Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhuriyet Bayramı’nın 91’inci yıldönümünde, İstanbul’da resmi törenlerin yapıldığı Vatan Caddesi’nde siyahi mehter takımı merak konusu olmuş. Bu renkli ve coşkulu takım, Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi (UFSM) öğrencileriymiş. Halbuki geçen yüzyılın başlarında bile Osmanlı İmparatorluğu’nun bakiyesi olan ve içlerinde çeşitli milletlerden insanların bulunduğu siyahi vatandaşlarımız bu derece merak konusu olmuyordu. Zaten dünyadaki ilk siyahi pilot da bir Türk vatandaşı olan İzmirli Arap Ahmet Ali Çelikten’den başkası değildi

        Evet, doğru okudunuz... Dünyanın ilk siyahi pilotu, Ahmet Ali Çelikten adlı İzmirli bir Türk’tü. Aynı yıllarda ırkçılık nedeniyle Amerikalı Eugene Jacques Bullard’ın (1895-1961) ülkesinde pilotluk yapması reddedildi ve Bullard, 1917’de Fransız Lafayette Filosu’nda görev almak zorunda kaldı.

        Dünya havacılık tarihine Amerika’daki ilk Afro-Amerikan askeri pilot olarak geçen Bullard’ın ilginç ve hüzünlü bir hikâyesi var. Amerika’da 10 çocuklu bir ailede dünyaya geliyor, Avrupa’da kendini yetiştirip pilot oluyor ama doğduğu ülkede mesleğini icra edemiyor.

        Arap Ahmet’in hikâyesiyse çok daha keyifli. 1900’lerin başında Amerika’da siyahi vatandaşların eğitim hakları çok kısıtlıydı, havacılık gibi nitelikli iş kollarında beyazlarla eğitim almaları imkânsızdı. Arap Ahmet ise çok daha şanslıydı. Anadolu’da siyahilere çikolata renkli, tatlı insanlar olarak bakılıyordu. Arap Ahmet’in serüveni işte böyle bir atmosferde başlamıştı.

        OSMANLI’DA HAVACILIK

        Osmanlı’nın son dönemlerinde, diğer sektörlerde olduğu gibi Avrupa’daki havacılık alanındaki gelişmeler de sıkı bir şekilde takip ediliyordu. Osmanlı İmparatorluğu, 1909 Haziran’ında Paris’te yapılan Uluslararası Havacılık Konferansı’na da iki pilotla katılmıştı. 1910 yılı sonlarında ise havacı personel yetiştirilsin diye birkaç subay Avrupa’ya eğitime gönderilmişti, ancak mali zorluklar nedeniyle gerekli ödenek bulunamamıştı.

        Ülkenin savunması açısından havacılığın gelecekteki önemini fark eden Harbiye Bakanı Mahmut Şevket Paşa, konuyla yakından ilgilenir. 28 Haziran 1911’de Süvari Yüzbaşı Fesa Bey ve İstihkam Teğmen Yusuf Kenan Bey, eğitim için 1911 Temmuz’unda Fransa’daki Bleriot Fabrikası’nın uçuş okuluna gönderilir. Diğer yandan 1911’de, Kurmay Yarbay Süreyya (İlmen) Bey, havacılık teşkilatını kurmakla görevlendirilir. Türk Ordusu’nun ilk resmi havacılık kuruluşu da, Harbiye Bakanlığı, Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği’nin 2’nci şubesi bünyesinde “Havacılık Komisyonu” adıyla 1911’de faaliyete başlar. Türk Hava Kuvvetleri’nin temeli de atılmış olur. Böylece Türkiye, 1909- 1912 arasında askeri havacılık teşkilatlarını kuran ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya ile aynı dönemde dünya havacılığındaki yerini alır.

        ARAP AHMET İLK KEZ 1916’DA UÇTU

        1912 şubatında eğitimlerini alıp diplomalarıyla yurda dönen Fesa ve Yusuf Kenan Beyler, yurtdışında eğitim alacak diğer pilotlara da ilham kaynağı olur. Ardından sekiz kişilik gruplar halinde diğer pilot adayları da eğitim için Fransa’ya gönderilir. Aralarında, İzmirli Arap Ahmet Ali de vardır. Onu diğerlerinden ayıran özellik siyahi olmasıdır.

