Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün rakamlarına göre dünyada yaklaşık 1 milyar insan açlık tehdidi altında. Üstelik dünya gıda fiyatlarındaki artış durumun vahametini her geçen gün daha çok artırıyor. İşte böyle bir ortamda Türkiye'de yine bir şeyler ters gidiyor. Nasıl mı! Anlatayım.. Gıda fiyatları yükselirken Türkiye'de tarım ürünlerinin gıda yerine biyoyakıt olarak kullanılmasına devam ediliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar geçtiğimiz ay bu konu ile ilgili yaptığı, “Yiyecek miyiz, yakacak mıyız bir karar verilim” çıkışı dikkat çekiciydi. Bayraktar'ın bu çıkışı haklı. Çünkü biz gıda olarak kullanılan ürünü alıp biyoyakıta çevirirken herhangi bir ÖTV ödemiyoruz. Ancak söz konusu gıda ürünlerinden üretilen yağı kullanıp atık yağ olarak biyodizele çevirince bir anda ortaya ÖTV çıkıyor.

        1 DAMLA ATIK YAĞ 1 MİLYON LİTRE SUYU KİRLETİYOR

        Oysa bildiğiniz gibi her gün binlerce ton yiyecek kızartılıyor ve bunun için tonlarca yağ kullanılıyor. 1 damla kullanılmış atık yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği ve kullanılmaz hale getirdiği de bir gerçek. Oysa bu atık yağları kaşık kaşık toplayıp biyodizele çevirmek mümkün. Nitekim dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri de bunu yapıyor. Yıllardır bu işi yapmaya çalışan ancak artık 'Bittim' diyen Ezici AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ezici son günlerde kapı kapı dolaşıp derdini anlatmaya çalışıyor. Ezici ile bu konuyu uzun uzun konuşma fırsatımız oldu. Ezici, “Türkiye’de çiftçinin ürettiği bitkilerden elde edilen biyodizele sıfır ÖTV uygulanırken atık yağlardan elde edilen biyodizelden litre başına 1 lira 12 kuruş ÖTV isteniyor. Bundan dolayı ciddi atık yağ toplayıcıları işlerini yapamıyor. Bu yüzden atık yağlar, kaçak toplanıyor ve kamyon otobüslerin depolarında kaçak yakıt olarak kullanılıyor” diyor. Türkiye'de yılda 1.5 milyon ton yağ tüketildiğini 350 bin ton atık yağ çıktığını anlatan Ezici, kaçak toplamalar dahil bu atıkların sadece 50 bin tonunun toplanabildiğini kaydediyor. Yani kalan 300 bin ton denize, toprağa karışıyor. Oysa ÖTV engeli olmasa bunları toplayıp işleyerek akaryakıt dağıtım şirketlerine vermeye hazır onlarca şirket var.

        ÖTV olunca atık yağın da kaçağı çıktı

        ÖTV’si yüksek her üründe olduğu gibi atık yağda da kaçak sorunu var. Atık yağa ÖTV ödemek istemeyenlerin lisansı olmadığı halde kaçak olarak toplama yaptığını söyleyen Mustafa Ezici, “Özellikle eski otobüs ve kamyonlarda yüzde 50 atık yağ yüzde 50 motorin karışımı yapıyorlar. Böyle olunca da yakıtın fiyatı 3 liraya kadar iniyor. Egzoz ölçümü yapılarak bunları rahatlıkla tespit etmek mümkün” dedi.

        Sorunu kim çözecek?

        Şu anda mevzuat olarak motorine yüzde 2-5 oranında biyodizel karıştırılmasına herhangi bir sıkınca bulunmuyor. Atık yağlardan biyodizel üretimi için 13 No’lu ÖTV Genel Tebliği'ne ve 22 Seri No’lu Akaryakıt Tebliği'ne sadece 'atık yağlardan üretilenler dahil' ibaresi konulması durumunda bu sorunun çözümü mümkün. Tarım ürünü olarak ekilen palm, kanola, pamuk yağı alınıp işlenince ÖTV alınmıyor da, bunların atıklarından elde edilen biyodizel neden ÖTV'ye tabi. Yıllardır bu işin peşini bırakmayan Mustafa Ezici'nin ifadesine göre burada son kararı verecek kişi Başbakan Tayyip Erdoğan. Bu nedenle de sektör derdini anlatmak için bu dönemde Başbakan'ın peşine düşmüş durumda. Eğer onu ikna edebilirlerse biyodizeldeki ÖTV sorununu da çözmeleri mümkün olacak görünüyor.

        Diğer Yazılar