Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Batı ile her alanda yarışmak için yoğun çaba sarf eden Çin, geçtiğimiz hafta ilk yolcu uçağını fabrikadan çıkardı. Çin’e ait uçak şirketi Comac tarafından üretilen ilk büyük yolcu uçağı C919 için görkemli bir fabrika çıkış töreni (roll out) yapıldı. Batı’nın aviyonik sistemi ve uçak motorlarıyla üretilecek olan C919’un Şanghay Pudong Havalimanı’nda gerçekleşen etkinliği de 4 bine yakın kişinin katılımıyla gövde gösterisine dönüştürüldü.

        Çin tasarımı ilk yolcu uçağı C919 modeli, 158-174 arasında yolcu kapasitesine sahip olacak. Sertifikasyon süreci için ilk uçuşunu 2016’da yapması ve 2018 itibarıyla yolculu uçuşlar için servise girmesi planlanıyor. Halihazırda Boeing ve Airbus uçaklarını kullanmak zorunda olan Çin, kendi uçağının hizmete girmesiyle önemli bir endüstriyel gelişim kabiliyeti kazanacak. Ayrıca ekonomisine de ciddi katkı yapacak bu adımla, havacılık dünyasında kendine yer edinmeyi umuyor.

        Çin’in uzun vadeli planı ise ezeli iki rakip Airbus ve Boeing’in, dünya havacılığındaki etkisini üçüncü oyuncu olarak kırmak. Ancak benzer bir atağı Çin’in müttefiki Rusya da yapmak istedi, başarılı olamadı. Rusya’nın askeri uçaklar üreten şirketi Sukhoi, Superjet 100 ismini verdiği 75-95 yolcu kapasiteli flyby- wire sistemine sahip modern bir bölgesel jet geliştirdi. İlk uçuşunu da Mayıs 2008’de yaptı ama umduğu başarıyı yakalayamadı.

        Çin ise büyük gövdeli yolcu uçağı pazarında Boeing ve Airbus ikilisinin arasında yer almak için yoğun gayret gösteriyor. Airbus A320, Boeing 737 modellerine karşı rekabet amacıyla üretilen tek koridorlu C919, şu ana kadar Çin’de tasarlanan ve üretilen en büyük ticari yolcu uçağı durumunda. Uzun vadeli hedef ise C919’da başarıya ulaşarak çift koridorlu pazar için 300-400 yolcu kapasiteli C929 ve C939 modellerini geliştirmek.

        Tek koridorlu C919’un da 6 farklı modeli olması planlanıyor. Üçü farklı gövde uzunlukları ve koltuk kapasiteleri ile yolcu, diğer üçü de kargo, iş jeti ve askeri amaçlı görev uçağı olacak. Çinliler, bugüne kadar C919 için 21 havayolundan toplam 517 adet uçak siparişi almış durumda. Hedef ise 2000 sipariş. Bakalım, Sovyetler Birliği döneminde Tupolev, Yakovlev, Antonov ve Ilyushin gibi 4 ayrı yolcu uçağı markasını üreten bir tecrübeye sahip Rusya’nın başaramadığını Çin başarabilecek mi? Henüz Türkiye’den ne Türk Hava Yolları (THY) ne de özel havayolları C919 için sipariş vermiş değil.

        C919 TEKNİK ÖZELLİKLER

        -Koltuk kapasitesi: 158-174

        -Yük taşıma kapasitesi: 20.4 ton

        -Sürat: 0.78 Mach (955 km/h)

        -Menzil: 4075 km (ek yakıt tankı opsiyonu ile 5555 km)

        -Maksimum uçuş yüksekliği: 12.100 m

        -Motor: 2 adet CFM International LEAP 1C

        -Gövde uzunluğu: 38.9 m

        -Kanat açıklığı: 35.8 m

        -Genişlik: 11.95 m

        -Gövde yüksekliği: 4.16 m

        -Kabin genişliği: 3.9 m

        -Kabin yüksekliği: 2.25 m

        EHLİYETLE MIAMI-ORLANDO UÇUŞU

        Yurtdışı uçuşlarında pasaportunuz olmadan zaten uçağın kapısına bile yaklaşma şansınız yok. Ancak bazı yabancı ülkelerde pasaportunuz olmadan iç hat uçuşu da yapamıyorsunuz. Ülkesine göre; kimisinde yabancı yolcuların nasıl bir kimlikle uçacağına dair kural var, bazılarında ise görevlilerle kurulan diyalog sıkıntıların aşılmasına yardımcı oluyor. Türkiye’de de havalimanında göstermeniz istenen kimlik çeşitleri belli: Pasaport, ehliyet ve nüfus cüzdanı.

        Geçen hafta bir arkadaşımla Amerika içi yolculuk yaparken ilginç bir deneyim yaşadım. Önce Miami’den Orlando’ya gitmek üzere şoförüyle birlikte günübirlik bir araç kiraladık. Sabah erken karadan yola koyulduk ve 3.5 saatlik seyahat boyunca kimlik sorulmasını gerektiren bir durumla karşılaşmadık. Orlando’ya öğlene doğru varınca geriye kalan zaman diliminin bize yetmeyeceğini düşünüp, dönüş için Amerikan Airlines’tan akşam 7.30 için uçak biletimizi online olarak aldık.

