardır. Buyurun, geçen hafta yaşadıklarıma;

        Bursa'da oturduğumdan Sabiha Gökçen Havalimanı’nı da (SAW) çok kullanıyorum. Dolayısı ile buradan Pegasus ve AnadoluJet ile seyahat ediyorum. Ekonomik olmaları, yeterli iş seyahati konforunu sunabilmeleri ve SAW’ın küçük olması da tercih nedenim. 9 Mart Perşembe Köln’den Sabiha Gökçen’e 15:40 AnadoluJet uçağıyla seyahat edeceğim. Uçak Köln’e indiğinde biraz şaşırdım. Kuyruk beyaz boyalıydı, mavi AnadoluJet amblemi yoktu. Ayak mesafesi rahat olsun diye ilave para ödeyerek 2. sırayı seçmiştim. Oturunca gördüm ki ilave ayak mesafesi filan yok. Tüm sıralar aynı sıkışıklıkta. Koltuklar oldukça eski model, arkaya yatmıyor. Etrafta AnadoluJet’e bindiğimi gösteren bir işaret aradım. Yoktu. Hosteslerden sadece biri Türk, diğerleri yabancıydı. Pilotlar da yabancıydı, anonsları da sadece İngilizce’ydi. Güvenlik kartlarının üzerinde “SmartLynx Airlines” yazıyordu.

        Türk hostes durumu sorgulamamdan hiç hoşlanmadı. Savunmak için benimle gereksiz bir polemiğe girdi. “Bu normalmiş, Avrupa’da pek çok havayolu böyle yapıyormuş” filan... “AnadoluJet de SmartLynx Airlines’i (olduğu gibi) kiralamış, bundan sonra 1 sene pek çok yöne AnadoluJet ile uçtuğumuzu sanıp, Smartlynx ile uçacakmışız.” Kabin amirini çağırın dedim, “bu uçakta kabin amiri yok” dedi.

        REKLAM

        Sonra SmartLynx Airlines’i google’da sorguladım. Oldukça yaşlı uçakları var. Bilet alırken müşteri hangi firmanın uçağı/ personeli/ pilotları ile uçtuğunu bilmeli. Firma bunu açıkça yazsa, ilave “ayak mesafe ücreti” almasa, müşteriyi aptal yerine koymasa sorun olmayabilir. Müşteriye doğruyu söylemeleri, doğru reklam yapmaları gerekmez mi? Bu kandırmacaya gerek var mı?

        THY 40 yılda, kurumda kaliteye dönüşümü yaşatan Genel Müdürü Cem Kozlu ile başlayıp biriktirdiği prestijinden yiyor. Farkında değiller. Lütfen uyarılara devam edin!”

        Bu mektuba benzer içerikte epeyce şikâyet mesajları aldım. THY’deki bazı gelişmeleri yakından takip eden, kurumdan bilgi alma yetkinliğinde olan bir başka önemli tanıdığım ise özellikle THY Çağrı Merkezi’nde başlatılan projelere dikkat çekerek bana şu bilgileri aktardı;

        - Çağrı merkezinden yapılan tüm işlemlerin online kanallardan yapılabilmesi.

        - İptal durumlarında iade/değişiklik için satış ofisi ya da çağrı merkezi yerine işlemlerin online kanallarda yapılabilmesi

        - Canlı mesajlaşma ile online kanallardan anlık destek alınabilmesi

        - Engelli/şehit/gazi/öğretmen/öğrenci vb. indirimler için e-devletin entegrasyon sağladığı ölçüde belge ibrazı olmadan online işlem yapılabilmesi

        Bu projelerden netice alıncaya kadar da yolcunun sorun yaşamaması için THY Çağrı Merkezi’ne dikkat edilmesi gerekir. Ama bir de hizmet anlayışının, kalitesinin ve standartlar var. Bu ancak tecrübeli, liyakatli, birikimli kurum aidiyeti olan kişilerle sağlanabilir. Diğer hususlar için ise fazla söze gerek yok.

        Eğer bir uçağı daha fazla para kazanma hevesiyle, kendi standartlarınızı dikkate almadan kiralıyorsanız, olmayan hizmetleri satıyorsanız, meydana gelecek sorunlarla da ilgilenmezsiniz. Yolcu şikayetlerine de kulak tıkarsınız, benim yazdıklarıma da… Bu tabloyla da “şu kadar kâr ettik” derseniz, avunursanız, amma velakin aslında geçmişin birikimini yemeye, gelecekte de zarar etmeye başlamışsınızdır. Bilmem anlatabildim mi?

        Bir uçağın kiralık olduğu nasıl anlaşılır?

        Bir uçağın kiralık olduğu nasıl anlaşılır?
        0:00 / 0:00

        Havayolları filolarında bulundurdukları uçaklara çeşitli yöntemlerle sahip olurlar. Uçak üreticisinden, başkasından satın alma, kiralama şirketlerinden (leasing) veya havayollarından çeşitli yöntemlerle ve değişik zamanlar için kiralama gibi yöntemlere başvururlar. Genel durum böyleyken yoğun ve düşük sezonlara göre pozisyon alan network havayolları, düşük maliyetliler ve charter şirketleri söz konusudur.

