Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir süre uzak kaldığımda, geçmişte işaret ettiğim, köşeme taşıdığım konularda ciddi gelişmeler oldu. Türkiye - Kuzey Irak ilişkilerinin iki tarafın arzuları dışına zorlanması bunlardan biri. Bir yıl önce attığımız yanlış adımlardan netice alamayacağımızı defalarca yazmıştım. Şimdi Irak’ta bu gerçekle karşı karşıyayız. Üstelik mevcut ilişkilerimizi, bölgedeki pozisyonumuzu, arabuluculuk gücümüz ve etkimize epeyce halel getirdikten sonra bir önemli gücün işaretiyle toparlanıverdik. Şu sıralar ise İsrail-Türkiye ilişkileri gündemde. Bilenin bilmeyenin ahkâm kestiği, 3 ay önce duyulan bilgilerin hükmü kalmamasına rağmen onlarla amel edenlerin mebzul miktarda olduğu bir süreci yaşıyoruz.

        Evet, bir süre uzak kaldığımda memleketim Erzurum’da 2011 yılında, 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları sebebiyle hizmete sokulan tesislerin en görkemlisi, kayakla atlama pistleri çöktü. Bu gelişmeler üzerine pistler tamamen kullanılamaz duruma gelirken, otel ve diğer tesisler de boşaltıldı. 2010’da bu tesisleri gezip görmek üzere davet edildiğimde, tespitlerimi de bu köşeden dilimin döndüğünce paylaşmaya, kamu yetkililerini de 2 hususta uyarmaya çalıştım. Tesislerin inşaat ve tefrişatı çok kötü, hatta özensizdi. İkincisi ise bu tesislerin kamu kafasıyla işletilemeyeceğiydi. Her iki hususta da haklı çıktım. Kamu buraları işletemedi. 3 yıl sonra Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aracılığıyla işletme modeli arayışına girildi. Kayak pistlerinin çökmesinden önce bazı tesislerin kullanılamadığı notunu da düşeyim. En önemli husus ise çok para harcanıp, az iş üretilmesiydi. Dikkat buyurun; 2010’da bu tesislerin gerçek durumunu görerek, tek eleştiri yapan, laf eden yoktu. Herkes alkış tutuyordu. İşte o zamanlar, Erzurum’da Kış Oyunları ismi kullanılarak, birilerinin ciddi şekilde ceplerini doldurma oyunu oynadığını yazdım. Eleştirdim. Bugün bile aynı iddiamın arkasındayım. Erzurum’da Kış Oyunlar adı altında yapılan tesisler için harcanan parayla, aynılarından en az 4 tane yapılabilirdi. Peki, bu kadar para nereye gitti? Bu tesislerin incelemesinde bulunan, kabullerini yapan, paralarını ödeyen kamu yetkilileri nerede? Marifetli işadamları şu an hangi projeyi hayata geçiriyor? Bunlara hesabı mı sorulacak, yoksa kayak pistlerinin nasıl çöktüğüne dair teknik rapor mu yazılacak?

        BATU YATIRIM'DAN BATU AİRLİNES

        Batu Yatırım Holding çatısı altında yeni bir havayolu daha Türk sivil havacılık sektörüne adım atmaya hazırlanıyor. 20 yılı aşkın süredir uluslararası bankacılıkla uğraşan finansçıların kurduğu, Veli Uğur Çabuk’un da Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Batu Yatırım Holding (BYH), adını Mango Gıda ile duyurmuştu.BYH’nin esas amacı yurtiçinde veya yurtdışında kurulmuş veya kurulacak şirketlerin sermaye veya yönetimine katılarak bu şirketlerin yatırım, finansman, organizasyon ve yönetim işlevlerini toplu bir bünye içerisinde ve modern işletmecilik esasları dahilinde gerçekleştirmek.

        BYH’nin dünyadaki çeşitli finans kuruluşlarıyla, fonlarla, bankalarla, varlık yönetim şirketleriyle ortaklık ve işbirliği anlaşmaları bulunuyor. Türkiye’de BİST’te işlem gören Mango Gıda’nın yapılandırılmasını da BYH yapıyor. Yaklaşık 2 yıldır işlem görmeyen şirketin, Türk ekonomisine ciddi getiri sağlamaya yönelik hedefleri var. Yönetim Kurulu Başkanı Çabuk, BYH olarak, bankaların ellerinde bulundurdukları zorda olan, yurtdışından hammadde getiremeyen ve banka kredileri kesilmiş şirketler, yarım kalmış tamamlanmamış projeleri sonuçlandırmaya ihtiyaç duyan kuruluşlar ile ilgilendiklerini belirtiyor. Ancak havayolu projesi BYH çatısı altında ayrı bir konuma sahip. Türk havacılık sektörü içerisinde, kargo hava taşımacılığının artan ihtiyaçlarına cevap vermek için uzun menzilli hava taşımacılığı segmentinde yatırım yapma kararı almışlar. Ve iki uzun menzilli uçakla işe başlamayı planlıyorlar. Şimdilik bu kadar...

        Diğer Yazılar