        Amacımız Orlando Hollywood Stüdyoları’nı gezmekti. Maksadımızı tam olmasa da gerçekleştirip, uçuşa yaklaşık 2 saat kala Orlando Uluslararası Havalimanı’na vardık. Check in yaptırıp, uçuş kartlarımızı da aldık. Yeterli zamanımız olduğu için havalimanının keşfini de yapıp, arındırılmış salonlara geçmek üzere polis kontrolüne yöneldik. Ben pasaportumu çıkardığımda, arkadaşım yanında sadece ehliyet olduğunu, pasaportunu ise Miami’de konakladığımız otelde unuttuğunu söyledi. Bari ehliyet ehliyet olsa. Ben bile görünce şaşırdım. Oldukça yıpranmış ve bir kenarı da tamamen kopmuş bir ehliyet.

        Önde arkadaşım, arkada ben kuyruğa girdik. Polisle ilk teması onun kurmasını istedim ki, duruma göre hareket edebilelim. Uçağa binemezsek, tekrar karadan Miami için yola revan olalım. Kiraladığımız aracın şoförü de bizim uçakla dönecek olmamıza bozulduğundan, ben “Adamın ahı tuttu” diye arkadaşıma takılıyorum ama diğer taraftan da nasıl bir manzarayla karışılaşacağımızı merak ediyorum.

        Derken bizimkisi biniş kartıyla ehliyetini polise uzattı. Bir kenarı kopuk, yıpranmış ehliyeti polis evirdi, çevirdi; “Pasaportunuz yok mu?’ sorusunu yöneltti. Durumu anlattık. Bizi kenara çekip, başka bir polise haber verdi. İkinci polis de ehliyete tuhaf tuhaf baktıktan sonra bizi başka bir masaya aldı. Kalın bir kitap çıkardı. Alfabetik sıraya göre tüm ülkelerin geçerli kimliklerinin önlü arkalı fotoğraflarının yer aldığı kitapta Türkiye maddesini buldu. Örnek ehliyet fotoğrafıyla karşılaştırma yapınca sevindik. Böylece polis, kontrolden geçmek üzere sıraya girmemizi istedi. Fakat bu esnada kendisi de gidip ellerine beyaz eldivenleri geçirince bizimkinin hevesi kursağında kaldı.

        Tam çantalarımızı x-ray cihazına koyacağımız esnada polis arkadaşımı kuyruktan ayırıp arındırılmış bir alana aldı. Onun eşyalarını özel olarak cihazdan geçirip, sonra da eldivenli elleriyle tek tek kontrol etti. İyi yolculuklar dileyip, ehliyet ve uçuş kartını verdi. Anlayacağınız polis daha önceden tanımlanmış prosedürleri uyguladı. Biz de kenarı kırık ve yıpranmış bir ehliyetle sorunsuz bir şekilde Orlando’dan Mimai’ye uçtuk.

        Ertesi gün bu defa THY ile Miami’den İstanbul’a uçtuk. İstanbul’da polise pasaportumuzu uzattığımız esnada yanımızda kavga-kıyamet koptu. Yerli yabancı herkes yanımızda olup bitenler için gözlerini çevirdi. Arap bir aile, muhtemelen Fas, Tunus gibi ülkelerden; anne-baba pasaport bankosunu geçmiş, 19-20 yaşlarında bir genç ise ağlayarak polise yalvarıyor. Polis genci itip-kakarken aile de devreye girdi ve ortalık karıştı. Uzaktan bir hışımla gelen dolgun bir polis, direkt gence daldı. Ortalık iyice karıştı.

        Hadise şuymuş: Bu genç, daha önce Türkiye’de bulunduğu esnada, bir sahtekârlık olayına karışmış. Bu sebeple ülkemize girişi yasakmış. Fakat sevgili polis yetkilileri, kriz böyle mi yönetilir? Bir genç yakınlarının yanında tekmetokat dövülür mü? Ailece alırsın bir odaya durumu anlatırsın, birazcık bekletirsin ve sorunu çözersin.

        Buyurun iki ayrı kesiti siz değerlendirin...

        KİMLER PİLOT OLABİLİR?

        Çağımızın en gözde mesleklerinden biri haline gelen pilotluk gençlerimizin de ilgisini çekiyor. Bu sebeple Yrd. Doç. Dr. Adnan Çoban’ı konuk olarak ağırladım. Pilot seçiminde yapılan testler ve dikkate alınan kriterleri, mevcut pilotlara verilen eğitimleri ve onlara yapılan testleri anlattı. Özellikle pilot olmak isteyenleri mutlaka ekran başına bekliyorum.

        Ayrıca Airport’un aktüel dosyalarında ise THY’nin ABD’deki 8. noktası olan Miami hattının ilk uçuşundan en özel görüntüler ve Türk Hava Kuvvetleri’nin üçüncüsünü filosuna katmaya hazırlandığı askeri nakliye uçağı A400M var. Yarın 11.10’da Habertürk TV’ye bekliyorum.

        Diğer Yazılar