        Arap Ahmet, dünya havacılık tarihine ilk siyahi pilot olarak geçecektir. Arap Ahmet, Birinci Dünya Savaşı’nda cephedeki yerini alır ve savaş süresince gösterdiği başarılarla dünya basınına konu olur. Ve dünyanın ilk siyahi pilotu unvanını elde eder. “The Otoman Army” kitabının yazarı David Nicole, onun hakkında birçok ifadeye ve anekdota yer verir: “Kanatlanan ilk siyahi kaptan” ve “Onun kanatlarıyla uçan Osmanlı” gibi ifadeler bunlardan sadece birkaçıdır. İzmirli Arap Ahmet, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Kurtuluş Savaşı’nda da önemli görevler üstlenir.

        NİJERYA KÖKENLİ BİR TÜRK

        Ahmet Ali Çelikten, 1883’te İzmir’in Aydın vilayetinde doğar. Annesi ve babası Afrika’daki karışıklıklar sebebiyle Osmanlı’ya sığınan Nijerya kökenli insanlardır. Bir rivayete göre büyükannesi Nijerya’dan köle olarak getirilmiştir. Çocukluğunda hep denizci olmak isteyen Ahmet Ali, ilk olarak askeri eğitim veren Haddehane Mektebi’ne girer. Orada Levanten hocalardan ders alan Ahmet Ali, 1908’de Mülazım-ı Evvel’den mezun olur. Sonrasında eğitimine devam edebilmek için her asker gibi yolunu İstanbul’a düşürür. 25 Haziran 1914’te Yeşilköy Deniz Tayyare Mektebi’ne kabul edilir. Ancak Fransa’ya pilot eğitimi için seçilen adaylar arasında yer alınca, lacivert denizlerden mavi gökyüzüne hızlı bir geçiş yapar. Ve onun için renkli, başarılı bir yaşam başlar. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte, Arap Ahmet de ‘Çelikten’ soyadını alır. Başarılı bir meslek hayatının ardından, 1969’da İzmir’de hayata gözlerini yumar.

        ÇİKOLATA RENKLİ HAVACILAR

        Ahmet Ali’nin sadece kendisi değil, iki oğlu, kız kardeşinin eşi ve yeğeni de onu takip ederek pilot olmuş. Bir aile mesleğine dönüşen havacılığı, ailenin reisliğini genç yaşta üstlenen Arap Ahmet’in etkisiyle seçmişler. Babası öldüğünde 6 yaşında olan Ahmet Ali, ailenin en büyük çocuğuymuş ve onun asker/pilot oluşu ailenin yolunu da belirlemiş. Savaş sırasında Prevezeli göçmen Hatice Hanım’la (1897-1991) evlenen Ahmet Ali’nin beş çocuğu olmuş. Hepsi de iyi eğitim almışlar. Kızlarından Neriman İngilizce öğretmeni, Müjgan avukat, oğulları Muammer ve Yılmaz ise babaları gibi havacı olmuş. Astsubay olan Muammer Bey, Hava Kuvvetleri’nden emekli olduktan sonra Türk Hava Yolları’nda (THY) pilotluk yapmış. Şu anda hayatta olan en küçük oğlu Yılmaz da Hava Kuvvetleri’nden havacı astsubay olarak emekli olmuş. Ailedeki tek pilotlar onlar değil. Ahmet Ali’nin pek çok akrabası da onun gibi meslek olarak havacılığı seçmiş.

        BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAKİ SİYAHİ PİLOTLAR

        İzmirli Arap Ahmet, 1916 yılının kasım ayında dünyanın ilk siyah pilotu olduğunda, Birinci Dünya Savaşı’na katılan siyah pilotların sayısı 10’u bulmuyordu. Fransız ordusundaki Martinikli pilotlar bile, 1917’de uçmaya başladılar. Amerikalı Eugene Bullard ise kendi ülkesinde ırkçılık nedeniyle reddedildiği için 1917de Fransız Lafayette filosunda görev aldı. Tarihi kaynaklar tarandığında Ahmet Ali Çelikten’in, dünyanın ilk siyahi pilotu sayılması gerektiğini kesin olarak anlıyoruz. Onun renkli yaşamı, bir sinema filmiyle yeni nesillere anlatılabilse, çok iyi olmaz mı?