        Havayolları da bulunduğu segmente göre uçak kiralamaya özen gösterir. Mesela önemli bir network taşıyıcısı Lufthansa’da kendi kabin içi standartları dışında uçak göremezsiniz. Yolcusuna ve hizmet kalitesine önem verenlerde de durum böyledir. Kiralanan uçaklarla alelacele hizmet verilmez, önce kurumun kimliği kazandırılır. Düşük maliyetli havayollarının değerlisi böyle yapar. Sadece charter şirketlerinde amaç yolcuyu varacağı merkeze en uygun rakama götürmek olduğundan bazen detaylara dikkat edilmez. Geçelim detaylara…

        Pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı havacılık sektöründeki tüm dengeleri değiştirdi. Salgın döneminde çalışanlarını kaybeden uçak üreticileri havayollarına sipariş ettikleri uçakları teslimde sorunlar yaşadı. Pandemi sonrası havacılık sektörü hızla geri dönmeye başlayınca da üreticiler gelen talepleri karşılamada zorlandı. Sıkıntılı bu süreç devam ettiğinden havayolları mecburen uçak kiralamaya daha fazla yöneldi. Konumu bozulan, faaliyet alanı daralan şirketlerin uçaklarına da bu dönemde başka firmalar talip oldu.

        REKLAM

        Mesela savaş sebebiyle Rusya’ya ambargo uygulanınca Aeroflot’un sipariş verdiği uçakların bazıları da Türk Hava Yolları filosuna girdi. Bazı havayollarının uçakları başka şirketlerde operasyon yapmaya başladı. Özellikle yaz sezonunda bindiğiniz uçağın, bilet aldığınız havayolunun uçaklarından farklı olduğunu anlarsanız kiralık uçaktasınız demektir. Ama nasıl kiralık uçak? Kısa dönemli mi? Uçuş ekibiyle mi kiralanmış? Kabin konfigürasyonu, eğlence sistemi, koltukları ne durumda? İşte bu detaylar havayolunun bulunduğu kategoriye göre yolcusuna verdiği önem açısından dikkate değer durum. Kiralık uçaklarla seyahat etmek yolcu açısından iyi değildir. Sürprizleri olur. Şimdi gelin bir uçağın kiralık olduğu nasıl anlaşılır ona bakalım.

        • 1) Gövde Boyamasından

        Her havayolunun kendine özgü renkleri vardır. Uçak içi koltukları da yine kurumsal renklerde olur. Bunun haricinde reklam kampanyaları ve tanıtımlar için kullanılan renkler de mevcuttur. Bazı sponsorluklar ve reklamlar sebebiyle uçak gövdeleri özel boyanır veya kaplanabilir. Ama kabin içi değişmez. Netice itibariyle uçağı dışında bir farklılık varsa, ilgili şirketin renkleri logosu bir yerde eksik bırakılmışsa, o uçak büyük ihtimalle kiralıktır. Bu renkler de genelde kuyruk, kanat ve motorlarda olur.

        • 2) Uçuş Ekiplerinden

        Geçtiğimiz yaz Katar Havayolları ve Katar turizm ofisinin organize ettiği Doha uçuşu yapmıştım. Giderken Q Suite konseptinin çekimlerini yaptık. Ancak dönüş uçuşunda çekim yapamadık. Çünkü dönüş uçağı ekibiyle birlikte kiralanmıştı. Ama havayolu yetkilileri söylemese bizim anlamamız söz konusu olamazdı. Uçağın iç tasarımı ve kabin personeli tamamıyla Katar Havayolları renklerine bürünmüştü. Fakat bu durum her zaman böyle olmuyor. Bazen uçağın kiralandığı şirket kendi üniformasıyla hizmet verdiğinden durum daha net anlaşılıyor. SunExpress’ten AnadoluJet adına kiralanmış uçakla uçtuğunuzu düşünün. Bazen de ekiplerin yabancı olmasından uçağın kiralık olduğu anlaşılabilir.

        • 3) İç tasarımından

        Geçtiğimiz Eylül ayında TAV'ın işlettiği Zagreb Havalimanı’na Airport programı çekimleri için gitmiştim. Dönüş uçağına bindiğimde muhabirim Emre uçağın iç tasarımının neden farklı olduğunu sordu. Uçağın içi ahşap tasarıma sahipti ve Türk Hava Yollarının uçak içi tasarımında böyle bir dizayn bulunmuyordu. Evet, bu uçak da kiralıktı. Sık seyahat ettiğiniz havayolunun herhangi bir uçağının kabin içi tasarımında farklı bir konsept görürseniz, o uçak kiralıktır.

