Ulaştırma Bakanı mecburen sahada...
Havacılıkta kaydettiğimiz büyüme hızı karşısında mevcut altyapı yatırımları ve önümüzdeki yıllarda hizmet vermek üzere planlanan tesislerin sebep olacağı problemler söz konusu. Âlim olmaya gerek yok: Son yıllarda elde ettiğimiz çift haneli büyüme rakamları ortada. Altyapıdan sorumlu olan yetkililerin, hesaplarını yapıp hedeflerini bu büyüme başarılarına göre belirlemeleri gerekirdi.
Türk Hava Yolları (THY), Pegasus, Onur Air, Atlasjet ve diğer şirketlerimizin yolcu sayısı, uçak sayısı, trafiği katlanarak büyüyor. Yabancı havayollarının Türkiye’ye olan sefer sayısı da aynı hızla gelişiyor, ama havalimanları tarafı kör topal durumda. Atatürk Havalimanı limitleri zorlarken, buradan arta kalanlar mecburen Sabiha Gökçen Havalimanı’na yöneliyor. Ancak önemli bir kaynaktan aldığım bilgiye göre Sabiha Gökçen’de de slot sıkıntısı yaşanmaya başlanmış. Yani bu meydana uçmak isteyen havayollarına uçuş izni verilmesinde uçak park alanı sorunu teşkil etmeye başlamış. Uçakların park edip yolcu indirmebindirme, gece konaklama gibi sorununa vizyoner yetkililerimiz geç uyanmış. Ama “Sabiha Gökçen dünyanın en hızlı büyüyen havalimanı” sloganıyla hava atmasını biliyorlar.
Şimdi alelacele Sabiha Gökçen için park sorununa eğilecekler, bu defa da zamanında ihalesi yapılmayan ikinci pist meselesi ortaya çıkacak. Atatürk Havalimanı kapasitenin sonuna ulaştığında ise asıl kıyamet o zaman kopacak. Zira 3. havalimanının hizmete açılması için nerden baksanız en az 4 yıl var. Hafriyat işinde ihaleyi kazanan müteahhitlerin elini rahatlatacak arazi kodlarının düşürülmesi yönünde adım atıldı. “Hazine Borç Üstlenim Anlaşması”yla kredi bulunmasında kolaylıklar da sağlandı. Ancak 3. havalimanı arazi yapısının zorluğu sebebiyle, taahhüt edilen zamanda bitirilememe ihtimalinin kesinlikle göz önünde bulundurularak temkinli olunması ve İstanbul’un mevcut iki havalimanına azami ihtimamın gösterilmesi gerekiyor.
‘3. havalimanını Silivri’de yapalım’
Bana ulaşan bilgilere göre alanın sorunları sebebiyle, “3. havalimanını Silivri’de yapalım” şeklinde, ilgili makamlara görüş beyan eden ihaleyi kazanan konsorsiyum yetkilileri de varmış. İlgililerden gerekli cevabı aldıklarını düşünüyorum, lakin devasa arazinin bir başka meselesi de kamulaştırma. Bu yüzden ihaleyi alan şirketlere yer teslimi yapılamadı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal da bu sebepten olacak ki; 3. havalimanının yapılacağı bölge üzerinde küçük hava araçları için uçuş yasağı getirerek görüntü alınmasını ve işlerin hangi boyutta ilerlediğini ötelemek istiyor.
Anladığım kadarıyla bürokrasi tarafındaki bu aksaklıkları gören Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, mecburen sahaya inmek, en küçük meseleyi bile yerinde görmek için gayret gösteriyor. Geçen hafta perşembe günü, Bakan Elvan, Sabiha Gökçen’de çok dar bir kadroyla incelemelerde bulundu. Sıkıntıları ikinci elden dinlemek yerine bizatihi kendisi yerinde görmeyi tercih etti. Bence Bakan haklı, aksi takdirde büyüyen havacılığımızın bu şekilde yönetilmesi söz konusu değil.
Bulgarlar da 3. havalimanını bekliyor!
İstanbul için planlanan 3. havalimanının hava sahası sanıldığı kadar geniş değil. Dolayısıyla havalimanı hizmete girdiğinde, daha önce bu köşede hatırlattığım üzere komşumuz Bulgaristan’ın hava sahasına ihtiyaç duyulacak. Normalde bir ülkenin hava sahası, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ve ücreti mukabilinde üst geçişlerde kullanılıyor. Ancak başka bir ülkenin hava sahasını, hava trafiğini yönetmede, uçakları havada bekletmelerde kullanmak özel izinler ve ikili anlaşmalarla oluyor. Yine aldığım bilgilere göre Bulgar yetkilerle bu kapsamda görüşülmüş. Bulgar hava sahasını kullanmakta bir sıkıntı görünmüyor, eğer istedikleri rakamları verip gerekli anlaşmaları yaparsak... Dolayısıyla 3. havalimanı ne kadar erken hizmete girerse Bulgarlar da buradan ekmek yiyecek. Ama bize ne kadar fatura çıkaracaklar kestiremiyorum.