        HAVA MUHALEFETİNE MOBİL KULELİ ÇÖZÜM

        Dünyanın en soğuk ülkelerinden İsveç’te, hava trafiğinin, hava muhalefetlerinden daha az etkilenmesi için ilginç bir çalışma yapılıyor. Bu ülkede aniden değişen hava şartları, havayolu trafiğini de çok riskli hale getirdiği için sorunsuz ve kesintisiz bir ulaşım için doğayla uyumlu teknik modeller araştırılıyor

        Hava şartları sebebiyle İsveç’te havalimanlarını başlangıçta ülkenin daha güneyine yapmaya çalışmışlar. Fakat çözümün bu olmadığı anlaşılınca geçtiğimiz günlerde ilginç bir fikri denemeye başlamışlar. Geliştirilen teknik modeller, 17 yıldır sivil havacılığa kapalı olan Ornskoldsvik Havalimanı’nda çok farklı bir teste tabi tutulmuş. Test tam olarak hava muhalefetini önceden belirleme ve uçağı bilgilendirmeyle ilgiliymiş. Kullanılan enstrüman ise mobil kule olmuş. Havalimanlarındaki kulelerin her yönü tam olarak göremediğini savunan hava trafik kontrolörü Per Granquist, bu sebeple araştırma yapıp bulduğu çözümü yetkili makamlara sunmuş. Geliştirilen modelin özü şu; havalimanındaki ana kuleye eskortluk edecek bir yardımcı mobil kule daha bulundurulacak ve ihtiyaca göre gerekli yerlere konumlandırılacak.

        Ana kulenin hava değişimlerini ve rüzgâr yönünü saptamada reflekslerinin azaldığına ve hava trafiğini kontrol etmekte zorlandığına dikkat çeken Per Granquist, bu durumu mobil bir kuleyle çözmeyi önermiş. Mobil kule, hava muhalefetinin durumuna göre bir yön belirlendikten sonra istenen bölgeye birkaç saatte kurulabiliyor. İlk bakışta biraz garip gözükse de bunun, hava trafiğinin yönünü belirlemede ana kuleye çok yardımcı olduğu tespit edilmiş. Mobil kulede 2 kişi görev yapabiliyor. Yeni sistemde cam yok ve dışarıda kameralar bulunuyor. Farklı kamera mercekleri ve kızılötesi ışınlarla puslu havalarda uçakların güvenli iniş ve kalkış yapmaları sağlanıyor. Pratik bir kurulumu olması ana kumandanın işini kolaylaştırıyor. Avrupa Hava Trafik Kontrolörleri Birliği (NATS) Başkanı Paul Jones, mobil kulenin gelecek için büyük umut vaat ettiğini ve her geçen gün artan trafik sorununa farklı bir çözüm olabileceğini belirtiyor.

        İskandinav, Alaska ve Kanada gibi birçok kuzey ülkesinde gerçekleşen hava muhalefetleri yüzünden zaman zaman uçuşlar ya yapılamıyor ya da rötarlar yaşanıyor. Hava ulaşımının ciddi olarak aksamasına sebebiyet veren hava şartlarını önceden sezmek, mobil kulenin birincil görevi olacak. Per Granquist, kurulumu çok pratik olan bu mobil kulenin birçok ülkede faydalı olacağına inanıyor. Mesela İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 2-3 yıl önce hava şartları yüzünden ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Yurtdışındaki tecrübeli firmalardan alınan danışmanlık hizmetiyle hava şartlarına bağlı trafik aksamasına yönelik sorunlar önemli oranda azaldı. Belki mobil bir kule Atatürk Havalimanı’ndaki problemi daha da düzeltebilir.

        Şu an test aşamasında olan mobil kulenin maliyeti 77 bin dolar. Bunun, kulenin hayata geçmesiyle 140 bin doları bulacağı tahmin ediliyor. Kulenin kurulumunda toplam 6 kişiye ihtiyaç duyulurken gereklilik hissedildiği takdirde kuleye iki de hava kontrolörü yerleştirilebiliyor.

        Diğer Yazılar