        • 4) Uçak modelinden

        Her havayolu filosunda belirli uçak markaları ve onların modelleri bulunur. Mesela Pegasus ve Türk Hava Yolları Boeing ve Airbus uçaklarıyla sefer gerçekleştirir. Bu havayollarında Embraer, Bombardier uçaklarını göremezsiniz. Bu iki havayolunda Boeing 747 / 767 ile Airbus A380 gibi yolcu uçakları da yoktur. Havayolunun filosunda olmayan bir marka veya model görürseniz o uçak büyük ihtimalle ekibiyle kiralanmıştır.

        2025'te havalimanlarından biyometrik geçeceğiz!

        2025'te havalimanlarından biyometrik geçeceğiz!
        0:00 / 0:00

        Havalimanları ve havayolları salgın sonrası 2019 rakamlarına çok yaklaştı. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), 2023’te hava yolcu talebinde tam ve sürdürülebilir iyileşme ve büyüme öngörüyor. 2023’te hava yolcusu talebinin 2019’dan yaklaşık yüzde 3 daha yüksek olması bekleniyor. Pandemi sonrasında sektörün daha teknolojik hale geldiği ve temassız uygulamalar gibi birçok yeniliğin de yaygınlaşmaya devam ettiği bir dönemi yaşıyoruz.

        Hava taşımacılığı iletişimi ve bilgi teknolojileri alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından SITA’nın araştırmalarına göre 2025 yılına kadar dünya genelindeki tüm havalimanlarında biyometrik geçiş etkin hale gelecek. 200’ün üzerinde ülkede çalışmalarını sürdüren Cenevre merkezli SITA’nın, sektörün teknoloji çalışmaları hakkında önemli bir raporu bulunuyor.

        2022’da hatalı taşınan bagajlar arttı

        SITA raporuna göre 2022'nin ilk çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre üç kat daha fazla hatalı bagaj taşınmış. İkinci çeyrekte kuzey yarımkürede ilkbahar ve yaz tatili için yolcu sayılarının artmaya başlamasıyla birlikte, hatalı taşıma oranı 5 kat artmış.

        Öte yandan havayollarının teknoloji harcamaları 2021’de yüzde 4,66’dan 2022’de yüzde 4,73’e çıkmış. En çok harcama biyometrik işlemler için yapılmış. İkinci sırada ise kimlikle check-in işlemi geliyor. Bunları yolcunun kendi bagaj işlemlerini yapması, boarding ve bagaj takip sistemi harcamaları takip ediyor. Netice itibariyle havayolları geçen yıl dünya genelinde teknoloji için toplam 37 milyar Dolar harcama yapmışlar. Ancak halen daha 2019’da teknoloji için yıllık 49,6 milyar Doların harcama rakamı yakalanmış değil.

        REKLAM

        Havayollarında gündem teknoloji

        Havalimanlarında ise durum biraz farklı. Havalimanları IT teknolojileri konusunda havayollarından daha geniş bir ağa sahip ve daha uzun yıllardır çalışmalarını sürdürüyorlar. Ülkemizde özellikle TAV Havalimanları Holding’in IT merkezi, ülkemize önemli sistemleri getirerek bu alanda öncü rol üstleniyor. Küresel ölçekte havalimanları 2021’de bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon işlemlerine yüzde 6,15 harcama yaparken, bu rakam 2022’de yüzde 5,60’a düşmüş. Havalimanları teknoloji yatırımlarında havayollarına göre daha az harcama yapıyor. Havalimanlarının teknoloji için harcadıkları rakam 6,8 milyar dolar.

        En fazla yatırım siber güvenliğe

        SITA raporuna göre 2025’te havayollarının yüzde 90’ından fazlası IT servislerine yatırım yapacak. En çok yatırımı ise yüzde 95’le siber güvenlik için olacak. İkinci sırada yüzde 94’le telefon uygulamaları ve yolcu servisleri gelirken üçüncü sırada ise yüzde 92’yle IT hizmet yönetimi servisleri yer alıyor. Havalimanlarında self servis/yolcunun işlemlerini kendisi yapmasına öncelik verilecek. Uçağa biniş işlemlerinin (self check-in) ve bagaj tesliminin yolcunun kendisinin yapabilmesi imkânı sağlayan sistemler yaygınlaştırılacak.

        Dijital pasaportlar cep telefonunda olacak

        Havalimanlarının yüzde 86’sından daha fazlası 2025 yılına kadar tüm temas noktalarını en aza indirecek. Özellikle biyometrik geçiş 2025’te neredeyse tüm havalimanlarında uygulanacak. Bunun yanı sıra önümüzdeki 5-10 yıl içinde tüm ülkeler dijital kimlikle seyahat uygulamasına geçecek. Dijital pasaportlar cep telefonuna uygulanacak ve kullanımı daha kolay olacak. Havalimanlarında yolcuların kimlik kontrolü biyometrik olarak yapılacak.

        Diğer Yazılar